Chance

1.8K 112 20
                                    

"Ve telefonuna aynı anda iki farklı kişiden bildirim geldi"

*My Princess adlı kişiden bir mesaj
"Jungkook ne demek bl dizisinde oynayacaksın?"

*+821038277364 bir kişiden mesaj
"Benimle bir bl dizisi oynamayı kabul etmene şaşırdım yeni eşim"

İlk mesajı es geçip ikinci mesajı açtı Jungkook.

"Numaramı nerden buldunuz bay kim?"

"Ah beni tanıyorsun"

"Bl dizisi oynayacağım ilk ve tek insan sizsiniz bay Kim"

"Heyecanlı olmalısın Jeon, sonuçta benim gibi mükemmel bir aktörle aynı sahnede bulunacaksın"

"Egonuzu müsait bir yere bırakıp benimle resmi bir şekilde sadece iş konuşmanızı rica ediyorum bay Kim"

"Ah gerçekten şirketin seni böyle mi yetiştirdi ne yazık. Diziyi kabul etmene bile şaşırıyorum ya orası ayrı konu"

"İşine dönmeni tercih ederim Taehyung"

"Oh nerden geldi bu rahatlık bir anda. Ayrıca bir işim varsa şuan seni izleyerek o işimi gerçekleştiriyorum zaten Jeon"

Jungkook kaşlarını çatarak arkasını dönüp etrafa bakınmaya başladı. Bir kaç masa arkasında masada tek başına oturan pembe saçlı Taehyung'la göz göze gelince gözlerini devirip,

"Sapık mısın?"

"Neden öyle olayım bende buraya içmeye geldim ve baktım ki sende burdaymışsın ne tesadüf ama!"

"Tek başına dolaştığını bilmezdim Kim, her gün yanında farklı bir partner olduğu söylentileri dolanıyor"

"Tek olduğumu kim söyledi?"

Jungkook tekrar arkasını döndüğünde yanında bir erkekle öpüşen Taehyung'u görünce hızla kafasını çevirdi. Ne sikim iş yapıyordu bu!?

Taehyung "rahatlığın tanrısı" hakkında bir çok magazin haberi olmasına rağmen ne kendisi ne de şirketi bunu sorun etmezdi. O özgürlüğün simgesiydi. Hem feminen hem de maskülen tarzıyla herkesi büyülerdi.

Onu es geçip Jiyo'nun mesajına baktı.

"Ne ne demek?"

"Benim niye haberim yok? Hiç fikrimi sormayı düşünmedin mi bile?"

"Hiçbir dizide senin fikrini almıyorum Jiyo?"

"Olabilir ama bu farklı bir dizi. Ve ben senin bunda oynamanı istemiyorum!"

"Çok geç güzelim"

"Bana sormadan nasıl böyle bir şeye kalkışırsın ki!?"

"Bir dizi sadece sakin olur musun. Abartılacak bir şey yok?"

"Karşı şirket senin şirketinin düşmanı değil mi onlar nasıl izin verdi buna?"

"Seni ilgilendirmez Jiyo. İşlerim var sonra konuşalım"

Telefonun kapatıp önündeki yeni doldurulmuş viskiyi kafasına dikti Jungkook. Çoktan ikinci şişeyi kendi başına yarılamıştı bile, Hoseok sadece 2-3 bardak anca içmişti.

Taehyung'dan...

"Jimin, Jungkook bl'yi kabul etmiş"

"Gördüm, bay Kwon nasıl kabul etmiş bunu? Red yeriz diye düşünüyordum"

"Bilemiyorum. Jungkook'un numarasını versene"

"Neden?"

"Biraz eğlenmek istiyorum"

"Onunla eğlenebikeceğini sanmıyorum Taehyung, fazla sert resmi biri"

"Hangimiz üstün gelir sence Jiminie, bunu tartışmaya gerek var mı?"

Jimin bu diyişime güldü.

"Pekala, bir bakayım. İşte! Burada yazıyor"

"Teşekkürlerr"

"Fazla fingirdeşme!"

"Hadi canım sen Yoongi ile akşamki yemek randevuna hazırlan"

Diyerek göz kırptım, ve odadan çıktım.

"Taehyung!"

"Efendim Joon?"

"Jungkook ile olan dizi çekimlerin 2 gün sonra başlıyor haberin olsun"

"Ah güzel haber verdiğin için sağol sonra görüşürüz Joon"

"Görüşürüz Taehyung"

Elime aldığım telefonumla arabama ilerlerken dün söz verdiğim çocuğa adresinin yerini sorup onu almaya gittim. Onu aldıktan sonra bişiler içmek için genelde bulunduğum bara doğru yol aldım o sırada da Jungkook'a mesaj atmayı ihmal etmedim. Çok geçmeden de cevapta geldi. Fazla resmi! Birinin bu çocuğu gevşetmesi gerekiyor..

Bara geldiğimizde iki bira alıp masaya oturduk. Çocuk dudağıma küçük bir öpücük kondurarak tuvalete gidip geleceğini söyledi ve yanımdan ayrıldı. O sırada kulağıma çok tanıdık bir sesin geldiğini işittim. Kafamı kaldırdığımda bir kaç masa ötemde Jungkook'u gördüm. Şu tesadüfe bak..

Nothing Like Us •|taekook|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin