Üç gün geçmişti ama meleğim hala uyanmamıştı. Ecevit de öyle. Sadece bekliyorduk. Kimseyi gönderememiştim. Neredeyse evdeki korumalar bile buraya gelecekti. Biz bir aileydik ve aile olmak bunu gerektirirdi.
Yaman, Ecevit'in odasından çıktığında doktoru çağırmıştı. Hızlı adımlarla yanına gittiğimde bir şey oldu sanmıştım.
"Uyandı abi, açtı gözlerini."
Sağ elimle ifadesiz olsamda şükrederek yüzümü sıvazladığımda Yaman'ın omzuna erkekçe birkaç kere vurmuştum.
"İyi bir haber aldık sonunda."
Dediğimle içeri giren doktor dışarı çıktığında hedefine beni alarak konuşmaya başladı.
"Durumu gayet iyi. Artık odaya girebilirsiniz sadece çok kalabalık olmayın ve uzun süre durmayın. Dinlenmeye ihtiyacı var."
Onayladığımızda içeri girmiştik. Ecevit ilk beni gördüğünde diklenmeye çalışsada elimle durdurmuştum onu. Tam dövülmelikti.
"Dur be oğlum kafanı kırdırtma bana."
Dediğimle gülümsediğinde anında suratında donmuştu tebessümü.
"Gazel , o nasıl?"
"Senin gibi o da uyanacak."
Levent'in dediğiyle gözlerini kapadığında herkes geçmiş olsun dileklerini iletmişti. Dinlenmesi için dışarı çıktığımızda Gazel'in odasına giren doktorları gördüğümde beynimden vurulmuştum.
"NE OLUYOR, GAZELLL."
Bağırmamla doktor dışarı çıktığında gülümseyerek yanıma gelmişti.
"Kendi başına nefes alabiliyor artık oksijen tüplerini reddediyor. Bir kaç saat içinde uyanır. Hepinize geçmiş olsun tekrardan."
Direk odaya girdiğimde elinden tutmuştum. Her yeri morluk içindeydi. Teni bembeyaz olmuştu. Tek değişmeyen simsiyah saçlarıydı. Hala aynı renkteydi.
"Bunu da atlatacağız meleğim. Başaracağız, hep beraber üstesinden geleceğiz. Ben sensiz yapamıyorum Gazel. Uyuyamıyorum, yiyemiyorum ya nefes bile alamıyorum. Yavaş yavaş ölüyorum. Sen yoksan yokum ben. Uyan da beraber yaşayalım."
Elini öptüğümde parmaklarını oynatmıştı. Kafamı kaldırıp anında yüzüne baktığımda gözlerini açmaya çalıştığını farkettim.
GAZEL'DEN DEVAM;
Pusat'ın söyledikleri teker teker beynimde yankılanıyordu. Kendimi gözlerimi açmaya zorladığımda elimin üstünde ağırlık hissetmiştim. Gözlerimi açtığımda bana beklentiyle bakan Pusat'a tebessüm etmeye zorlamıştım kendimi. Ruhum çekilmiş gibi hissediyordum. Telefonu eline alıp birini aradığında çok geçmeden içeri doktor girmişti. Orta yaşlarda uzun boylu sakallı bir doktordu. Genel tetkikleri yaptığında konuşmaya başladı.
"Şuan için dinlenmen çok önemli en azından üç saat istirahat edip kendine gelmelisin. Sonra detaylıca herşeyi konuşacağız. Pusat bey sizden istediğim şey de mümkünse Gazel hanım dinlenene kadar odaya kimseyi almamanız. Sizin kalmanıza zaten zor müsaade ediyoruz."
Pusat başını olumlu anlamda salladığında yorgun bedenimle kendimi uykunun kollarına bırakmıştım. Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı. Yaramda sızlama olsada dayanılmayacak kadar değildi. Kapı tıklatıldığında doktor içeriye girip müsaade istemişti. Pusat eliyle işaret verdiğinde yanıma gelip sandalyeye oturduğu gibi konuşmaya başladı.
"Geçmiş olsun Gazel tekrardan. Daha iyi gördüm seni. Seninle bu konuşmayı yapmam senin için güzel olmayacak ama kurallar gereği hastayla durumu hakkında konuşmam ve gerekli bilgileri söylemem gerekiyor. Yaşadığın bu talihsiz olay karşısında çok dirençliydin öncelikle tebrik ederim. Geldiğinde çok hırpalanmıştın. Kaburgalarının bazılarında ağır ezilmeler vücudunun genelinde de morarma ve çürümeler vardı. Karnındaki kurşun içerdeydi. Ameliyatın çok başarılı geçti, uzun bir süre dinlenmen gerekiyor. Senin için zor bir süreçti ama güçlü bir kızsın sen"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğe Düş
Romanzi rosa / ChickLitGazel'in sıradan ilerleyen hayatını altüst eden takıntılı ve saplantılı Gencer Kaya , Gazel'e gerek yaptığı eziyetlerle, gerekse psikolojik şiddetle hayatı zehir ederken Gazel'in elinden gelen tek şey umuduna tutunup teslim olmamaktı... Kaçırıldığı...