That night

1.5K 109 54
                                    

Jungkook'tan..

"Ne bok yiyorsun Jiyo!"

"Benimle düzgün konuş!"

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Taehyung'u mesajla tehtit etmek de nedir!?"

"Senden uzak durmasını istiyorum"

"Tehdit ederek mi?"

"Seni benden uzaklaştırıyor! O hayatımıza girdiğinden beri kavgasız bir günümüz bile yok oldu"

"O hayatımıza girmeden öncede öyleydi. Ayrıca hayatımıza girdiği falan yok!?"

"Hayatımıza girmeden önce de öyle miydi?"

"Jiyo her zaman isteklerin bitmiyor. Sürekli senin istediklerin oluyor. Bir kere bile beni mutlu etmeyi denemedin! Bugün güzel vakit geçiririz sevişiriz diye düşünüyordum sen sadece Taehyung ve Nabi hakkında konuşarak tüm günü mahvettin! Tek düşündüğün kendi isteklerin. Tek istediğin ün, para, güç! Yeter! Gerçekten sana katlanmaktan bıktım artık!"

"Demek öyle diyorsun ha!? Pekala Jeon! Siktimin dizisinde ve o hasta piç herifle hayatında mutluluklar! Beni bir daha sakın arama!!"

Sinirle yerimden kalkıp hazırlandım ve  her seferinde eğlenmek için gittiğim bara kafamı dağıtmak, sinirimi gidermek  için yola koyuldum. Bitmişti. Uzun zamandır olması gereken şey sonunda olduydu. Hızla geldiğim için kısa süren yolun sonunda bir viski şişesi alıp yerime geçip bir sigara yaktım. Kaç bardak içmiştim bilmiyordum, şişeyi neredeyse yarılamıştım fakat kafamdakileri hala atamıyordum. Lanet olsun! Bir bardak daha doldurdum. Şapkamı kafamdan çıkarıp doldurduğum bir bardağı daha kafama diktim. Viski artık boğazımı yakmaya başlamıştı. Sonrasında tekrar tekrar ve tekrar içmeye devam ettim.

Taehyung'dan..

Bu salak ne yapıyordu böyle? Tüm şişeyi bitirip komaya girmeye falan mı çalışıyordu? Peki ben ne yapıyordum burda? En son filmini izliyordum ve sıktığı için hava almaya çıkıp buraya gelmiştim. Masamdan kalkıp yanına gittim.

"Hey Jungkook! Yeter bu kadar"

"Bana karışma hakkını sana kim veriyor?"

"Ben ve kendim. Şimdi kalk burdan artık"

"Olmaşz bu şise bu gğecee butecej"

"Saçmalıyorsun. Kalk hadi"

"Bende hep boylle derysdim Jiyo'ya amma o hişçsbir zaman bırakmazdı saçmalaşmayı"

"Jungkook kalk sarhoşsun"

"Olmaxsz bu biteceğk"

Derken elinden kayıp giden bardağı tutup masaya geri koydum.

"Refleksşleriyn ne guzjel senin oyke"

Kolundan tutup kaldırdım onu. Başı dönmüş olacak ki sendeledi ve düşecekken onu tutup kolunun altına girdim. Arabaya bindirdiğimde birden konuşmaya başladı.

"Özür dileriyms. Sana öyle dedikğim için. Öyle dememeneliydim. Beni afşfet. Lütğfen. Sensiz yaoamam"

"Jungkook önemli değ-"

"Öp beni"

"Ne?"

"Zor birşşeysistemiyorumn. Öp beniğ"

Bunu yapmam ne kadar doğruydu? Sarhoştu. Ve ve ah dudakları çok güzel. Siktir. Uzanıp parmaklarımla çenesini tutup kendime çevirdim. Ve yaklaşıp bir öpücük kondurdum. Geri çekilecekken ensemden tutarak beni kendine daha çok bastırdı. Kısa bir öpüşme yaşadıktan sonra onu yavaşça geri bıraktım. Gözlerini açmıyordu.

"Dudaklarının tadı çok güzel"

"Sen daha güzelsin Jeon"

Ona bakmayı kesip arabayı evime doğru sürdüm. Yol boyunca ikimizde konuşmamıştık. Gözleri yarı baygın şekilde etrafı inceliyor bir eli ise bacağımda, okşuyordu. Bahçe kapısından içeri girdiğimde arabayı durdurdum.

"Jungkook inelim hadi"

"Nereye? Olmaz, kuscağında oturtmağk istiyyorum. Bana öyle bakma. Lüğtfen, özür dileriym kenindimi affeytirmek istiyoryum"

Ben daha ağzımı bile açmadan yerinden kalkıp kafasını arabanın üst kısmına vurarak kucağıma yerleşti. Sağ eli ensemdeyken dudaklarını boynuma yerleştirdi ve emerek öpmeye başladı. Onu durdurmalı- siktir yapma! Kalçalarını kasıklarıma sürtmeye başlamıştı. Canını yakmayacak şekilde ensesinden tutup kaldırdım ve dudaklarına yapıştım. Öyle iştahlı öyle nazik öpüyordum ki, oysa bu hareketine inlemeye başlamıştı. O kadar güzeldi ki tadı, dudaklarının.

"Güzelim içeri geçelim. Burada olmaz"

"Götür bizi içeri, benim hapishaneme"

Beni kışkırtıyordu. Bu haliyle bile çokta başarılıydı bu konuda. Kalçalarına destek verip bana sarılmasını sağladım ve içeri, evime girdik..

Nothing Like Us •|taekook|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin