<10. Bölüm>

182 12 17
                                    

İkimizde tek bir kelime etmeden oturuyorduk. Ne o ne de ben ağzımızı açmadan sadece ileriye bakıyorduk. Bu durumdan asla rahatsız değildim. Hatta işime bile gelmişti. Biraz öyle durduktan sonra aramızdaki sessizliği o bozdu.

"Özür dilerim, o an sinirlendiğim için ne dediğimin farkında değildim. O çocuk yüzünden seni de kırdım sanırım."

Sessizliğimi korurken o konuşmaya devam etti.

"Cidden bak asla seni üzmek istememiştim. Eğer böyle olacağını bilseydim yemin ederim o an yerimden bile kalkmaz tek kelime etmezdim. Çok özür dilerim."

Ona kızgın mıydım? Hayır. Hatta fazla rahatsız bile olmamıştım. Sadece azıcık kırılmıştım. Daha fazla özür dilemesini istemediğim için ona doğru kayıp başımı yavaşça omuzuna koydum. Şu anda birilerine sığınmaya ihtiyacım vardı. Bedeninin kasıldığını hissetmiştim.

Bir kaç saniye sonra kafasını benimkinin üzerine yavaş ve çekingen bir şekilde koyduğunda yanağıma değen yeşil saçları huylandırmıştı.

"Ben çok küçükken babam bizi terk etmişti." Konuşmaya başladığımda neden anlattığımı bilmiyordum ama ona güvendiğimi hissediyordum. "O gittikten sonra annem çok yıprandı, aylarca arkasından ağladı. Kimseyle konuşmayıp odasına almıyordu, yemek yemeyi bile kesmişti. O zamanlar ne yapacağımı bilemeden annemin yanında olmaya çalışıyordum. Küçüklük aklımla babamın öldüğünü bile düşünmüştüm. Her gün evimize gelen komşular annemi teskin etmeye çalışıyor, yemek getiriyorlardı." Gözlerimden bir iki sıcak damla düşerken anlatmaya devam ettim.

"Annem zorla toparlandı. Ama o kadar uzun bir süre aldı ki bu artık hiçbirimizin umudu kalmamıştı. Toparlanmasına rağmen hâlâ ruh gibi dolaşıyordu evin içerisinde. Annem babamı çok seviyordu biliyor musun? Kendinden, hayatından, benden ve hatta ölümünden... Bir kaç kere intihar etmeye kalkıştığına bile şahit olmuştum. Küçücük yaşta bunları kaldırmak o kadar zordu ki." Ağzımdan küçük bir hıçkırık dökülürken yanımda hızla doğrulup yüzüme baktı. Avuç içlerini yanaklarıma yaslayıp göz yaşlarımı silerken konuştu.

"Anlatmak zorunda değilsin. Bu senin için zorsa bunu yapma." Kafamı iki yana sallayıp tekrar omuzuna yaslanırken kaldığım yerden devam ettim.

"Annemin o hallerinden sonra babamı kaybettiğimi düşünmeyi bırakıp anneme yöneldim. Benim büyümem gereken yaşta annemi büyüttüm ben. Sonra bir gün babam geldi. Tek gelip bize geri dönmesini o kadar isterdim ki her ne olmuşsa unutur ve onu affederdik ama yanında getirdiği kadınla herşey tekrar altüst olmuştu. Onlar gelince annem beni odama yollamıştı ama ben gitmek yerine kapının arkasında saklanıp onları dinlemiştim.

Annemle kavga etmeye başlamışlardı. Sesleri yükselmeye başladıkça daha çok korkuyordum. Çok fazla konuşmuşlardı ama hatırladığım tek şey babamın beni geri istediğiydi. Bunu duyunca çok fazla sinirlenmiştim. Sanki hiç bir bok olmamış gibi tekrar geri dönmüştü üstelik bir kadınla! Odama koşarak girip kulaklarımı sıkıca kapatmama rağmen yine de duyuyordum seslerini, bağırışlarını... Araya diğer kadında girince tartışma büyümüştü. En sonunda annem her ikisinide evden kovup kapıyı kapattığında derin bir nefes aldığımı hatırlıyorum. Ne kadar acınası değil mi? Hayatımızın dönüm noktası olmuştu o gün. Annem o andan itibaren tamamen güçlenmiş ve yeniden doğmuş gibi ayağa dikilmişti. Beni asla o adama vermedi, yanımıza bile yaklaşmasına izin vermedi. O günden itibaren annem benim kahramanım olmuştu."

Sessiz göz yaşlarım akmaya devam ederken yanımda hareketlenen bedenle doğruldum. Omzunu başımın altından çekip kollarını sararken gülümseyip sarılmasına izin verdim. Bir eli belimden uzanıp saçlarımı okşarken diğeri sırtıma dolanmıştı. Ve ben işte o an huzuru hissetmiştim.

SanZo / Primo AmoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin