Medya: Alya Soydan
🍒
"Tamam Alya. Tamam dedim ya. Melih beyle konuşacağım. Ne demek neden konuşacağım? Bizim okula geleceksin ya."
Geri zekalıya iki saattir bir şey anlatmaya çalışıyordum ama beni anlamamakta ısrar ediyordu.
"Ayyyyy. Tamam kanka, sen konuş ben seni daha sonra ararım. Çok heyecanlandım ya, neyse kapat hadi."
Sevinçten kafayı yedi saçmalamaya başladı yine. Bende daha fazla uzatmadan telefonu kapattım. Sırt çantamı boynuma astıktan sonra merdivenleri inip salona geçtim.
Koltukların birinde Kürşat iki seksen uzanmış yatıyordu. Karabiberin tadı hala damağında galiba.
"Buket... Su getir." dedi. Adam burada ölüm döşeğinde yatıyor, ama hala millete Emir veriyor. Keşke omlete biraz da kimyon falan atsaydım.
Yada iyiki atmamışım. Bu biraz pul biber ve kara biberle bu hale geliyorsa kimyonla akıl sağlığını yitirirdi herhalde.
"Abi iyi değilsin. Sen bugün şirkete gelme. Zaten bugün toplantı da yok." dedi Alp. Ebru hanımda başıyla onayladı. Bu Ebru hanım var ya, benim gördüğüm en iyi anne.
"Olmaz. Tabi ki şirkete geleceğim." dedi. Bu da benim en nefret ettiğim, işine her şeyden çok önem veren tiplerden.
"Oğlum iyi değilsin, gitme. Feride omlete neden bu kadar baharat koydu acaba? Melih de bir baktı tadına, hâlâ lavabodan çıkamadı." dedi Ebru hanım.
Kıkırdadım. Melih bey Kürşat çok kötü olunca omletin tadına bakmış, 2 saattir lavobodan çıkmamıştı.
Kürşat ise neredeyse bir büyük damacana su içmişti. Bunun üzüldüğüm tek yanı, benim yüzümden Feride abla mahcup olmuş, omleti benim yaptığımı bilmesine rağmen sesini çıkartmamıştı.
Keyifle koltuğa oturdum ve "Siz en iyisi buna bir dil nakli yapın, yoksa evde iki güne su kalmaz." dedim.
Kıvanç bu dediğime hafifçe güldüğünde, Kürşat ona öldürücü bakışlarını yolladı. Kıvanç anında susup telefonuyla ilgilenmeye devam etti.
O an Melih bey geldi. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Elindeki suyu içerek geliyordu.
Koltuğa oturdu ve suyu masanın üzerine bıraktı. Ben o omleti Kürşat'a yapmıştım, Melih bey neden yemişti ki omleti?
Neyse, tamam. Ortam da sessizleşti, Alya konusunu açmanın tam zamanı.
Boğazımı temizledim ve Melih beyin bana bakması için hafifçe öksürdüm. Melih beyin bakışları bana dönünce masumca gülümsedim.
"Sizinle bir şey konuşabilir miyim?" diye mırıldandım. Melih bey başını salladı.
"Tabi ki kızım. Konu nedir?" diye sordu. Hayatımda heyecanlandığım nadir anlardan birini yaşıyordum şuan.
"Ben bu okulda yalnızım... Arkadaş açısından. En yakın arkadaşımı da bu okula aldırabilir miyiz?" diye sordum.
"Kim bu arkadaş?" diye sordu Kürşat yattığı yerden.
"Kız mı arkadaşın erkek mi?" diye ekleme yaptı Alp.
"Nasıl yalnızsın, Arda var ya okulda." dedi Kıvanç.
Üç gavur bir oldu akılları sıra benim hayatımı sorguluyorlar.
"Size ne?" diye bastıra bastıra söyledim cevabımı. Hepsinin yüzü sinirden kasıldı. Ve son zamanlarda harika bir özelliğimi keşfettim: İnsanları sinir ediyordum ve başarılı da oluyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abi Terörü
حركة (أكشن)17 yaşında, ailesi olmasına rağmen bir yalanın mahkumu olan ve hayatını yetim hanede geçiren Afra, ailesi bir anda hayatına girerse ne olur? Yeni ailesi, abileri ve kardeşine hemen alışabilir mi? Ya abileri Afra'nın deyişiyle terörist olursa? Afra...