-17-

173 19 27
                                    

Harry bir kaç haftadır bizimleydi ve piknik gününden sonra birbirimize daha da ısınmıştık sanki. Bunun verdiği hisler beni mutluluk kıyılarında sanki dalga gibi tatlı tatlı etrafımı sarıyordu.

Bu gece yine Severus yoktu Voldemort sıkı çalışmaya geçmişti tabi bu da beni kırıyordu ondan korkum yoktu sadece sevdiğim adamı özlüyorum.

Geceleri artık Harry'nin yanında duran bebekken aldığımız sallanan sandalyede oturmayı alışkanlık edinmiştim. Uyumadan önce iki gündür bana iyi geceler demeye geliyordu hem bir o kadar hızlı hem de bir o kadar yavaş adımlar atıyordu bana. Ama en azından ban adım atıyordu ya, Merlin'e bin şükür olsun.

Pencereden süzülen ayın hüzmeleri oğlumun kuzgun saçlarına düşüyor ve aynı yoldan ilerleyip beyaz tenini parlatıyordu. Derin ve ritmik seslerini dinleyince hissediyordum yaşadığımı. Kendi kalbim yaşamımın bir kanıtı değildi onun kalbi delildi benim için...

Ne kadar çok şey yüklemiştim şu küçücük yaşında ona. Tek suçu annesinin ben olmasıydı oysa.

'Ne istiyorsun Hesperus? Annen bir piçin tekiyle gitti, atasına yani bana karşı geldi. Sonucu ne oldu Hesperus? Ne olduğunu çok iyi biliyoruz. En azından gel benimle piçin doğsun. Yemin ederim size mükemmel bir hayat sunucam. Başka şansın olmayacak. Bunu bil. '

Büyükannem Giselle'nin sözleri zihnimin kıvrımlarından süzülerek önlere geldi. Her zaman tehlikedeydim ama nasıl bir bencillik ve cehaletle Harry'i de bu işe bulaştırmıştım. Biliyorum gerçek beni tanısa nefret edecekti. Haklı olurdu. Hala daha kızsa ve suratıma bakmasa yine haklı olur.

Bir yanım Harry beni affetsin diye çırpınıyor bir okyanusta çırpınan bir cılız muggle bedeni gibi. Soğuk suda havada durabilir ama hayır onu alttan serin sulara çekiyor kendimden nefret eden yanım. Affetmesin beni istiyorum. Ben kendimi affedememişken o da beni affetmesin.

Hakkı budur çünkü.

Karamsar düşüncelerle ayağa kalkıyorum alnından tam yara izinin üzerinden öpüyorum küçük mucizemi çatılmış kaşları titreyerek gevşiyor ama ben daha da derinlere dalıyorum, affetme beni Harry. Bu senin hakkın...

⚡️⚡️⚡️

"Yoldaşlığa gidebileceğimizi söylemiştiniz?"

Harry masanın başından sesleniyor umut dolu, arkadaşlarını çok özlemişti bunu anlayabiliyordum. neredeyse üç hafta olmuştu.

Kahvemden bir yudum alıyorum şekerli tat tüm sinir uçlarıma zevkle yayılıyor. Yine düşünmeden konuşuyorum onunla. 

"Elbette ama hep bizim orda olmamız doğru değil... Yarın akşam onları yemeğe çağırmaya ne dersin?"

Harry hevesli bir şekilde konuştu.

"Harika olur! Bende yardım ederim yeter ki çağıralım!"

Oğlumun neşeli sesi kalbimi doldurdu gülümseyen gözleriyle birlikte ayağa kalkıp masaya gittim. Benden habersiz bir şekilde konuşuyordu.

"Soğan çorbası yapmayı biliyorum, ona yardım ederim. Ve tatlı lazım. Pataya ne dersin? İçicek olarak balkabağı suyu da yaparız, gerçi yapmayı bilmiyorum Dobby'den tarif alabilirim!"

Başının üstünden öptüm onu ilk kez gözleri açıkken. 

Ve o kalbimi delicesine attıran bir şey yaptı. Omuzunun üzerindeki elimi tuttu ve bana dönüp gülümsedi...

⚡️⚡️⚡️

"Uyanık mısın Hesp?"

Göz kapaklarım titreşerek Severus'un sesine doğru gözlerimi odakladım.

Yeni geldiği belliydi, Pelerinini yatağın dibine gelişi güzel atmıştı başımı geri yastığa bırakıp uyku mahmuru bir gülüş yerleştirdim dudaklarıma.

"Elbette. Seni beklerken gözlerim kapanmış sadece... Saat kaç?"

Severus gömleğini çıkarırken konuştu. Parmakları incelikle kumaşın üzerinde gezerken bana karşı bir görsel ziyafet oluşturmakla meşguldu.

"İki'yi geçti."

Uzandığım yerden kalkıp kulağına yaklaştım saçlarım omzumdan saten beyaz geceliğin üzerine bukle bukle düşüyordu. Elleri durmuştu ben onun kulağına yaklaşıp sıcak nefesimi verip fısıldadım.

"Yaramazlık yapmamız için bolca vakit var. Bana güzel hissettir..."

Smut Sahnesi Karadenizli Yazarınızdan Not Uşaklar Okumasın!

"Elbette kraliçem..."

Sağ eli bacağımdaki kumaşı yukarı doğru okşarcasına sıyırırken sol eli dudaklarımın üzerinde geziniyordu. Dokunduğu her yer karıncalanıyor adeta ateş üzerinde gezdirilmiş gibi yanıyordu çenemden tutup dudaklarımızı birleştirdi. Birbirimize yine bedenlerimiz mühürlenmişti. 

Alt dudağımı ısırıyor, çekiştiriyor emiyordu. Kendimden geçercesine inliyor pantolonunun üzerinden aletini seviyordum her dokunuşumda daha da büyüyüp şişiyordu. İlk sefer olduğu gibi bir ateş vardı içimde. 

Dudaklarımız ayrılınca nefes almalarımın arasından gözlerine baktım.

"Seni içimde istiyorum Severus. Hiç ayrılmayacak şekilde... Aşkım..."

Kalçalarımda gezinen elleri sateni tutup başımın üzerinden sıyırıp atmıştı, gözleri şehvetten kararmıştı hem acele etmek istiyordu hem de anın tadını çıkarmak.

Gömleğinden, pantolon ve boxer'ını çıkınca eğilerek aletini elime aldım. Ağzından ufak inildemeler çıkıyordu.

"Bu kadar yeter!"

Kollarımdan tutup beni yastıklara yerleştirdi altımda hissettiğim dille gözlerimi kapattım.

"Ahh Imm Sev..."

İnlemelerim ve dillenmenin verdiği zevk birbirine karışmıştı. Boşalmıştım nefes nefeseydim yanıyordum onun için artık, yalvaran gözlerimi üzerime çıkan Severus'la birleştirdim.

"Benimsin Hesperus, tamamen benimsin. "

Elimin tersiyle saçını arkaya itip onu boynundan kendime çektim dudaklarımız birleşti. Tamamını içime sokunca gözlerimden yaşlar gelmişti. 

İnlemelerimiz her seferinde bir perde yükseliyordu tenlerimiz birbirine çarpıyordu.Daha fazlası,daha fazlası için sevdiğim adama yalvarıyordum her seferinde.

Gözlerimin önüne gelen yıldızlar, içime bırakılan sıcaklık üzerimde nefes nefese kalmış sevgilim.

"Tamamen seninim Severus..."

⚡️⚡️⚡️

Oy anam smut yazmak ne zor işmiş!
Oldu mu olmadı mı bilmiyorum ama en son çıldırmak üzereydim neysem öhöm öhöm.

Yazarınız YKS'den kurtuldu yehuuuu!

Nasılsın geçti diye sormuyoruz lütfenn.

Sizleri seviyorum ve bölüm hakkında yorumlarınızı, ileride olmasını istediğiniz fikirlerinizi bekliyorum<3

Öpüldünüz<3

Point De RuptureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin