Akşam yemeklerini hazırlarken dalgındım Severus hala gelmemişti. Kafam darma dumandı kendimi mental olarak bitkin hissetmeye başlamıştım.
Arkadan gelen ayak sesiyle döndüm Harry odasından daha yeni çıkmıştı.
"Oda ve kıyafetler içi teşekkür ederim..."
Hafifçe dudağımın kenarı yukarı kalktı.
"Sonra senin zevkine göre şeyler alırız. Şimdilik idare et canım."
Önümde ki hamuru şekillendirmeyi bitirip turtayı fırına attım. Ellerimi önlüğe silip önlüğü çıkardım Harry mutfak masasından bahçeyi izliyordu.
"Denize şimdi giremeyiz. Daha ısınmadı. Bir sonra ki hafta gireriz."
Sandalyelerden birini çektim ve karşısına oturdum güneş tam batma evresindeydi.Avucumu açtım sözsüz bir şekilde bana doğru fırlayan fotoğraf makinesi avucuma düştü Harry şaşırmıştı.
"Asasız büyü yapabiliyorsun!"
Gülüp makinenin ayarlarıyla oynadım.
"Sende yapabilirsin ama şimdi değil bir dahaki yıl seni çalıştırırım."
Harry biraz bozulmuş bir sesle konuştu gözleri üzerimdeydi. Bir saat önce kestiğim kıvırcık saçlarım omuzlarımın üzerinde temas olmaksızın dans ediyordu kulağımın arkasına attım sağ tarafını.
"Neden şimdi değil ki?"
"Çok enerji harcatır reşit olana kadar. Ben beşinci sınıftayken Dumbledore ile birlikte başlamıştık. Bazı günler ayakta kalamıyordum o derece enerji harcatıyor çekirdekten."
Gözlerimi ona çevirdim merakla dinliyordu ona baktığım an gözlerimiz birbirine deydi ve o kafasını çevirdi.Anlık bir hızla makineyi kaldırıp flaşı patlattım.
Şaşkın bir şekilde gözlerini kırpıştırıp bana döndü.
"Bu da neydi şimdi!"
Kıkırdadım isyankar genç ise açıklama bekliyordu.
"Fotoğraf albümlerime devam etmeliyim. Bu ilk günün şerefiydi diyelim. Kızma bu kadar."
Hemen öfkesi söndü. Çabuk parla hızlı sön.
Ellerim arasında ki fotoğrafa bakarken konuştum yüzüm şimdi gülmüyordu aksine duyacaklarım beni ürpertiyor kıllarımı diken ediyordu.
"Severus ve sen... Neden ondan nefret ediyorsun?"
Harry'nin gözlerinde bir ateş parladı ama bu sefer hızlı sönmeyecekti.
"Neden mi? Kocan bana dört yıl boyunca kök söktürdü de ondan! Merlin... O benden nefret etti asıl. Benden ona veya sana iki dakikada bağlanmamı bekleyemezsin ben sizin aksinize çocukluk yaşamadım!"
Elini tuttum çekmeye çalıştı ama daha sıkı tuttum.
"Bunları yaşamanı istemedik. Az çok neler yaşadığını biliyorum Harry."
"BİLEMEZSİN!"
Kalkıp gidecekken hülyalı gözlerim batan güneşe döndü.Ağzımdan sanki benim olmayan hikaye döküldü.
"Ben küçükken... Vazgeçildi benden... Korkunçtu. Her gece... Her an... Dua ettim bilmediğim muggle soyları arasından Merlin'e. Babam geri gelsin istedim..."
"Voldemort mu?"
Şimdi oturmuştu ama ben sorularını duymadan devam ettim.
"Geri gelmesini bekledim. 15 yıl boyunca yetimhanenin soğuk duvarları hava sızdıran buğulu penceresinin ardından... Vazgeçti benden. Bende vazgeçmeliydim havada duran bedenin ardından... Olmuyor Harry. Vazgeçemedim. Öyle ki hayaline sarılmak için mutluluk satın aldım. Çok fazla mutluluk* aldım. Hogwarts'ta ise... Harry ben bir silahım orada ki müdür için... İnsanlardan kabul görmek çok zordur. Ama bunları yapan da ben değilim. O hayatı ben seçmemiştim ama şuan olan hayatı tamamen ben seçtim. Bunu anlayabiliyor musun? O hayatı sen seçmedin. Çünkü ne baban ne de ben senin için orada olamadık. Voldemort yüzünden. Ona olan sevgim tamamen kine dönüştü. Benden 13 yıl aldı Harry hayatımın en güzel döneminde ailem olduğunda, senden 13 yıl aldı bir çocukluk çaldı, babandan bir beni ve evladını ayırdı."
Derin bir nefes alıp gözümden akan yaşı sildim şimdi yanımda oturmuş olan masayı izleyen Harry'nin saçlarını okşadım.
"Harry daha küçüksün. Denecek onlarca söz var. Ama en güzeli ne biliyor musun. Sen daha çok küçüksün. Ne benim gibi mutluluğun kölesi oldun ne de baban gibi hep ezildin, sen şanslı bir çocuk sayılırsın o yoldaşlıktakiler ailen oldu dönecek kadar yuva görebildin Hogwarts'ı yaşadıklarını küçümseyemem çünkü babanla tamı tamına küçük farklarla birbirine benzer hayatlar yaşadınız. Daha küçüksün ve çok uzun bir yolun var. Ben seninle olmak istiyorum elini tutmak istiyorum baban senin tekrar onu sevebileceğin günün düşünü kuruyor... Hemen değil Harry. Hemen olamaz ki... Sadece biz duvarı yıkıyoruz ve seninde çaban olsun istiyorum sen bir tuğla sök o duvardan. Yemin ederim hepsini yıkıcaz."
Ona sarıldım gözlerimden akan yaşlar durmuş yüreğimin yükü sonunda kalkmıştı. Ellerini belime doladı daha da sıkı sarılı saçlarını öptüm.
"Ben... Deneyeceğim..."
Mutfak kapısından bakan adamla göz göze geldik kafasını kapının kenarlığına yaslamıştı bitkindi ama gözleri. O karadelikleri beni yine içine çekti.
"Biz bir aile olucaz... Bunu bil."
İkisine de demiştim bunu. Siyahlar içinde ki kalbimin diğer yarısı içeri doğru kayboldu.Bir süre sonra geri geldi. Bir kaç saniyelik bir gidiş ama biliyorum ifadesini toparlamaya gitti çünkü hissediyorum.
Harry benden ayrılmak için kollarını gevşetince bende gevşettim.
Kimse konuşmadı sessiz bir anlaşma vardı artık. O duvarı yıkacaktık.Harry izin isteyip odasına çıktı bunları düşünmesi gerekiyordu biliyorum.
Severus yanıma oturdu açıkta olan boynumu öptü titredim soğuk dudaklarıyla. Kalbine sığındım. Göğsüne yaslandım...
"Sana aşığım Hesperus. Sen en büyük şansımsın.."
⚡️⚡️⚡️
Ve bölüm biter<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Point De Rupture
Fanfiction|HP & Severitus Fanfic| "Hayır Dumbledore bu şekilde değil onları koruyamam anlıyor musun?!" ***Point De Rupture: Fransızca 'Kırılma Noktası' demektir. 2024 Temmuz'a Kadar Askıda -Tek tük bölümler gelebilir-