-14-

374 29 37
                                    

Harry aydınlık sabaha kalkarken ilk başta nerede olduğunu sorguladı. Gözlüklerini alıp etrafı inceledi tekrardan. Buranın ona ait olması ruhen tuhafına gidiyordu.

Ayağa kalktı evde ses yoktu çıkıp lavaboya gitti suratını yıkadı ve odasına gidip pijamalarını yeni olan kıyafetleriyle değiştirdi. İlk defa Weasley kazakları harici üstüne olan bir takım kıyafet giymek çocuğa tuhaf gelmişti.

Yine etraftaki sessizliği dinleyerek dışarı çıkmak için alt kata indi ahşap basamaklardan ses çıkmamıştı, ne de olsa bu kaçak yürüyüşlere Dursley'lerin evinden alışkındı.

Salonda saat aradı gözleri en sonunda kitaplığın ve çerçevelerin olduğu rafta bir masa saati buldu. Sessiz adımlarla ilerledi saate bakması gerekirken yanında ki hareketli büyücü fotoğrafına istemsiz kitlendi gözleri. Genel olarak büyücü fotoğraflarının aksine bu kare renkliydi.

Fotoğrafta Hesperus şimdiki gibi çökük bir yüze sahip değildi yanakları dolgun gözleri daha parlak bakıyordu, çiçekli bir yaz elbisesi giymişti saçları omuzlarına dökülüyordu. Kucağında kendisi gibi yeşil gözlü gülen bir bebek tutuyordu. Bebek kameranın odağından ziyade arkada ki bir şeye güldüğü belliydi.

Harry hayranlıkla incelerken bebeğin kendisi olduğu zihnine oturunca şaşırdı. Kendine çok uzak duygular doluydu fotoğrafta gözlerini kırpıştırıp saate dikti bakışlarını.

Saat daha yedi buçuktu.

Hesperus'un erken kalkmayacağını umut ederek evi bir hırsız gibi dolanmaya başladı. Mutfak, Snape'in laboratuvarı, Harry laboratuvarı siyah beklemişti ama ferah bir beyaz duvarlar ve kestane rengi kitaplıklarla masayla dekore edilmişti.

Daha fazla burda durmadan geçinmeye devam etti. Ardiye, oturma odası ve kilitli bir kapı. Kapıyı şimdilik zorlamak istemedi ama ardında başka bir sır bulunduğunu bilmek tüylerini diken diken etti. Geçmişiyle ilgili başka bir bilinmeyen daha bu kapının ardına saklıydı.

Keşfedilecek bir şey kalmayınca arka bahçeye çıktı. Yeşil çimenler, bahçe çiftinin ardında minik bir su akıntısı vardı. İki yanda duran kocaman ağaçları geçince çimler bitiyor yerine İngiltere de rastlanılması zor olan bir kumsal ve deniz karşılıyor.

Harry kumsalın başladığı yere kadar gelip bir süre dalgalanmayı izleyip denizin kokusunu içine çekti. Daha önce denize yakın olmamıştı hayatında gördüğü en büyük su kütlesi karagöldü ama şimdi ucu bucağı olmaksızın bir mavilik vardı karşısında.

"Günaydın Harry."

Harry arkasına döndü annesi karşısındaydı ve ona gülümsüyordu.

"Keşif turu demek oldukça hoş bir eylem. Sanırım kilitli kapıyı da merak ediyorsundur?"

Harry emin bir şekilde başını salladı.

"Evet merak ediyorum. Kapı neden kilitli Mrs Snape?"

Hesperus gülümsedi.

"Orası benim ofisim. Büyüler bulmak ve savaş planları hazırlayıp istihbaratı yönetmek için o odada çalışırdım. Bende şimdi kapıyı açtım baban oraya ellememiş epey tozluydu. Ve eh biraz dağınık çalışıyorum- yani daha önce çalışıyordum!"

Hesperu saçıyla oynadı ve sonra daha kendinden emin bir ses tonuyla sordu.

"Düşündüm de belki kahvaltıdan sonra düzenlememe yardım edersin?"

Harry duraksadı ama kabullenmiş bir şekilde başını salladı ve Hesperus'un peşinden mutfağa geri girdi.

Beraber sessizce kahvaltı hazırlamaya başladılar.Kahvaltılarını aynı sessizlikte yaptılar.

⚡️⚡️⚡️

Harry'e kitapları düzenlemesini rica etmiştim pikabıma Chopin plağı koydum.

Bir süre etrafta ritim tutarak kağıtları toplu hale sokmaya çalışıyordum yavaştan sesli bir şekilde mırıldanmaya başladım.

Tek ses buydu konuşmak istesemde bir anda çocuğun üzerine yüklenemezdim. Bu onu tamamen kaçıracaktı arkam ona dönükken umutsuz bir ifadeyle düşüncelerime kaşlarımı çattım. Duygusal olarak bu gerginlik zihnimi yoruyordu.

"Bu ne?"

Harry'e döndüm elinde ki dosyayı karıştırmaya başladı.

"Burada ki çoğu isim kırmızı kalemle çizilmiş. Ve sarı kalemle yuvarlak alınanlar var?"

Doğal bir gülümsemeyle ona yaklaştım.

"Ah bunlar istihbarat hatlarımızdı kim ölüm yiyen kim değil onun listesi.Ver bakalım onu üst rafa koyalım."

Harry tamam anlamında sorgulamadan dosyayı biraz daha inceleyip elime verdi. Uzanıp omzunu okşadım.

"Bana yardım ettiğin için sağol oğlum.Geri kalanını ben hallederim."

"Pekala Mrs Snape. Ben odamda olucam. Arkadaşlarıma mektup yazabilirim öyle değil mi?"

Gülümseyerek başımı salladım.

"Elbette Harry. Göndermekte bir sorun görmüyorum.Görüşmek üzere, çay saatinde çağırırım."

Böylece oğlan gözden kayboldu usulca yukarı çıkan ayak sesleri bitince kapıyı kapattım. İsim listelerinin olduğu dosyayı açtım, parmak uçlarım parşomen kağıdının üzerinde şimdi solmuş kırmızı mürekkeple üzeri çizilmiş rastgele dizilen isimlerin üzerinde dolaştı.

Çalışma masasının başında bulunan sandalyeye titreyen bacaklarla çöktüm dosyayı lanetli bir nazar gibi masanın diğer tarafına bıraktım. 

Evet hepsinin ortak noktası vardı bu isimlerin ama bu ortak nokta tabiki aptal istihbarat yalanı değildi. Tüm istihbaratları elimde bulundurmak yerine zihnime kazımıştım.

Bu isimlerin ortak noktaları ölümdü. 

Benim elimde can vermiş olmalarıydı...

Point De RuptureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin