Multimedia: Kaan, Poyraz ve Nur
KARŞI KOYAMAMAK
Fakülteye gidip gelmek dışında yaptığım her şey babamın gözüne batıyor ve beni koruma iç güdüsüyle adeta çevresinde av arayan kurt gibi dolaşıyordu. Hazır babam evde yokken yeniden dede yadigarı evime geçmeye karar verdim. İçim fazla bunalmıştı ve babamın sürekli olarak gözetimi altında olmak bana göre değildi. Bu yüzden gitar çantamı ve Kuzey'i küçük taşınabilir köpek evine yerleştirip dışarı çıktım. Temiz havada, sigarayı dudaklarımın arasına koyup çakmağı yaktım ve zehri içime çektim. İki elimin arasında duran sigaradan bile daha fazla yandığımı hissettim o an.
Poyraz'la o günden beri görüşmemiştim.
Kaan'ı da uzun süredir göremiyordum. Ne o beni arıyordu, ne de ben onu. Aramıza ördüğümüz duvar her geçen gün kalınlaşıyor ve kırılması imkansızlaşıyordu. Ki zaten Kaan benim imkansızımdı. Zaten garip davranışlarıyla beni kendinden uzak tutuyordu? bu canımı o kadar çok yakıyordu ki... Tüm bunlara rağmen içimdeki küçük kız onu arayıp deli gibi haykırmak, bağırmak istiyordu.Gece saat 12 civarıydı ve anayol arabalarla kaynıyordu. Yüzüme vuran soğukluk içimi ürpertirken aynı zamanda mayhoşluk da veriyordu. Bu yağmur yağacağına işaretti.
Hayatıma normal bir insan gibi devam etme kararı almıştım. Tabii babamla o konuşmayı yaptıktan sonra. Ama ne olursa olsun artık o kızı içimden atamayacağım belliydi.
Tamir ettirdiğim arabama binip kendi Cihangir'deki evime kadar sürdüm. Bir süre uzakta kalmak fena olmazdı. Daha dün Kuzey'i dışarı çıkardığım için, onu dışarı çıkarmadan direkt arabadan aldım. Ben nereye gidersem genel olarak peşime takılıyordu.
Bu ev eski de olsa, bana hitap ediyordu ve ben burada mutluydum. Dedemden kalan güzel bir hediyeydi benim için. Babamla beraber yaşamaya alışık olsam da, 23 yaşında bir yetişkin olarak artık kendi ayaklarım üzerinde durabileceğimi kanıtlayabilirdim.Gitarımı köşeye bırakıp şömineyi yaktım. Ardından cüzdanımı ve telefonumu alıp dışarı çıktım. Normalde gittiğim mekanlardan birine gitmeye karar verdim. Artık kapıdaki bodyguardlar tarafından tanındığım için direkt olarak içeri alındım.
Köşede bizim arkadaş tayfasını gördüğümde istemeden de olsa gülümseyerek yanlarına yürüdüm
Kaan'ın orada olduğunu fark etmek zor olmamıştı. Her ne kadar ben yokken onlarla takılmış olması beni şaşırtsa (kızdırsa) da belli etmedim. Ben yokken eğlenmiş olduğu düşüncesi içimdeki kıskançlıkları daha da alevlendiriyordu.Beni gördüğünde ayağa kalkıp içki almaya gitti. Benden mi kaçıyordu sahiden? Ah, deli oluyordum! Yaptığı hareketler beni geriyordu ve çocuk gibi davranıyordu. Ufak bir bebek gibi benden kaçmasına neden olacak ne yapmış olabilirim diye düşünüp durdum. En kötüsü de canımı ne kadar yaktığını ona anlatamamaktı.
"Oooo kimler gelmiş bakıyoruz?" Arkadaş grubundan yükselen seslere aldırış etmeden gülerek masalarına yürümeye devam ettim.
"Kendini arattın güzelim"
"Sizi de hiç ortalarda göremiyoruz Serkan Bey?" Dedim dalga geçercesine sırıtırken.
Herkesin sanki yıllardır beni bekliyormuş gibi yapması kesinlikle yapmacıklıktan başka bir şey değildi benim için.
"Sizi gördüğüme çok sevindim ama bu gece bana dokunmayın arkadaşlar. Tek başıma içip eğlenmeyi düşünüyorum. Kısaca, merhaba ve hoşçakalın. " Dedim elimi dayadığım masadan çekilirken.
Bar tarafına doğru yürüdüm ve barmenden bir içki istediğimde önüme koyuşunu izledim. Soluma baktığımda Kaan'ın orada olduğunu ve elindeki içkide biçimli parmaklarını dolaştırırken gözlerinin üzerimde dolaştığını hissettim. Ve dayanamayıp ona dönüp laf attım.
"Böyle bakmaya devam mı edeceksin?" Dediğimde güzel elmacık kemikleri gerildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK (düzenleniyor..)
Teen FictionKüçük yaşta annesini, kendi gözleri önünde vurularak kaybetmesiyle başladı her şey. Turuncunun en güzel tonuydu Nur Berenoğlu ama annesinin katili olan Hamit Demirtaş'ı bulup intikamını almaya yemin ettiğinde işler tersine dönmüştü ve herkes bilmed...