Nothing Like Us •|taekook|•

Jungkook and his endless questions

Taehyung kıpırdanarak uyandığında,

"Güzelim? Ağlıyor musun sen?"

"Ha? Yo, yok bişey"

"Gözlerin kızarmış, sabah sabah noldu? Yoksa yine uyuyamadın mı? Ah unuttum! Uyumayacaktım!"

Taehyung'un dedikleri beni güldürürken,

"Birşeyler düşünüyordum duygulandım sadece o kadar"

"Güzelim beni korkuttun!"

Saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. Gece boyunca hiç hareket etmeden uyumamızın ardından esnemek için üzerimden kalktı. Fakat penisinin hala içimde oluşu canımı yakmıştı. Taehyung bunu farkedip kendini çektiğinde acıyla oturur pozisyona geçtim. Düşününce, güzel bir uyku çekmiştim. Ve gece boyu hiç uyanmamıştım da. Ortada her hangi bir belirti olmamasına rağmen gece onun düşüncesiyle uyumamın nedeniyle rahat bir uyku çekmiştim sanırım.

Bende esneyerek yerimden kalktım ve buradaki banyoya girip üstümde kurumuş menilerimi temizlemeye başladım. Sıcak bir duşun ardından kıyafetlerimi giydim. Tabiki de partide giydiklerimi değil kenara bizim için bıraktıkları kendi kıyafetlerimi giydim. Taehyung'da duş aldığında beraber evden çıkmıştık. Kendi evimiz değildi sonuçta, ve baya bir karnım açıkmıştı benim. Taehyung karnımın gurultusunu duyduğunda,

"Birileri baya açıkmış görünüyor, nereye gidelim? Hazır dışarıdayken dışarıda bişiler yiyelim"

Onu onayladığımda beğendiğimiz sessiz sakin bir yere gelmiştik. Yemeğimizi yiyip vakit geçirmek adına bir şeyler bakınmaya çıkmıştık. İstemeden de ayaklarım beni çocuk mağazalarına götürüyordu. Taehyung'dan tabiki buna inkar etmiyordu. Olup olmadığına dair bir haberimizin olmamasına rağmen ikimizin de ümidi vardı. Bir sürü şey bakıp son dakika hepsini almaktan vazgeçiyordum. Resmen çalışanları kandırıyordum. Sonra bunu yapmayı engellemek adına Taehyung'a eve gitmeyi teklif ettim.

O da hiçbir şey demeden kabul etti. Hayret ettim, bu kadar kolay kabul etmezdi bir şeyleri. Günler geçtikçe yapıcak hiçbir şey kalmamış gibi hissediyordum. Bir an önce haberi almak ve geriye kalan tüm günlerimi ona bir şeyler almakla geçirmek istiyordum. Fakat daha çok erkendi gidip baktırmam için. Eve geldiğimizde Taehyung L koltuğu açıp güzelce büyük bir yer yaptı ve bir film seçerek, sarılarak bütün günü böyle devirmeye karar vermiştik.

Artık etrafımda beni rahatsız edecek, canımı sıkacak kişilerin olmaması çok iyi hissettiriyordu açıkçası. Elbet hâlâ bana laf atan antilerim vardı, hiç bitmezdiler ki onlar. En azından kendileri çok dikkat çekmiyorlardı benim için. İnsanlar çok garipti. Kendileri için çabalamak yerine başkalarının başarılarına laf atıp ismiyle benim hastaglarımla Twitterda kendini rezil ediyordu. Evettt kendi kafamda yine çok konuşmaya başlamıştım bu yüzden filme odaklanamamıştım bile!

"Sevgilim"

"Efendim güzelim"

"Hamile olursam, gerçekten iyi bir baba olabilecek miyim?"

"Hemde dünyanın en güzel babası olucaksın güzelim. Nerden geliyor bu endişe şimdi?"

"Bilemiyorum, ne kadar çok istesem de endişeliyim. Onu sevgisiz bırakmaktan, ona karşı ilgisiz olmaktan korkuyorum. İlgi vermeyeceğimden değil de, yeterli ilgiyi verebilecek miyim?"

"Sen o kadar güzel bir baba olucaksın ki çocuğumuz ben ne kadar inkar etsem de en çok seni sevicek bebeğim"

Gülümsedim eğilip dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Sanırım onu sevmemin gerçek sebebi buydu.

Aklıma gelen şeyle endişeyle duraksadım,

"Taehyung! Ya ben kısırsam? Ya hiç çocuğumuz olmazsa?"

"Güzelim saçmalamaya başladın. Ayrıca kısır olman problem değil evlat ediniriz?"

"Ama benden bir çocuğun olsun istemez misin?"

"Tabiki isterim, senin gibi tavşan dişleri, kocaman gözleri olsun isterim. Ama olmuyorsa yapacak bir şey yok, üzülmem buna merak etme. Hem başka bir çocuğun hayatını kurtarmış oluruz öyle olursa bile"

"Taehyung"

"Efendim hayatım"

"Seni çok seviyorum. Bir şekilde olumlu bakman beni mutlu ediyor"

"Bende seni seviyorum güzelim"

"Taehyung"

Derin bir nefes verdiğinde,

"Seni sıkıyor muyum?"

"Hayır ama böyle diyerek beni sinirlendiriyorsun. Hadi bakalım anlaşıldı biz bu filmi izleyemeyeceğiz o yüzden hadi pizza siparişi verelim"

"Tamamm"