Yirmi sekiz

8.6K 446 114
                                    

Medya: Afra Bayraktar

🍒

(2 HAFTA SONRA)

Zaman her şeyin ilacıdır. Zorlu günleri geride bıraktım, eskisi gibi olmaya çalıştım. Daha doğrusu çalışıyorum. Ama sadece eski halime dönmek için değil, ders de çalışıyorum.

Bir haftadır okula gidememiştim ve şuan çok gerideydim. Sınıftakiler sınav olmuştu, ve ben çoğu sınavı kaçırmıştım. Şuan bu hafta içindeki mazeret sınavlarım için hazırlanıyordum.

Edebiyat çalışmaktan pek hoşlanmıyordum, ezberlenecek kısımlar zordu ve benim çıkarmam gereken çok not vardı.

Kalemimi elimde sallayıp edebiyat kitabımın sayfasını çevirdim ve okuduğum yerlerdeki önemli bilgileri not almaya devam ettim.

Geceleri kabuslarımda tekrar kaçırıldığımı görüyordum. Kurtulmak için çabaladığımı, fakat başaramadığımı... Ama onu görünce tüm korkum kayboluyor.

Adını dahi ağzıma almak istemiyordum. Annem ve babama beni onun kurtardığını söylememiştim. Kürşat hâlâ bu işin peşini bırakmıyor, beni kaçıran adamın izini sürüyordu.

Oflayarak kalemi elimden bıraktım. Bir türlü odaklanamıyordum. Kafamın içinde hep fırtınlar kopuyor, yangınlar çıkıyordu. Huzurlu bir nefes almayı bile çok özlemiştim.

Kafamı dağıtmaya karar verdim. Aşağıya inip kahve alıp dersime o şekilde çalışmaya devam edecektim.

Odamdan çıktım. Psikolojim pek yerinde değildi, bunu kendim de kabul ediyordum. Alp abim her gece yatmadan önce odama gelip benimle sohbet etmeye çalışıyor ama ben hep ondan kaçıyordum.

Bu gece ise o sohbeti etmemek için erkenden yatacaktım.

Derin bir nefes alıp aşağıya indim. Arda odasında ders çalışıyordu, son zamanlarda onunla bile doğru düzgün konuşamamıştım. Sürekli geldiği zaman bir bahane bulup konuşmaktan kaçmıştım.

Mutfağa indiğim zaman annemi yemek yapan hizmetli ablaların yanında gördüm. Endişeli gibiydi.

"İnci, dün Melih'le konuştuk, annemlerin yanına, Gaziantep'e gideceğiz. Kuzenler, falan ailecek. Oradaki hizmetliler pek bizi tanımıyor, neyi sevip sevmeyeceğimizi de bilemezler, sende bizimle gelirsin ha, ne dersin?"

İnci ablanın kafasını sallayarak ellerini havluya sürdüğünü gördüğümde hâlâ kapıdan onları izliyordum.

"Tabi ki Ebru hanım, ben gelirim. Size yardımcı olurum, merak etmeyin." dedi gülerek.

Annem başını sallayıp konuşmaya devam etti.

"Yolumuz uzun, arada sırada mola vereceğiz. Yol için bir şeyler de hazırla, tamam mı? Ben Buket'i markete yollayıp eksikleri aldırırım." dedi annem.

"Tamam Ebru hanım, ben herşeyle ilgilenirim, siz merak etmeyin." İnci ablanın sesiyle kendime geldim.

İçeriye girince annem beni gördüğüne sevinmiş gibiydi, neredeyse odamdan hiç çıkmıyordum.

"Bir şey mi istemiştin kızım?" dedi annem gülerek. Ona üzülüyordum, her şeyin eskisine dönmesi için çabalıyordu ama ben hiç bir şekilde çabalamıyordum.

"Kahve alacaktım da ben..." diye mırıldanınca İnci abla gülümseyerek tezgahtan bir kupa çıkardı ve içine hazır kahve koydu.

"Ben getiririm Afra hanım, siz odanıza geçin." dedi. Başımı sağa sola sallayarak,

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin