-10-

352 24 31
                                    

Gözlerimi devirerek önüme döndüm ve tüm ders somurtarak oturdum. Zil çaldıktan ve hoca sınıftan çıktıktan sonra Rindounun elimi bırakmasını fırsat bilerek hızlı adımlarla sınıftan çıktım. Ran ve Rindou da hızlı adımlarla arkamdan geliyordu. Doğruca kantine gittim. Sinirlendiğimde çikolata yemek bana iyi geliyor çünkü.

Ayça: Abi bana bi karam verir misin?

Kantinci: Tabi kardeşim.

Adam karamı uzattıktan sonra cebini yokladım ve sabah 5sn içinde cebime attığım 10tlyi adama uzattım ama benim kafamın üzerinden bir kol uzandı.

Ran: bu kantinde satılan tüm Karamları alıyorum.

Ben şaşkın bir şekilde Ran'a döndüm.

Ayça: Ran o kadar çikolatatı ne yapacan lan.

Ran: Sen düşün orasını sana alıyorum.

Ayça: Lan ben napacam o kadar çikolatayı şe-

Ran çikolatanın birini atmış ve ağzıma sokmuştu.

Ran: Sadece ye işte. Boş boş konuşma.

Çikolatayı ısırdım ve elime aldım.

Ayça: Ne yapıyorsan yap ya. Spor salonuna gidiyorum ben.

Ran: Okey ben de gelirim birazdan.

Spor salonuna gittim ve voleybol oynayanlara katıldım. Bir süre sonra Ran cidden gelmişti.

💭: Harbi gelmiş lan. Dalga geçiyor sanıyordum.

Onu görünce oyundan çıktım.

Ran: Neden çıktın?

Ayça: 5dk bekle.

Top odasına gidip bir topla geri döndüm.

Ayça: Sana oynamayı öğreticem.

Okulum geri kalanında onunla voleybol oynadık. Şimdiden biraz oynamaya başladı. Son derse doğru servis karşılamak istediği için onu filenin karşısına geçirip 4-5 tane servis attım. 2sine dokunamadı, 1ini güzel karşıladı. Bir topta tam suratının ortasına geldi. Zaten o toptan sonra ben gülmekten bir daha servis atamadım. Biz tribünde (yani böyle kenarda tribün tarzı yerler oluyor kenarda) dinlenirken hoca geldi.

Hoca: Spor salonunu kapatıyoruz. Zil çalacak.

Ayça: Tamam hocam çıkıyoruz.

Birlikte dışarı çıktık. Daha sonra motorla eve geri döndük. Kapıya geldiğimizde evin önünde bir sürü motor vardı.

Ayça: Bu motorlar kimin ya? Hem Rindou nerde?

Ran: iki sorunun cevabını da eve girince görürsün.

Eve girdiğimizde İzanalar evde oturuyorlardı.

İzana: Hoşgeldiniz.

Ayça&Ran: Hoşbulduk.

Ayça: Ben bi üzerimi değiştirip geliyorum.

Odama çıktım ve bir şort ve tişört giydim. Saçımı üzerinden taradım ve elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Ran beni görür görmez şaşırıp kaldı.

💭: Fazla mı güzel olmuşum ya?

Ran: Lan sen yapıyorsun!?

Ayça: Ne yapmışım?

Üzerime doğru yürüdü ve bileğimi tutarak odama kadar sürükledi. Sonra hiç bişi demeden dolaptan bir eşofman ve kazak çıkarıp yatağa koydu.

Ran: Bunları giy ve öyle in aşağı. Üşüteceksin haberin yok. Hep kapının yanında terlikler var onları da giy.

Ben Ran'a baka kalmıştım. O ise arkasına bile bakmadan odadan çıktı. Sonra istemeye istemeye yeniden üzerimi değiştirdim ve dediği terlikleri giydim ve yeniden aşağı indim. Ran tekli koltukta oturuyordu. Önüne geçtim kendi etrafımda bir tur döndüm ve ona sahte olduğu belli bir gülümseme ile baktım.

Ayça: Beğendin mi Anneciğim?

Cevap beklemeden İzana'nın yanına oturdum.

Ran: Mükemmel olmuş. Bir daha evde kalın şeyler giy üşütürsün yoksa.

Ayça: Ama ben üşümüyorum-

İzana: Ran haklı kendine dikkat et.

Ayça: İzana diyorsa haklıdır.

💭: Bununla aramı iyi tutayım gebertir yoksa bu bizi. Gerçi hepsi gebertir ama İzana en tehlikelisi.

Ben kendi kendime düşünürken herkes son dediğime gülüyordu.

Ayça: Komik bişi mi dedim?

Kakucho: Boşver önemli bişi değil.

Ayça: Peki. Yemekte ne var?

O sırada mutfaktan bir ses geldi.

Rindou: korili noddle.

Yerimden kalktım ve merakla mutfağa gittim.

Ayça: Umarım iyisini almış-

Ben su kaynattığını sanarken Rindou ciddi ciddi korili noddle yapıyordu. Tezgahta köri, tuz, pul biber falan vardı ve tencerede makarna karıştırıyordu.

Ayça: Lan sen harbi korili makarna yapıyon

Rindou: Sen ne sandın?

Ayça: Hazır noddle...

Rindou gülmeye başladı.

Ayça: Ne oldu yav?

Rindou: Sen bu evde hiç görevli gördün mü?

Ayça: Hayır. Harbi lan neredeler?

Rindou: Hizmetçiler biz okuldayken gelirler ama bizim aşçımız yok.

Ayça: Nasıl yemek yiyorsunuz?

Rindou gururla gülümsedi.

Rindou: Tabiki ben yapıyorum. Kim yapacak başka.

Ayça: Oha bana da öğretmelisin

Rindou: Yok sen o işi bana bırak sonra biz yokken denersin. İşin sonunda ev yanar.

Ayça: Ya ama-

Rindou: tamam tamam dalga geçiyorum. İçerdekilere söyle az kaldı yemeğe.

Ayça: İyi tamam.

Hemen içeri gittim.

Ayça: Yemek hazırmış.

Güle oynaya yemek yedikten sonra İzanalar gitti. Ran, Rindou ve ben de koltuğa oturduk ve film aramaya başladık. En sonunda "Cinnet" -Bu arada mükemmeldir izleyin- filminde karar kıldık ve onu izledik. Ben izlerken kan sahnelerine bakamıyordum ve yüzümü yastıkla kapatıyordum. Film bittikten sonra üçümüzde mal mal birbirimize baktık.

Ran: E bitti bu

Ayça: Harbi bitti ama çok iyiydi.

Rindou: Devamı sayılabilecek bir film daha var izleyelim mi?

Ayça: Yarın izleriz ya. Yoruldum ben voleybol oynadık baya yatmaya gidiyorum.

Rindou: Voleybol mu oynuyorsun?

Ayça: He Ran'a da öğrettim. Yarın sen de gelirsen güzel olur.

Rindou: yok ya benim çok yeteneğim yok o konularda.

Ayça: Peki ama istersen her zaman katılabilirsin.

Rindou: aklımda olur.

Ayça: Hadi iyi geceler

Ran& Rindou: İyi geceler Ayça

Odama gittim ve kısa sürede uykuya daldım

______________________________________

767 kelime

Kimse Farkında Değil (Tokyo Revengers)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin