< 23. Bölüm >

154 12 13
                                    

Onun gözleride ilk anneme sonra bana ve en sonda saçlarıma değdiğinde yüzündeki gülüş solup yerini sonuna kadar açılmış gözler ve şaşkınlığa bırakmıştı.

Gerginlinten tırnaklarımın kenarlarını yolarken vereceği tepkiyi bekliyordum. Kafasını iki yana sallayıp bir şey demeden anneme bakıp tekrar gülümseyerek içeri davet etmişti. Ben hâlâ kapının önünde dikilip hareket etmezken onunda bakışları içeri giren annemden bana dönmüştü.

Yine yüzüne öncekine nazaran daha az şaşkınlık ifadesi koyarken gerginlikten yere yapışacaktım şimdi. Bir kaç saniye sonra dişlerini gösterecek şekilde kocaman gülümseyip üzerime atlamıştı resmen. Bir eli saçlarımı diğeride belimi bulurken düşmememi sağlayarak zar zor düzeltmeye çalıştığım dalgalı tutamları eliyle karıştırarak dağıtmıştı.

"Owww tipe baaakk. Çok tatlış olmuşsun sen. Şapur şupur yiyesim var seni şu an."

Gözlerim sonuna kadar açık ona bakarken o umursamadan saçlarımda ellerini gezdirmeye devam ediyordu. Daha çok karıştırıyordu hatta. Kafamın üstünde kuş yuvası varmış gibi hissetmeye başlamıştım.

Ellerini bileklerinden tutup kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama o bırakmak yerine kafamı kollarıyla daha çok sarınca sinirle oflayıp uğraşmayı bıraktım.

Sonunda o da bırakıp kapıyı biraz daha açarak içeri soktu ikimizide. Arkasından yürürken bileğime sarılı eline baktım. Büyük eli ince bileğimde iki tur dönebilirmiş gibi duruyordu ve ben yine kendimi salak salak gülümserken bulmuştum. 

Salona girdiğimizde çoktan yemek masasının kurulduğunu görünce yan yana duran boş iki sandalyeye oturduk. Önümdeki yaprak sarmalara bakınca yüzümdeki yerini koruyan salak gülümsemeyle Zoro'nun annesine baktım. O da yemek servislerini bitirmiş yerine oturmuştu. Gözlerimiz kesişince benim salak gülüşümün aksine kocaman gülümseyerek ayağa kalktı ve yanıma geldi.

"Ay Zoro mesajları gösterdi sen bana canım annem mi demişsin?" Gerginlikle yerimde kıpırdanıp biraz düşündükten sonra cevap verdim.

"Ya tamamen dalgınlığıma geldi o benim. Özür dilerim eğer sizi rahatsız ettiys-" Ağzımın ortasına yediğim küçük tokatla cümlem yarıda kalınca şaşkınlıktan açılan gözlerimle karşımdaki kadına baktım.

"Bir daha böyle saçma sapan konuştuğunu göreyim biber sokarım ağzına. Manyak mısın sen niye rahatsız olayım? Çok hoşuma gitti hatta hep anne de sen bana. " Tepki veremeyip dümdüz bakmaya devam edince kollarını eğilerek sandalyedeki bedenime sardı. Toparlanıp sarılışına karşılık verirken gözlerim ilk annemle kesişti. Gülerek bize baktığını görünce tuttuğum nefesimi verip kollarımı biraz daha sıktım.

İtilerek benden uzaklaşan kollarla bende sarılmayı kesip omuzumdan dolanıp beni kendine doğru çeken Zoro'ya döndüm.

"Anne yeter ya ne kadar çok sarıldın. Acıktım ben yemek yiyelim. " Annesi gülüp yerine tekrar oturunca Zoro'da bana sardığı kollarını gevşetip masaya yaklaştı. Bir eli hala kolumun üzerindeyken bende çatalımı elime alıp yemekten azar azar yemeye başladım.

"Anne."

"Efendim oğlum? "

"Efendim oğlum? "

Hem annemden hemde Zoro'nun annesinden çıkan aynı kelimelerle ilk şaşırsamda sonra gülmüştüm. Onlarda birbirlerine bakıp gülerken cümlemin devamını getirdim.

"Tuzu uzatır mısınız? "

Annemin uzattığı tuzu alıp tekrar yemeğime döndüm. Fazla yiyen bir insan değildim az ve küçük parçalarla yerdim. Yine aynı şekilde önümdeki yemeği küçük parçalara bölerek yerken annemler çoktan tabaklarının yarısını yemişlerdi. Bense şu ana kadar 3 veya 5 tane sarma yemiştim. Yavaş yavaş doyduğumu hissederken kaşıktaki çorbayı yutmak için açtığım ağzıma giren sarmayla gözlerim irileşip yeşil gözleri bulmuştu.

Güldüğü için kısılan gözler bana bakarken ağzımdaki lokmayı bitirip tam konuşmak için aralamıştım ki önünden aldığı sarmayı tekrar ağzıma koymuştu. Ağzımın içinden garip sesler çıkartırken annemler bize bakarak gülüyordu. Kaşlarımı çatıp yüzüme sinirli bir ifade kondurup tekrar sevdiğim yeşillere baktım.

"Hiç bakma öyle. Ben ikinci tabağımı bitirdim sen hâlâ beş tane sarmayı yiyemedin. Boşuna mı sardık biz bunları? Sora teyze hiç yemek vermiyor musun sen buna? Baksana ne kadar zayıf. "

Ben daha cevap veremeden annem konuşmaya başladığında pes edip sessiz kalarak ikisinin konuşmasını dinledim.

"Oğlum veriyorumda yiyor mu sanki? Oturuyo masaya iki kaşık alıp kalkıyo. Yaptığım yemeğin hepsini ben yemek zorunda kalıyorum. Onun yerine ben kilo aldım. "

"Sen niye yemek yemiyorsun be? " Bu sefer bana yönelttiği soruya karşı omuz silkip cevap verdim. 

"Canım istemiyor. "

"Ne demek canım istemiyor ya?" Ağzıma zorla sokulan sarmayla tekrar susmak zorunda kalıp elimi ağzıma doğru götürdüm. Hızlı hızlı çiğneyip yutmaya çalıştığımda bu kadar fazla yemeye alışkın olmadığım için zorlanmıştım. Bardaktaki suya uzanıp bir kaç yudum aldıktan sonra ağzımın kenarlarını sildim.

"Yeter bu kadar doydum zaten. " Tam kalkacakken koluma sarılan kollar tekrar oturmamı sağlarken bir sarma daha uzatacağı sırada kafamı ters tarafa çevirdim.

"İstemiyorum ya, doydum ben. "

"Hayır doymadın. "

"Doydum. "

"Uçak geliyoooo. " Çenemden tutup kendine çevirdiğinde aynı hızla sarmayı ağzıma koydu. Ne kadar uğraşsamda bir sonuç alamaycağımı anlayınca pes edip ağzıma soktuğu sarmaları yavaş yavaş çiğnemeye başladım. Her sarmayı uzattığında yüzünde oluşan garip ifadeler sayesinde dudaklarımın kenarları kıvrılırken o da gülerek sonu gelmeyen sarmaları uzatıyordu.

Benim tabağımdakileri bitirip kendi tabağına geçtiğinde hem bana veriyor hemde benim yutmamı bekleyene kadar kendi yiyordu. Normalde yediğim miktarın bir kaşık bile fazlasını kabul etmeyen miğdem şu an onun ellerinden haddinden fazlasını kabul ediyordu.

Anneminde benim gibi bu duruma şaşırdığını gözlerinden anlayabiliyordum fakat onunki mutlulukla karmaşık bir şaşkınlıktı.

Sonunda tabaklardaki sarmalar biterken derin bir nefes aldım. Yerken fark etmesemde miğdemde ufak tefek sancılar baş göstermeye başlamıştı. Katlanamayacağım kadar ağrısı olmadığı için umursamayıp sofrayı toparlamaya yardım ettim. Toplama işlemi bittikten sonra salona oturmak için giderken çalan kapıyla o tarafa döndüm. Zoro herkesten önce kalkıp kapıyı açtı ve kimsenin beklemediği o ses içeri doluştu.

"Hani yaprak sarmalar nerde? Umarım bu süper imanlı Luffy kardeşinize tencerenin yarısını bırakmışsınızdır. " Bıkkınlıkla nefesimi dışarı verirken kurduğum arkadaşlıkları bir kez daha gözden geçirdim.






🐇

Sa

Elimde valizim Istanbul
Ben evlenirem kalamam dul

Biktim ben bu Luffyden yirtik dondan cikar gibi her yerden cikiyor

Umm sey eger caniniz oruclu oruclu sarma cektiyse ozur dilerim. Ramazan baslamsdan once yazmaya baslamisyim bu bolumu ve gidisati boxamadim. Benimkife cekti zaten yazarken. Hepinize sarma saricam söz

Eger kitapta akliniza takilan yerler varsa yazabilirsibiz
Ve panoyuda kafaniza gore kullanabilirsiniz tabi abartmadan. Eglenceli ve samimi bi' ortam olsun

Ayrica
Sinav haftam basladigi icin burays girip yazamayacagim cunku cok fazla konu var. Yaklasik bi 10 gun kadar surecek. Kisacasi zaten gec gelen bolumler bu sefer bi tik daha gec gelicrk ama biter bitmez hizlica yazmaya calisirim.

Babayy 🐇💨

SanZo / Primo AmoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin