Her kalp yaşadıklarını gözlere yansıtır. Bazen de ele verir kendini...
22.01/2023
<3<3<3<3<3
Yaşadığımız onlarca sıkıntının bir bitiş noktası vardı. O noktaya ulaşmak kimi zaman bir demiri delmek kadar zor, kimi zaman ise merdiven çıkmak kadar kolay. Merdiveni her çıkan başarılı sayılır mı? Hiç sanmıyorum...
Herkes her merdiveni eşit şartlarda çıkmaz çünkü. Kimi elinde değineklerle çıkar. Kimisi tekerlekli sandalyede birinin yardımı ile ya da kendi gücü ile kateder basamakları bazıları ise günlük yaptığı aktivite kadar kolaydır. Zor ya da kolay farketmez farklı zamanlarda çıktığımız merdivenin en üst basamağından aşağıya bakarken anlayacağız asıl sıkıntılarımızın bitiş noktasını. Ama sadece oturarak geçmesini bekleyerek değil, çabalayarak ve sabrederek...Az önce yaşadığım üzüntünün izleri yüzümde, en çok da gözlerimde kendini belli ediyordu. Henüz bu duygudan kendimi toparlayamamışken yeni bir ifade yer edindi yüzümde. Şaşkınlık!
Bu şaşkınlığımın sebebi asla karşımda görmeyi beklemediğim kişinin şu an karşımda olmasından dolayı idi."senin ne işin var burada?"
Yüzünde buruk bir tebessüm belirdi. Gözlerine ulaşmayan bir gülümsemeydi.
"ben de yakınımı kaybettim. O yüzden buradayım."
Şimdi benim yüzüme de yansıdı o buruk gülümseme. Elimi omzuna koyup destek vermek istedim.
"başın sağolsun. Yeni mi?"
"hayır, birkaç yıl oluyor."
Anlayışla başımı salladım. Sanırım artık gitme vaktim gelmişti. Hem Ömer'in ilaçları da vardı, kendi üzüntümün bedelini bir başkasına ödetemezdim. Zaten oldukça geç kalmıştım daha fazla gecikmeden gitmeliydim.
"hoşça kal Oğuz. Yeniden başın sağolsun."
Yine bir gülümseme oluştu yüzünde bu farklı ama anlamlı bir gülümsemeydi. Ben ise bu gülümsemenin anlamını çözemeyecek kadar yorgundum.
"başımız sağolsun!" dedi.
Dolan gözlerimin odağını değiştirip yürümeye başladım. Giderken 'hoşça kal' dediğini duysam da önemseyemedim.. Şu an sadece Ömer'in yanına gitmek ve ilaçlarını içirmek istiyordum. İçimde kötü bir his vardı çözemediğim. Belki de az önce yaşadığım duygusallığın belirtileriydi.
Yürürken zaman kaybetmemek için taksiye binip evin adresini verdim. Benim hislerim yanılmazdı ama bu sefer yanılmasını istiyordum. Kaybetme korkusunu tüm iliklerime kadar hissediyordum. Taksi eve yaklaştı ve en sonunda evimin önünde durdu. Hızlıca ücreti ödeyip indim arabadan Ömer'in apartmana doğru koşmaya başladım. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapı açıldığında evin yardımcısı ile göz göze geldim.
"Ömer nerde, iyi mi?"
Başını önüne eğdiğinde kalbimin acıdığını hissettim.
"söylesene! Öm.."
"Ömer bey fenalaştı. Çağla hanım onu hastaneye götürdü. Durumu hakkında bir bilgim yok maalesef."
Kısa bir süre donup kaldığımı hatırlıyorum. Sonra hemen karşı atağa geçip hangi hastanede olduğunu öğrendim. Hastaneye nasıl geldim bilmiyorum ama çok korkuyordum. Geldiğim özel hastanenin danışmanından Ömer'in kaldığı odayı öğrenip yanına gittim. Kapıda Çağla vardı. Yanına yaklaştığımda beni görür görmez sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çift Buz Pateni
Romanceİki kişi, biri tekerlekli sandalyeye mahkum. Diğeri hayata...