On beş

15.4K 749 282
                                    

Medya: Kıvanç Bayraktar

Seni Dert Etmeler

🍒

Beraber misafirlerin yanından tek tek geçip çıkış kapısına doğru ilerliyorduk ve ne olduğuna dair gram fikrim yoktu.

Birincisi, hediye nasıl bir şeydi ki dışarı çıkıyorduk?

İkincisi, sadece ben gelsem de yeter, Alp neden geliyor?

Herkes oldukça eğleniyor ve sohbet ediyorlardı. Bir yandan misafirlere bakıyor, bir yandan da Kürşat'ın peşinden kurbanlık koyun gibi yürüyordum.

"Abi nereye gidiyoruz? Ben kuzenlerle kalsaydım ya." Alp bir yandan yürürken bir yandan da anlamsız bakışlarla Kürşat'a bakıyordu.

Kürşat sinirle Alp'e baktı. Bu herif gerçekten çok korkutucuydu, bana böyle baksa korkudan ölürdüm aq.

"Kes sesini ve yürü Alp." dedi sinirle. Bu sinirine bir anlam veremedim, sanki Alp ona çok kötü bir şey yapmış gibi bir tepki vermişti.

Alp bu sözlerinin üzerine bir şey söylemedi ve yürümeye devam etti ama ben susamazdım. Ya beni öldürmeye götürüyorsa?

Doğum günümde ölecek miydim? Hem de en nefret ettiğim insan tarafından? Yok yok, benden bu kadar, gelmiyorum.

İkiside yürümeye devam edince olduğum yerde durdum ve kollarımı önümde birleştirdim. İkisi de benim olmadığımı fark ettikleri an durup bana döndüler.

"Neden durdun?" diye sordu Alp. Ona bir süre baktıktan sonra Kürşat'a döndüm. Ondan bir açıklama bekliyordum ama o bana bunu vermeyecek gibi bana bakmaya devam ediyordu.

"Önce nereye gittiğimizi söylüyorsun, aksi takdirde seninle gelmiyorum." dedim. Şüphe etmekle gayet haklıydım çünkü onun bana hediye alacağına zerre inanmıyordum.

Sanki benden böyle bir soru bekliyormuş gibiydi, hiç şaşırmamıştı. Alp de benim gibi Kürşat'a dönünce Kürşat birkaç adımda yanıma geldi ve elimi tutup yürümeye devam etti.

Ne yapıyordu bu böyle?

"Ne yapıyorsun? Seninle gelmek istemiyorum, bırak beni!" dedim bir anlık hiddetle. Ama Kürşat hiç sinirlenmeden benimle konuşmaya çalıştı.

Oysa az önce Alp'le konuşurken onu neredeyse öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"İnan bana hediyeni çok beğeneceksin. Sadece bana güven ve yürü." dedi sakince.

Bunu söyler söylemez içimdeki tüm şüphelerden arındığımı hissettim. Daha fazla diretmek istemedim ve Kürşat'ın gittiği yere ayak uydurarak yürümeye devam ettim.

Neden bir anda ona ısınmıştım? Neden onun yanında kendimi güvende hissediyordum?

Acaba oda beni kardeşi olarak görüyor muydu? Diğerleri gibi kaçmayacağımı anlamış mıydı?

İyi de Kürşat beni bu evden gitmek zorunda bırakacak çok ağır bir şey yapmamıştı ki. Diğer kızlara da böyle davrandıysa onlar neden evi terk etmişlerdi?

Dışarıya çıktığımız an düşüncelerimden sıyrılıp bulunduğum ortama odaklandım. Alp'in ceketi üzerinde olduğu için üşümüyordum.

Anlamsız bakışlarla etrafa bakındığım an evimizin yanında duran bir sürü gazeteci gördüm. Bunların burada ne işi vardı? Üstelik o kadar kalabalıklardı ki ben bile yanlarına gidemeyecek kadar utanmıştım.

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin