33. Bölüm

150 12 2
                                    

                  Marinette'in ağzından...

  Adrian hiçbir şey söylemeden odadan ayrıldığında bir süre arkasından bakakaldım. Bunu iyi karşılamasını beklemiyordum ama benden kaçması da hiç normal değildi.

  'Belki de duygularını benim yanımda göstermek istememiştir...'
 
  Böyle olmamalıydı, benim yanımda rahat olmalıydı. Ona bu hissi verememiş miydim? Nereye gitmişti? Ya eve gittiyse ve bu öfkeyle Gabriel'la tartışmaya kalkarsa!

  Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Birden hareketlenip balkona doğru gidecekken Tikki önüme geçti.

  "Bence bir süreliğine yalnız kalmasına izin vermelisin. Bunlar kabullenmesi kolay şeyler değil."

  İtiraz ettim:

  "Evet işte bu yüzden gitmeliyim. Ya bu durumdayken çılgınca bir şey yapmaya kalkarsa! Hadi Tikki gidelim."

  Tikki kafasını iki yana salladı:

"Buradan ayrılması kafasını toplamaya ihtiyacı olduğunu gösterir. Hem merak etme o yalnız değil, Plagg yanında. Ona iyi bakacağına emin olabilirsin. O sinir bozucu kwami gerektiğinde çok iyi bir konuşmacı olabiliyor."

  Son kelimeyi kendi kendine gülerken söylemişti. Söylediklerinden sonra gitmekten vazgeçmiştim. Benden uzaktayken iyi olacaksa hiç önemli değildi. Sadece onun iyi olmasını istiyordum.

  Adrian iyi olacaktı, o bunu atlatabilirdi. Evet. Ama her şeye rağmen o yanımdan bu şekilde ayrıldığı için çok huzursuz hissediyordum ve bir türlü sakinleşemiyordum.

  Keşke şu anda nasıl olduğunu bilebilseydim...

  Gabriel'la yüzleşmeye gittiyse aralarında bir mücadele geçer miydi? Gabriel kendi oğlu olmasına rağmen ona saldırır mıydı? Hayır o kadar ileri gidemezdi.

  "Marinette! Dur artık başım döndü. Marinette duyuyor musun?"

  Tikki'nin sesini duyduğumda odadaki bir ileri bir geri yürüdüğümün farkına varmıştım. Bir an için dışarıdakilerle alakam kesilmiş gibiydi.

  Tikki endişeyle yanıma geldi.

  "Peki ya sen nasılsın Marinette? Bunları konuşamadık. Anlattıklarından birkaç şey anlasam da asıl önemli olan bu durumda senin nasıl hissettiğin. Geldiğinden beri çok fazla dalıp gidiyorsun veya başka davranışlarda bulunuyorsun. İyi misin?"

  Zaten ağlıyor olduğumu da yeni fark etmiştim.

  "Bilmiyorum Tikki. Nasıl etkilendiğim benim  için bile muamma."

  Bunun üzerine bir şey söyleyemedi. Odanın ortasında öylece duruyorduk. Yine her yer çok sessizdi. Kimse yoktu. Ben yine yalnız mı kalmıştım?

  İçimdeki telaş azalmak yerine artarak devam ediyordu. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Nefes alış verişlerimin düzensizleştiğini fark eden Tikki yanıma geldi.

  "Marinette iyi misin, endişelenmeye başlıyorum."

  "Bilmiyorum, bilmiyorum. Burası çok sessiz, kimse yok."

  "Tamam hadi dışarı çıkalım öyleyse."

  Tam kabul etmek üzereydim ki aklıma yine Adrian geldi.
 
"Hayır olmaz! Adrian! Adrian gelebilir, ya buraya geri dönmeye karar verirse? Onun için burada beklemeliyim. Buraya geldiğinde beni bulması gerekiyor. "

  Tikki uzlaşmacı bir şekilde konuşmaya devam etti. Benimle dikkatli konuşuyordu.

"Tamam o zaman balkona çıkalım. Temiz hava alırsın. Ne dersin?"

Her Şey Yoluna Girecek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin