Saat yaklaşırken odamda ki kıyafetlerimizi topluyordum. Ellerim rasaında ki asamın hareketleriyle odada ki benim ve Severus'un eşyaları etrafta uçuşuyordu.
Bavullar hazır olunca küçültüp gömleğimin ceketine koydum. Minik bir yaramazlık yapıcaktım. Akşam saatine çok yakındık.
Odadan çıktım ve burun deliklerime havayı doldurdum endieli kalbim bana baskı yapıyordu duvarlar üzerime geliyor gibiydi.
İkinci kat sahanlına doğru inerken yavaş hareket ediyordum Harry'e saniyeler kazandırmak için.
Sahanlığa geldiğimde odanın dışında gözyaşını silen Hermione'yi görünce tebessüm ettim. Kapının kenarına geçip kolumu omzuna dolayıp okşadım.
"Bazen ayrılıklar... Hatta bazen de değil her zaman ayrılıklar zordur Miss Granger... Unutmamak gerekir her ayrılık bir veda değildir. Dostluğunuz kalbinizdedir. Ve tekrardan unutmamak gerekir ki sadece iki aycık. Sonra tekrardan merhaba olucak. Şimdi içeri gir tatlım. Harry senden bir hoşçakal bekliyordur."
Gözyaşlarını sildi eliyle kabarık saçlarını düzeltti ve nemli gözlerle bana gülümsedi.
"Mrs. Snape teşekkür ederim."
Hülyalı derinlerden bir huzurun tebessümü dokundu ruhuma. Hayatım boyunca çok az duyduğum bir sözdü bu. Bu genç kıza gözlerimle teşekkür etti ruhum.
Alt kata inmek için yanından ayrıldım. Yavaş adımlarla inerken merdivende gözüken Kreacher'ın yerlere eğilmiş kafasını okşadım.
"Efendi Slytherin bir arzunuzu deyin bana."
"Sen ve asıl efendin, birbirinizin kusurlarını örtüp birbirinizi kollayın Kreacher."
Cevabı onaylar homurtuyla güldüm. Eller arasından kayan hayalleri ve yılları anımsadım. Okuduğum tüm gazeteler. Hayır kendimden nefret etmeyi bırakalı çok oldu. Ama kendime ve sadık amaçlarıma ihanet etmek koyuyor bana işte.
Bir yandan yanıp tutuşuyorum bilmesi için Lordun. Oyun arkadaşım. Ben hala yaşıyorum. Her şey mükemmele gidiyo diye düşünüyor şimdi. Ama tarih tekerrürden ibarettir yarım karım kalanlar ve yanlış gerçekleşen her şey sonuca ulaşmak için tekrar ederler. Sen her şey mükemmelleşiyor derken kuyunu kazdım senin Voldemort. Ve başarıcaktım. Bir hata yaptım, büyük bir hata. Kaybetme korkum. Sevgim seninle savaşırken üstündü sevgim uğrunaydı her şey bu yanlışım değildi aksine benim doğrumdu. Benim yanlışım sevgim uğruna tek hareket ettim. Ama şimdi tek değilim yanlız olmak kendimi yanlızlaştırmak zorunda değilim ben.
Sırtım duvara yaslanmışken hatalarımı anlamamın bedeline üzüldüm.
Ama sevindim de. Bana ikinci bir şans verilmişti ve ben yeniden ölümüm pahasına bu işi başarıcaktım.
Güzel günlerin varlığını hissetmek sıcak yaz melteminin tenimde dolaşması gibi titretti içimi.
Gelen ayak sesleriyle herkesin yolculama işine girişmek için sahanlığa doluşmaları. Sarılmalar, hoşçakallar. Suratımda sadece düz bir ifade vardı. Ben oraya ait değilim ama Harry kendine bir anne baba yerine harika bir aile bulmuştu.
Oğlum annesi ve babasının aksine en azından sevgiyi erken yaşta tadacak ve fark edilip önemsenecek kadar şanslıydı.
Elleri arasından bavulu alıp küçültüp cebime attım kapıya ilerledim. Dış kapıyı açınca karşımda ki patronusun gözükmesiyle gözlerim doldu. Kapını dışına çıkarken aklıma gelen güzel bir anıyla fısıldadım asamı havaya sallayıp.
"Expecto Patronum."
Asamdan çıkan mavi parlat dişi kartal erkek olanla birlikte uçarak birbirlerinin etrafında döndüler. Döneren uzaklaşırken gökyüzünün maviliğinde elimi yanımda ki çocuğun eline doladım ve ardımızda sadece "puff" sesi bıraktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Point De Rupture
Fanfiction|HP & Severitus Fanfic| "Hayır Dumbledore bu şekilde değil onları koruyamam anlıyor musun?!" ***Point De Rupture: Fransızca 'Kırılma Noktası' demektir. 2024 Temmuz'a Kadar Askıda -Tek tük bölümler gelebilir-