10.Bölüm

1K 73 3
                                    

13.11/22

Bugün ikimiz için de unutulmayacaktı...

<3<3<3<3<3<3<3<3

Her sorunun bir çözümü mutlaka vardı. Kimisi bizi zorlarken kimisi oldukça kolay yollarla çözüme götürürdü bizi. Bazı sorunların ise tek çözümü sevgiydi. Sadece sevgi bir çok şeyi beraberinde getirirdi aslında. Güven, mutluluk, sadakat ve daha nice duygu sadece sevginin aşılanmasıyla gün yüzüne çıkardı.


Ömer... Kalbinde neleri gizlediğini bilemiyordum ama çok büyük bir kalp taşıdığını hissediyordum. Yavaş yavaş çözülecek bulmaca gibi görüyordum onu. O bulmacayı çözmek biraz zaman alacaktı ama her soru çözülmek için vardı.

"niye getirdin beni buraya?"

Sabahtan beri defalarca kez huysuz sesini duymuştum. Asla evden çıkmak istemiyor kendi yarattığı boş dünyasında kendini hapsetmek istiyordu.

"söylediğim gibi birilerini ziyarete geldik."

"yine başıma ne dertler açacaksın acaba?"

Yüzüme iğnelercesine bakıyordu. Aynı bakışları bu sefer yüzüme ben kondurup onun ses tonu ve konuşma şeklini taklit ettim.

"hatırladığım kadarıyla en son vukatımızda arabanın frenini kapatmayı unutan sendin?"

Ben sözlerimi bitirdiğimde gözlerini kaçırdığını görmüştüm. Yönümü Ömer'in tekerlekli sandalyesinin arkasına çevirip sandalyenin kollarını tuttum ve binaya doğru sürmeye başladım. En son geldiğim engelli bakım merkezine getirmiştim Ömer'i. Biliyordum ki kendi gibi bireyleri görmek ve yalnız olmadığını bilmek ona iyi gelecekti. Üstelik buradaki insanlar özel durumuna rağmen yetenekli insanlardı.

"hoş geldiniz. Asel hanım ve Ömer bey değil mi?"

Önceden geleceğimizi haber verdiğim Tülin Hanım bizi karşılanmıştı kendisi buranın müdür yardımcısı oluyordu. Ömer'e bakıp elini uzatmasıyla bakışlarımı anlık olarak Ömer'e çevirdim. Tam ondan beklediğim gibi kendini tanıtma girişiminde bulunmayı bırak, elini bile uzatmadı. Bunun üzerine Tülin Hanım elini indirip gülümsemesini yüzünden eksik etmeden bana uzattı. Karşılık olarak uzattığım el ve gülümsemeyle Ömer'in almadığı selamı ben aldım.

"Merhaba, hoş bulduk. Evet kendisi Ömer, ziyarete geldik."

"tabi, ziyaret edeceğiniz kişiler belli zaten. Size eşlik etmemi ister misiniz?"

"hayır, teşekkür ederiz." dedim.

Bunu üzerine gülümseyip yanımızdan ayrıldı. Ben de Ömer'i, Ahmet'in odasına doğru götürmeye başladım.

"beni bakım merkezine kapatmak için mi getirdin?"

Ömer'in şaka ile karışık sorusunu duyduğumda ne diyeceğimi bilememiştim. Acaba gerçekten böyle mi düşünmüştü?

"safsın sen saf! Şaka bile yapılmıyor hemen ciddiye alıyorsun." dedi Ömer.

Ömer'in alay dolu sesiyle derin nefes aldım. Bir an onu incittiğim düşüncesi beni korkutmuştu. Ona bakarak göz devirdim ve asansöre bindirip ikinci kata bastım. Kısa bir beklemenin ardından asansörden inip tam karşımızdaki ahmetin odasının önünde durduk. Mavi boyalı bir kapıydı. Tıpkı merkezin tamamı gibi maviydi. Belli engellerle hayata tutunan kişilerin özgür olduğunu hissettirmek istemişlerdi belki de.

Bir Çift Buz PateniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin