Ellerimi dizlerim üzerine yerleştirmiş ayakta ki yaşlı adama bakıyordum.
"Bana neler olduğunu anlat. Bedenimi nasıl buldunuz."
Albus ise düşünceli bir şekilde karşımda ki koltuğa oturdu hayra alamet değildi sorgulayacağı kesindi.
"Hesperus. Asıl sen söyle. Cadılar bayramı gecesi sen ne yaşadın?"
Anlaşılan ilk ben konuşmak zorundaydım geri yaslandım sırtım deri yumuşak kumaşa uyum sağlarken yüzümü buruşturdum. Oğlumun karşısında güçlü olucam diye kemiklerimi çok zorlamışım anlaşılan.
Mavi gözlerinde ki pırıltılı gururlu bakış beni buldu. Albus buydu işte. Asla birbirimizin hayatına tam anlamıyla girmezdik, ta ki son senelere kadar sonra bir bakmışım bu bunakla bir aile olmuşum. Ama ortaktık elbette, o benim dediklerimi yapar karşılık olarak onu korurdum, sırt sırta dövüşürken güvendiğim sayılı insanlardandı.
"Aberfort ileydim biliyorsundur."
Aberfort aklıma gelince güldüm.Beşinci senem dayanamaz noktadaydım o kadar kötü bir ortamdaydım ki yetimhanede. En sonunda Madam Pomfrey benim şiddete ve cinsel yollu şiddete uğradığımı fark edince çıldırmıştı. İki ay onu kimseye söylememesi için ikna etmiştim zorla. Ta ki muggle uyuşturucusu ile yakalanana kadar. Hoş günler değildi. Hiç hoş günler değildi.
Sonrasında çözümü Albus bulmuştu gözünün önünde olmam için Aberfort ile anlaşmışlardı ve son üç senelik vasiliğimi almıştı. Albus ile zekice sohbet ederseniz, Aberfort ile oturup karşılıklı oyun oynayıp eğlenebilirsiniz. İşte Dumbledore'lar arasına tam giriş hikayem böyle başlamıştı.
"Evet biliyorum ama sonra."
Derin bir nefes verip gözlerimi kapattım.
"Şimdi anlatmak zorunda mıyım Albus?"
Evet anlamında baş sallayınca yüz ifadem ciddileşti.
"Onu silmenin yolunu buldum. Hortkulukları da aynı anda yok etmiş olucaktım."
"Sakın bana la paix intérieure * kitabını bulduğunu söyleme."
Albus'un şaşkın sesiyle evet anlamında salladım başımı iç huzur* kitabını eski evde bulmuştum. Kendimi sürekli tartmıştım. Gece uykularıma bile girmişti. Yapmak zorunda olduğumu biliyordu çünkü o büyüyü ancak ben yapabilirdim.
"Sana inanamıyorum!"
Albus bir kere daha sakinliğini benim yaptığım bir eylem yüzünden bozmuştu. Dehşet içinde olduğu mavi gözlerinden belliydi.
"Bunu yaptığına inanamıyorum bana gelmen gerekirdi bu büyüyü başarsaydın ne olurdu sanyorsun Hesperus."
Omuzlarımı silktim.
"Çok basit ruha karşılık ruh ikimizde ilelebet bu dünyadan ve ruhlar aleminden silinecektik."
Albus inanamaz gözlerle dayanamayıp odanın içinde benden hafifçe uzaklaşıp volta atmaya başladı.
"Nasıl hayatta kaldınız?"
Derin bir nefes verdim kızgınlıkla tısladım adeta.
"Lestrange. Büyünün ortasında bana Crucio attı. Güç yansıdı ve uçurumdan düştüm. Son hatırladığım Point De Rupture büyüsü ile kendimi Hogsmade'in dış kısmında ki gölde yatıyor olduğumdu. Merlin artık uyumam gerektiğini söyledi karşı koyamadım ve etraf karardı..."
"Büyünün yükü sadece seninde mi feda etmen üzerineydi. Hayır son gece. Tüm Hogwarts'ı gezdin. Aberfort'a uğramak için Hogsmade'e gittin ve..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Point De Rupture
Fanfiction|HP & Severitus Fanfic| "Hayır Dumbledore bu şekilde değil onları koruyamam anlıyor musun?!" ***Point De Rupture: Fransızca 'Kırılma Noktası' demektir. 2024 Temmuz'a Kadar Askıda -Tek tük bölümler gelebilir-