18. Bölüm

186 20 27
                                    

                         Alya'nın ağzından...

   Sabah kalktım. Öncelikle iyi haberler alma umuduyla hemen Marinette'in annesini aradım ama iyi bir haber alamadım.

  Onlar da dayanamayıp sabahın erken saatlerinde polise ilan vermişler. Bende haberin yakında duyulacağını tahmin ediyorum.

  Ve artık sınıftakilerin de bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zaten Marinette'in bir gün daha gelmemesi herkesi meraklandıracaktır.

  Ayrıca onların da seve seve onu aramaya yardım edeceklerini biliyorum. 'Bir elin nesi var iki elin sesi var' değil mi?

...

Okula geldiğimde normal olmayan bir Agreste ve biraz şaşkın bir şekilde bana bakan bir adet Nino'yla karşılaştım.

  Nino'nun şaşkınlığı normaldi. Son zamanlarda çok dengesiz davranıyordum ama şu an kendimde olduğumu biliyorum.

  Fakat Adrian... Tabiki  üzüleceğini biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Ayrıca yorgun gibiydi. Sanki bütün şehri tek başına aramış gibi bir hali vardı.

...

  Adrian'a nutuk çekip Nino'yu iyi olduğuma dair ikna ettikten hemen sonra zil çaldı. Adrian kendini toplamıştı, daha kararlı bir duruşu vardı.

  Öğretmen girdi ve yoklamayı almaya başladı. En sonunda ise beklenilen isim geldi.

  "Marinette Dupain-Cheng"

  Dönüp yeniden sınıfa baktı. Sonra bana döndü.

  "Alya Marinette neden gelmedi. Yani dün merak edip ailesini aradım. Biraz da özür dilemek için." Son cümleyi kısık söylediği için duyamamıştım.

  "Ama ulaşamadım. O iyi mi?"

  Bunu sormasının ardından ruh halim biraz değişti. Direk böyle sorunca ister istemez üzülmüştüm. Cevap verdim:

  "Marinette. Bende dün yeni öğrendim. Emin olmadan söylemek istemediler ve"

  "Tamam Alya sakin ol ve yavaşça söyle."

  Derin bir nefes alıp söze başladım. Ne kadar sakin olsam da böyle bir haberi vermek kolay değildi.

  "Marinette kayıp. Dünden beri onu gören yok." öğretmene baktım. Kesinlikle böyle bir şey beklemiyordu.

  "Ailesi önemli bir sipariş için pazar akşamı evden ayrıldılar. Akuma savaşı yüzünden geç kaldılar. Gittiklerinde Marinette yoktu."

  İlk önce şaka yaptığım umuduyla yüzüme baksalar da sonra gerçeklik hepsini vurdu.

  Rosa'un ağlamak üzere olduğunu görebiliyordum. Kimse umutsuzluğa kapılmadan devam etmek istedim.

  "Ama ben düşündüm. Yani zaten çoktan polise haber verildi. Biz burda durup vahlanmak yerine dağılıp Marinette'i arayabiliriz, değil mi?"

  Son cümleyle izin almak istercesine Bayan Bustier'e baktım. O da zaten bunu yapmak istiyormuş gibiydi. Sadece kafasını salladı.

  "Tamam şimdi anlatıyorum. Öncelikle herkes kısa bir süreliğine evine gidebilir. Kendinizi toplayın. Daha sonra..."

~~~~ 2 gün sonra ~~~~

                         Yazar'ın ağzından...

Her Şey Yoluna Girecek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin