omf-25

321 42 41
                                    

Güne nasıl başlamayı tercih ederdiniz?

Şahsen ben başlamamayı. Yani bu sabaha kadar öyle olduğunu zannediyordum. Gece uyumamış ve kafamdaki sürpriz doğum günü için son hazırlıkları tamamlamıştım. Şimdi onları gerçeğe çevirecektim. Biraz riskliydi bu durum. Sonucunda neler olacağını kestiremiyordum tam.

Yine de kararımı vermiştim. Abim dışında kimse bilmiyordu. Ah bir de ailem. Çünkü söyleseydim eğer neler karşılaşacağımı biliyordum. Bu, şimdi düşünmek istediğim bir durum değildi.

Kutlama yeri olarak en mantıklı yer annemin işlettiği kafe gibi geldi. O yüzden bunu ona söylediğimde "Sorman hata bebeğim. İstediğin kadar işgal edebilirsin kafeyi." demişti. Ben de şimdi bana verdiği hakla o kafeyi düzenlemeye gidecektim.

Aslında şu an gece yarısıydı. Yarın öğlen kutlamayı düşündüğüm için şimdiden hazırlıklar yapmak amacıyla çoktan kafenin yolunu tutmuş, evden çıkmıştım.

Çocuklara haber vermemiştim çünkü bir sebebi yoktu. Sadece Sunoo ve Jake'e diğerlerine yarın öğleden sonra doğum gününü kutlayacağımız için haber verme görevini vermiştim. Şimdi de kafeyi düzenlemeye gidiyordum.

Normalde annemler bu saatte çıkmama izin vermezlerdi ama hem uyumuşlardı, hem de abim beni her duruma karşı idare edecekti. Diyorum ya, ne olursa olsun benim için her şeyi yapabilecek kişiydi o. Bu ufak yalanlar onun için önemsizdi.

Sessiz, sadece giden arabaların gürültü yaptığı yolda kulaklıklarımı takarak ilerliyordum. Çok kısık bir şekilde açmıştım sesi. Gece olduğu için ne olacağı belli olmazdı sonuçta.

Etrafı inceleyerek, biraz tembel adımlarla geldiğim kafeye girmiştim sonunda. İçeri girince üşüdüğümü fark ettim. İçerideki her zaman hazırda bekleyen ısıtıcıya koştum ve açtım. Birkaç dakika içinde ısınmaya başlayan ortamla birlikte minik hazırlıklarıma başladım. Kafenin her köşesini değil, genelde böyle kutlamalar için tercih edilen içe balkon temalı üst katını süslemeye karar vermiştim. Isıtıcıyı da beraberimde yukarı çıkarmıştım ki üşümeyeyim.

Önce masaların dizaynını yapmış, ardından da malzemeleri koyduğum dolaptan çıkartmıştım. Sessiz olması biraz beni ürküttüğü için az önce gelirken de yaptığım gibi kısık sesle müzik açmıştım. Ama bu sefer kulaklıkla değildi.

Tek tek ayırmıştım önce parti süslerini. Biraz karışık ama güzel bir ahenkle birleştirecektim renkleri. Önce üst kısımlarla başlamaya karar vermiştim. Ondan bir sandalye alıp üstüne çıktım ve işime başladım.

Kahve tonlarının ağırlıklı olduğu ortamı abartılı olmayacak bir süsle güzelleştiriyordum. Eminim ki beğenecekti. Beğenirdi. Umarım.

İşime devam ederken telefonumdan yükselen bildirimle ilgim o tarafa kaymıştı. Muhtemelen abimden gelmişti. İşim bitmeden uyumayacağını söylemişti çünkü. Elimdeki işi bitirene kadar bakmayacaktım.

Ki tekrar gelen bildirimlerle eş değer zamanda biten o andaki süs işimle ufak bir aranın zararı olmayacağını düşündüm. Çıktığım sandalyeden indim.

Mesaja bakmadan ilk saate baktığımda çoktan bir buçuk saat geçtiğini görmüştüm. O kadar olmuş muydu. Sanırım özeneyim derken işin ucunu biraz kaçırmış, saati fark etmemiştim bile. Özellikle bu kadar geç saatte kimin mesaj attığıysa daha da merakımı arttırmıştı çünkü abim değildi. Hemen uygulamaya girdim.

Bilinmeyen Numara
Yarın için her şey tamam mı?
Sabırsızlanıyorum. (02.36)
Hey! Yang Jungwon. Uyanık olduğunu biliyorum. Cevap ver!
Umarım kararından dönmek gibi bir hata yapmamışsındır. (02.39)

off my face || sungwon ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin