Tesedüf yoktur, kader vardır.
20.06/23
<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3
Hayat bitmeden herkesin önüne sayısız yollar sunardı. Karar verirken bizi yalnız bırakır seçimimizle kaderimizi oluşturmamıza izin verirdi. Hangi yolu seçersen seç yaşam bir şekilde yol alırken sana da yaşamak için bir amaç bırakıyordu. Her yaşadığımız gün bize mutlaka bir şey katarken geçen ömrü de yolcu ediyorduk bir şekilde.
Şu an aldığım alkışlar bana mı aitti bilmiyordum. Hayallerime kavuştuğumu gösteren bir işaretin sesi miydi bu? Ya da bana gururla bakan Ömer bilinçaltımın bana bir oyunu muydu? Çaktırmadan bacağımı çimdiklediğimde gerçek olduğunu anlamam ile birlikte kocaman bir gülümseme yerleşti yüzüme. Hayallerime açılan yolda bir kapıyı daha geride bırakmıştım. Bunun gururunu en derinlerimde hissettim. Ellerimi havaya kaldırıp o hep aynada tek başıma yaptığım referansımı gerçekleştirip doğruldum. Alkış sesleri daha da kuvvetli geliyordu şimdi ama ben sadece tek bir kişiyi duyuyordum.
Her daim yanımda olan Canan Hanım yanıma gelip madalyamı boynuma geçirdi. Üzerinde buz pateni resmi olan madalya oldukça hoşuma gitmişti. Beni kutlayan jüri üyeleriyle birlikte büyük yarışmaya katılma biletimi aldığımda tören bitmişti. Gözlerimin odağındaki yere son kez bakıp soyunma odasına doğru ilerlerken Oğuz ile göz göze geldim. Bana olan kırgın bakışlarına anlam veremezken ayağımdaki patenleri hatırlayıp mahcupluk hissettim biraz. Bakışlarımı arkasına çevirdiğimde kapüşonlu o kişi ile yeniden göz göze gelmenin şoku ile bir adım geri gittim. Ömer de bunu fark etmiş olacak ki benim baktığım yere başını çevirdiğini görmüştüm. Yüzünü tamamen kapatmış sadece gözlerini görüyordum. O gözlerde bana karşı bir yakınlık hissederken bakışlarımı çevirip hızla arkamı dönüp soyunma odasına ilerledim.
Aslında Ömer'i anlamakta zorluk çekiyordum. Beni istemeyen kendisi ama yanıma gelen de kendisiydi. Ona çok kırgın olmama rağmen bu patenleri giymeyi istemiş ve giymiştim. Güzel olmasının yanında beni çeken bir şey vardı ama çözemiyordum. Sanki geri dönülmez her yolun sonu yine ona çıkıyordu.
Soyunma odasında üstümü değiştirip dışarı çıktığımda Ömer ile karşılaşmayı beklemiyordum. Gözlerimiz birbirine kilitliyken ilk adımı atan ve sessizliği bozan taraf o oldu.
"tebrik ederim." dedi.
"teşekkür ederim" diye karşılık verdim.
Gözleri gözlerimden ayrılıp elimdeki paten kutusuna kaydığında yüzünde buruk bir gülümseme oldu.
"giydiğin için teşekkür ettim." dedi.
Bu konuda verecek cevabım yoktu. İlk kez gururum yenilmiş gibi hissediyordum. O an giymek istemiş ve giymiştim. Üstelik tuhaftır ki bundan pişmanlık duymuyordum. Ben sessiz kalırken yine Ömer tarafından gelen soru ile ara vermiştik sessizliğe.
"bir kahve içmek ister misin?"
Aslında ona çok kırgındım ve gitmek gelmiyordu içimden. Sormak istediğim çok soru vardı ve yarım kalan düşüncelerim vardı. Yine günün sonunda bana kalacak gururumdan bir ödün daha verdim. Üstelik gururundan ilk ödünü veren kişi Ömer olurken bunu yapmam gerekiyormuş gibi hissediyordum.
"tamam, gidelim." dedim.
Eliyle ileriyi gösterip önden gitmemi istedi. Yavaşça ilerlerken arkamdan geldiğini hissediyordum. Bazen insanlara fırsat vermek gerekirdi. Her insan hata yapar. Bazı hataların geri dönüşü olmazken bazıları küçük geri dönülebilir hatalardı. Geri dönüşü olsun ya da olmasın hayatımızda yaşadığımız her şey büyümemiz için gerekli birer yardımcıydı aslında. Her yapılan hata bize bir şeyler katıyor, bazen ise bizden hiç istemediklerimizi alıp gidiyordu. Dışarıdan bakan insan bunun bir felaket olduğunu düşünse de belki bize daha iyilerini katmak için uzaklaşması gerekenler olduğunu göremeyebilirdi. Hayatın berbat bir konuma da gelse o kötülüğün içindeki iyiliğe ulaşmak kimileri için zor kimileri ise kolaydı. Çünkü bazı insanlar bardağın boş kısmını görürken bazıları dolu kısmına odaklanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çift Buz Pateni
Romanceİki kişi, biri tekerlekli sandalyeye mahkum. Diğeri hayata...