KUĞU

857 111 29
                                    

At kişneme sesleri ile birlikte bağırışlar duyuldu, Kuzey tarafından. Hümeyra hemen atını hızlıca çevirip hiç düşünmeden o tarafa doğru sürdü. Hızlı bir şekilde arayı kapatırken ileride bir hengame olduğunu ve o hengamede çarpışan alpleri gördü. Atını sürmeye devam ederken ben Hümeyra'nın iç sesiyle kalakalmışken o da aynı şekilde şaşkınlık içinde kalmıştı. Hatta bir ara attan dengesini kaybedip düşecek gibi oldu.

"Ne olur? Nasıl olur?"

Mirza ve alpleri karşılarındaki baştan aşağıya siyaha bürünmüş kıyafetli, çokluğa karşı çarpışıyordu. Kılıç seslerinin arasında ağızlarından haykırış sesleri duyulurken Sarı denilen alp kolundan yara alsa da kılıcını diğer eline alıp karşısındaki adamın göğsüne savurup yere yığdı.

Ne yapacağını şaşırmış Hümeyra, okuduğu bitiği düşünüyordu.

Olabilir mi?

Bu düşüncesi çok sürmedi ve atını şahlandırıp oraya doğru sürdü. Atını eyerlinden çekip durmasını sağlarken hareketli olan attan kendini aşağıya atladı ve kılıcını çıkardı. Etraflarını yavaş yavaş saran sadece gözleri açıkta kalan siyah giyinimli olan adamların birine doğru kılıcını savurdu.

Öfkesi kılıcına enerji verirken iki üç kılıç çarpışmasından sonra adamı yere serdikten sonra sağ tarafına kılıcını sallarken arkasına doğru gelen Mirza'yı görse de dikkatini dağıtmamaya çalıştı. Karşısındaki adam manevra yapıp sol alttan kılıcını savururken o hemen atlayıp adamın gövdesine kılıcını geçirip hızlıca çıkarmak için adamın göğsüne ayağını bastırıp kılıcını çekerken ağzından hengameden kaynaklı sesler çıkıyordu. Kılıcını başka bir tarafa savururken bana ait ama içindeki ben olmayan bedeni hayranlıkla izliyordum. Karşımdaki beden muazzam savaşıyordu. Gözlerini avından ayırmazken yan tarafında Mirza belirdi. Beraber kılıçlarını savururken öylece izledim. Nedense içimde bir üzüntü belirdi. Sebebi Hümeyra desem de ondan gelen bir üzüntü belirtisi yoktu aksine Mirza ile kılıç savurmak hoşuna gidiyordu.

Birden kendisine kılıç savuran adamın gözleri şaşkınlık ile açılırken bunu Hümeyra'da fark etmişti. Keza Hümeyra ona kılıç savururken o savunma yapıp, "Geri çekiliyoruz!" diye bağırdı. Geri çekilen siyah çetenin üzerine doğru ilerliyorlardı. Arka planda atların üzerinde hazır bekleyen okçular yaylarını çekince Hümeyra'nın gözleri şaşkınlık içerisinde kalmıştı. Hem kendinin hem de Mirza ve alplerinin kalkanlarının yoktu. Etrafında kendilerini korumak için ne bir ağaç vardı ne de başka bir şey. Oklar onların üzerine inse kesin yara alırlardı. Keza sayıları karşılarındakilere göre azdı. Lakin düşündükleri gibi olmadı. Geri çekilmeleri için bağıran adam bu seferde, "Ok atmayın! Geri çekiliyoruz!" diye bağırdı. Bunu duyan Hümeyra atak yapmak için atında var olan okları alma fikri geldiği için arkasını dönerek atının yanına gelmesi için ıslık çalarken omzuna bir kılıç indi.

Hümeyra şaşkınlık içerisinde arkasına dönerken ben de aynı şekilde Mirza'ya baktım.

"Ne yaparsın?" diye sordu Hümeyra. İçi gitmişti bu harekete. Ne olduğunu anlam veremezken sesinin titremesine ani olmadı.

"Kurduğun oyunun zehri imdi çıktı ortaya!"

Hiddetle bağırıp kanlı kılıcını Hümeyra'ya daha da bastırdı. Çok öfkeliydi. Göğsü sinirden kalkıp iniyordu.

Hümeyra neyin olduğuna anlam veremeyerek öylece bakarken alplerin hepsi çeteyi takip etmek için ayrılmıştı.

"Amcasından farklıdır diye düşündüğüm her an oyunların ortaya çıkar!"

Ruh BağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin