Rica ediyorum oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
Abdül Bey ile konuşmaları zihnimde dolaşıyordu. Ne yolundan ne planından bahsediyordu. Hangi zamandan bahsediyordu. Sahra Sarayı neresiydi? Kör Sultan'da neyin nesiydi?
Hümeyra seni anlamak için adım atıyorum lakin sanki beni daha çok karmaşanın içine sürüklüyor gibisin.
Zihnim tekrardan yavaş yavaş uyanırken bir yandan da göründüğüm anıları düşünmeden edemiyordum. Sadece tek tahmin edebildiğim şey, Hümeyra'nın basit bir oba kızı olmaması idi.
Gözlerimi zorlukla aralamaya çalışırken üzerimde yorgunluk hakimdi. Sol omzum ağrısını az da olsa hissetsem de baştakiler gibi bir ağrı yoktu. Yoksa kolumu mu kesmişlerdi? Korkuyla gözlerimi açmak için hızlandım. Zorlayarak araladığım gözlerim ile karanlık beni karşılamıştı. Uzakta yandığını belli eden mum ışığının yansımasına bakmak için sağıma döndüğüm vakit Mirza'yı gördüm. Elinde kitap vardı. Bakışlarım yüzünde gezinirken dudaklarının hareket ettiğini gördüm. Kısık bir şekilde ağzından çıkan sese odaklandığımda elindeki kitabın Kuran'ı Kerim olduğunu anladım. Dilimi hareket ettirerek ağımdaki kuruluğu giderdim.
"Öldüm mü?"
Tarazlı sesimle birlikte Mirza hemen gözlerini bana çevirmişti. Elindeki kitabı tek eline alıp tamamen vücudunu bana döndürdü.
"Ölüyordun."
Gözlerim gözlerinden aşağıya indi. Bana gülümsüyordu. Ya da ölecek olmama...Tekrardan bu gülme meselesine değinmek istemedim. Bir de Hümeyra'nın kalp acısını çekemezdim. Kalp atışlarını çekmek daha kolaydı.
"Eyisin."
Üzerinde bir sevinç vardı. Gerçekten yaşadığıma sevinmiş miydi? Tabi ya hatıralarımı kaybetmediği için sevincini paylaşıyordu. Evet, bundan dolayıdır. Başka bir tarafa çekme Hümeyra!
Kafamı sallarken, "Başımda Kuran'ı Kerim okuyacak kadar bana değer verdiğini bilmiyordum."
Yine yapmıştım yapacağımı asıl amacıma ulaşmak için tekrardan önüne yem atmıştım. O ise elindeki Kuran'ı Kerim'e baktı sonra bana dönerek.
"İki gün oldu gözünü açmadın."
Cevap vermemişti. Her zamanki gibi...
Sonra aklıma kolum gelince yüzümü bir korku salmıştı. O da fark etti ki yüzü ciddileşti. Ağzını açmasına müsaade etmeden, "Kolumu kestiniz mi?" dediğim de başını sağa çevirerek güldü. Evet güldü. Zorla kaşınıyordu. Ne böyle güzel gülüp Hümeyra'nın kalp ritmini alt üst ediyordu.
"Gülme!"
Beni alaya almasına alışmıştım. Lakin...gerçekten güzel gülüşü vardı. Hani böyle bazı insanlar olur ya gülüşü ile direk gözlerin hedefi olur, işte öyle idi. Ama ilk defa bir erkekte bunu görmüştüm. Benim aklım da nerdeyse sanki erkeklerle oturup kalkıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Bağı
Genel KurguGözlerime kapkara bir sis indi. Ayak uçlarıma gelen okla irkilirken, hemen okun bir adım gerisinde bir çift ayak belirdi. Gözlerim, tedirgin bir şekilde ayakların sahibine baktı. Sis kalktı, gökyüzü mutlu bir ezgi gibi parıldadı. Ta ki onun gözler...