Taheyung Mu, Yugyeom Mu?

111 13 7
                                    

Taehyung'tan:

Acı... Neydi?

Sevdiğiniz tarafından aldatıldığınızda mı acı çekerdiniz, ailenizden şiddet gördüğünüzde mi, yoksa ruhsal olarak sizi yok ettiklerinde mi?

Belki de sevdiğiniz insanın başka biriyle öpüştüğünü gördüğünüzdedir.

Kaşlarım çatık, gözlerim dolu bir şekilde bakıyorum şimdi ona... Tanımadığım biri gelip, onu öptü. Ne kolaydı, değil mi? Aşık olduğum dudakları değdi, başka bir dudağa.

Gülümsedim, mutluydu en azından.

Fakat asıl zor olan, selam verdikten sonra göz göze gelmemizdi.

1 yıldır aşık olduğum gözlerine değdi, gözlerim. İlk başta kaşlarını çattı, gözlerini kıstı. Beni tanıyınca da şaşırdı ve ağzını hafifçe açtı.

Beni nasıl görüyordu bilmiyorum ama o an ilk gözyaşım düştü gözümden.

Silmeye gelmeyecek mi?

Jungkook, bak ağlıyorum. Bari şimdi gel yanıma...

Bakışlarını kalabalığa çevirip gülümsemeye çalıştığında, kalbimin yok olduğunu fark ettim. Biri dokunsa, yere yığılacağım... Onunla konuşmalıydım.

En azından, bir kez olsun veda edebilmek için.

Hayır, sevgilisiyle ayırmaya çalışmayacağım, bana geri dönmesini de istemeyeceğim. Beni gerçekten seviyorsa, kendi dönerdi zaten.

Değil mi...?

Ödülünü aldıktan sonra sahneden inmek için arka tarafa geçtiğinde, kalabalığın arasından o tarafa doğru gidebilmek için büyük bir savaş verdim. Herkes herkesi itiyordu ve bağırıyordu. Savaş alanına dönmüştü ortalık.

Yanlışlıkla yürürken birinin ayağına takılıp yere düştüğümde, birkaç kişi daha üzerime düşerek kafamı yere çarpmamı sağlayınca, dişlerimi birbirine bastırdım. Sanki acım geçecekmiş gibi.

İnsanlar umursamadan yürümeye çalışıyordu ve yanlışlıkla elime basıyorlardı. Fazlalaşan acıdan dolayı gözlerimden yaş gelmeye başladığında hemen toparlanıp, ayağa kalktım.

İnsanlar kendi dilinden anlardı.

Derin bir nefes alarak hızlı hızlı, insanları iterek ilerledim arka tarafa.

Birkaç güvenliğin önünde dururken, kendimi çok kısa hissetmiştim. Yanlarından geçip gitmeyi düşünüyordum fakat onlar, içeriye girmeme izin vermedi.

Haklılardı sonuçta, bir sapık ya da bir magazin sayfası olabilirdim. İkisi de tek eliyle omuzlarımdan tuttuklarında, silkelenerek ellerinin benle olan temasını kestim ve hemen yanlarından geçmeye çalıştım. Fakat sağdaki adam beni tutup yere ittiğinde, soldaki adam arkalarındaki kapıyı kapatıyordu.

"Defol, zorlaştırma işi." diye bağırdı adam.

Keşke zor olan tek bu olsaydı.

New York'a ilk geldiğim zaman mesela, zor olmasaydı benim için. Cehenneme dönmeseydi.

Orda kaldığım süre boyunca zor olmasaydı. Sürekli ağlamasaydım, onu göremediğim için. Cehenneme dönmeseydi.

Ya da şimdi, burada... Onu başkasıyla görmeseydim, zor olmasaydı benim için. Kalbim ağlamasaydı, cehenneme dönmeseydi.

Her şey, her şey için o kadar pişmanım ki.

Ablama karşı gelseydim mesela, cehenneme döndürmeseydim.

Querencia | Taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin