Harry kadının gidişiyle pişmanlık duysa da aldırış etmemesi gerektiğini düşünerek salona ilerledi. Uzak bir köşede onu bekleyen Ron ve Hermione'nin arasına oturdu.
"Ne oldu abi ne konuştular?"
Ron'un hızlı sormasına göz deviren Hermione kucağında ki kedisini okşayarak Harry'e döndü ama tek kelime etmedi. Nasıl olsa Ron yeniden bodoslama dalmıştı.
"Yarın gidicekmişiz. İstemediğimi söyledim. Ama gerekliymişmiş!"
Harry'nin tereddüte gözlerinden okunurken devam etti konuşmasına.
"Snape gidince de. Kadını sanırım kırdım. Beni anlamadığını söyledim. Beni anlayamaz zaten yaşamadı ki!"
Hermione şaşkın bir sesle tepki verdi paniklemiş gibi konuştu.
"Merlin aşkına! Harry ,Mrs. Snape'i gerçekten kırmışsın! Sana dün gece söyledim oysa 1960'lı yıllarda devlet hiçbir yetimhaneyi denetlemezdi."
"Eeee nolmuş yani Herm?"
Ron'un kayıtsız ifadesine sinirle baktı Hermione. Kadını araştırmak için yeterince kaynağı olmasa da o zamanların Muggle yetimhanelerini anlatması için babasından biraz bilgi istemişti.
"Şu demek oluyor Ronald. Bu kadının en dipten geldiğini gösterir. O zamanlar karanlık dönemlermiş özellikle de ailesinden trajik bir şekilde ayrılan muggle dünyasına terk edilmiş bir büyücü kızı için. Biraz empati yapamaz mısınız?"
Harry ise düşünceliydi. Şimdi onu kırdığının farkında olduğu için üzgündü. Daha saygılı olması gerekirdi.
"Bundan sonra..."
Danışmak ister bir şekilde Hermione'ye baktı Harry. Genç kız derin bir nefes alıp anlayışlı bir edayla konuştu.
"Onu tanımaya çalış Harry. Senin yaraların var onunda var üstelik 13 yıl boyunca olan şeylerden haberi yok. Seni gördüğünde anında nasıl sarıldığını ve Sirius seni geri çektiğinde ki hayal kırıklığı ve sinirini hatırla. Seni istiyor yanında. Senin düşmanca davranmaman lazım biliyorum hemen güvenemezsin ama dene. Harry bu senin için harika bir şans senin adına çok mutluyum."
Ron da hayret bir şekilde ilk defa mızmızlanmadan onayladı, kendine has bir şekilde.
"O haklı bir konuda abi annen senin için bir şans. Aman mümkün olduğunca yarasadan kaç."
Harry sinsice sırıttı.
"Hayır, hayır. Okulda değiliz benden puan kıramaz ve eminim ki arkamı kollayacak biri var. Düşünüyorum da. Bu yaz harika geçebilir."
Hermione ikisine de 'iflah olmazsınız' bakışı atarak geri yaslandı. İki oğlan fısıldaşıp gülerekten Harry'nin nasıl Snape'i sinir krizine sokabileceğini tartışmaya başladılar.
⚡️⚡️⚡️
Ellerimde sıktığım kahve fincanı karşımda ki Sirius'u dinliyordum.
"Aman Tanrım! Alex amca öyle mi öldü?"
Sirius'unsa beni bilgilendirmek hoşuna gidiyordu, başın evet anlamında salladı. Mutfakta karşılıklı oturmuş kahvelerimizi yuydumluyorduk.
Sonunda Kreacher ile birlik kurmaya karar vermişlerdi ya da önümde birbirlerine laf sokmuyorlardı.
"Biraz daha karamel koyayım mı efendi Slytherin?"
"Hayır saol Kreacher yeterince tatlı olmuş mükemmel teşekkür ederim."
Önümüzde yerlere eğilerek selam verip odadan çıktı üst katların son temizliğini yapıcaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Point De Rupture
Fanfiction|HP & Severitus Fanfic| "Hayır Dumbledore bu şekilde değil onları koruyamam anlıyor musun?!" ***Point De Rupture: Fransızca 'Kırılma Noktası' demektir. 2024 Temmuz'a Kadar Askıda -Tek tük bölümler gelebilir-