12. Bölüm

197 20 1
                                    

Adrian'ın ağzından...

  İlk defa Bay Böcek olarak akuma ile savaşma deneyimimden sonra eve dönmeye karar verdim.

  Aslında Marinette'i bıraktığım yeri kontrol etmeyi düşünüyordum ama parti alanında Marinette ile Alya'yı görünce planları değiştirdim.

  Belki Tikki ile sohbet ederdik. Tikki iyi bir akıl hocası. Gerçekten insanı sakinleştirebiliyor ve faydalı tavsiyeler veriyor.

  Pazartesinin de tatil olduğunu öğrendikten sonra sohbet için daha fazla zaman ayırabileceğime sevindim.

  Okulun bazı nedenlerden dolayı pazartesi de  tatil olacağı söylendikten sonra Alya, Nino ve Marinette'e beraber takılmayı teklif etsemde Marinette'ten kesin bir hayır cevabı aldım.

  Alya da tamamen farklıydı. Bu konuda Marinette'le aynı fikirde olduğunu söyledi. Öncesinden Marinette'in hayır dediğini bilmemesine rağmen.

  Çünkü hepsine telefondan ayrı ayrı mesaj atmıştım. Marinette ve Alya'nın arası bozulmuş olabilir miydi?

  Tabi ki de hayır. Sonuçta herkesin işleri olabilir. Bu tamamen bir tesadüf. Öte yandan Marinette'i ne zamandır görmüyorum. Bence bugün Bay Böcek'in onu görmesinde bir sıkıntı olmaz.

  Bir taraftan da Kara Leydi var. Hakkında ne düşünmeliyim bilmiyorum. Gerçekten konuşma fırsatımız olmadı bu yüzden henüz ne yaptığını öğrenemedim.

  Onun akuma savaşına gelmesini bile beklemiyordum. Galiba araştırma için uygun  zamanı bekliyordu. Onu tanıyorum.

   Büyük ihtimalle bütün olasılıkları düşünmekle meşguldur. Her zaman karmaşık planlar yapar ve işe yarar.

  Hawkmoth'u yeneceğimiz günü iple çekiyorum. Sonunda kimliklerimizi öğrenip özgür bir hayata adım atmak var sonuçta.

                 Marinette'in ağzından...

  Alya'yla tartışmamızın daha doğrusu benim Alya'ya patlamamın ardından biraz rahatlamış olabilirim. Şu anda eve gelmiştim ve yorucu günün ardından dinleniyordum.

  Uzun zaman sonra birinin bana inanabilmesi biraz garip oldu. Yani Alya sonunda bana inanmış görünüyordu. Umarım öyledir.

  "Ne düşünüyorsun Marinette?" Plagg'ın sorusuyla kendime geldim.

  "Kafam tartışmada kaldı fakat şimdi bunu düşünecek zaman değil. Planları en son beraber organize ettiğimizi düşünürsek artık ne planladığımı biliyorsun."

  Plagg ciddiyetle kafa salladı. Geldikten sonra onunla planlar hakkında konuşmuştum. Baş şüphelinin Gabriel Agreste olduğunu öğrenince çok şaşırsa da  normal haline dönmesi uzun sürmedi.

   İlk başta neden bu kadar şaşırdığını merak etsem de fazla kurcalamamaya karar verdim. Ara sıra bu konudan bahsederken onun  gözlerindeki üzüntüyü hissedebiliyorum.

  Plagg'ı pek çok konuda ciddi olarak düşünmezdim ama konu buraya gelince gerçekten önemsiyor.

  "Ama sana bahsetmediğim küçük bir ayrıntı var." Bu söylememle beraber kaşlarını çattı.

  "Nasıl yani?"

  "Ben giderken sen yanımda olmayacaksın. Mucizeyi takmayacağım."

Plagg'ın yüz ifadesi değişti ve itiraz etmeye çalıştı. Sözünü keserek devam ettim:

  "İtiraz etmeden önce bir dinle. Uzun zamandır düşünüyorum. Başarısız olma ihtimalimde mucizenin başka ellere geçtiğini düşünsene. Bu çok riskli."

Her Şey Yoluna Girecek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin