SOĞUK YARDIM
Kaçıncı sayfa olmuştu bilmiyordum ama çalmaktan ellerimin koptuğunu hisseder gibiydim. Sayfalar süren notaların eşsiz sesine kendimi kaptıralı saatler oluyordu ve ben bu süre zarfında piyanomun başından kalkmamıştım.
İçimde savmak istediğim her şeyi bu yolla atabilmem büyük bir mucize gibiydi. Kafamı dinlemek için geldiğim eşsiz mekanlardan biriydi burası. İçerisinde büyük piyanomun olduğu, sessiz, sakin bir sokağın küçük ama kullanışlı bir evi.
Babama haber verdiğimde karşı çıksa da çok diretmeden bir süre burada kalmama izin vermişti. Bir süre burada kalıp kafamda planladığım şeyleri daha da toparlamam gerekiyordu.Elbette babamın yanındayken ondan habersiz Hamit Demirtaş'ı bulmam imkansızdı ve babamın bunu asla bilmemesi gerekiyordu. Bu akşam işe başlayacaktım. Genelde ukala tiplerin takıldığı bu klubün sahibinin Hamit olduğu bilgisini almıştık. Ona yakınlaşmanın tek mantıklı yolu buydu. Oraya gidecek, aralarına sızacak ve Hamit Demirtaş'ı bir şekilde bulacaktım. Nasıl yapacağımı bilmiyordum sadece doğaçlama davranacaktım.Telefonumun sesiyle irkilerek piyanonun başından kalktım. Çaldıran kişi kalbimin küt küt atmasını sağlamaya yetmişti. Adını görmem yetiyordu fakat ciddi durmaya çalışarak yutkunarak telefonu açtım.
"Kaan?"
"Dün gece konuşturamadığın adamı konuşturmayı başardım. Hamit'in adamı olduğunu itiraf etmesi uzun sürmese de, yiğeni için açtığı klübe ara sıra uğradığını söylemesi çok zamanımızı aldı."
"Demek yiğeni için açtığı bir klüpmüş.. O zaman bingo! Akşama orada işe başlıyorum. İçlerine sızacağım ve bir şeyler öğrenmeye çalışacağım. Planlar işlerse iyi olur aksi halde bir B planı bulmak zorunda kalacağım."
"Peki neden ben orada işe başlayacağını yeni öğreniyorum?" Dedi Kaan telefonun diğer tarafında kızgın çıkan sesiyle.
"Çünkü dün gece bir şekilde ayarladım ve söylemeye fırastım olmadı." sessizliğin ardından yeniden konuştu Kaan,
"Gerçekten dikkatli ol Nur Berenoğlu." Dedi. Sözlerini teyit etmemi arzuluyordu. "Sana zarar gelsin istemiyorum."
Güldüm ama komik bir şey olduğundan değildi. "Nur Berenoğlu." Dedim kendi ismimi kendime hiç yakıştıramayarak. Sanki ben, ben değilmişim gibiydi. Telefonda iç çeken sıkıntılı sesi kulaklarıma doldu ama umursamadan onun da kendine dikkat etmesini söyleyip telefonu kapadım.
Yatak odama girip dolabımda aynı şeyden yüzlerce olan deri tayt, siyah atlet ve deri ceketimi giydim. Siyah botlarımı da ayağıma geçirip, turuncu kızılı, salınık olan saçlarımı ellerimle taradım ve dalgalı bir şekilde dökülmelerine izin verdim.
Geceye yakın klübe girdiğimde kimsenin beni umursamaması işime geldi. Klüpte barmen olarak çalışmak torpille çok daha kolay olmuştu. Kimse Melih Berenoğlu'nun kızı olduğumu elbette bilmiyordu. Bara doğru ilerleyip duraksadım. Kendi çapında takılan barmen, göründüğü kadarıyla bu kalabalıktan zorlanıyordu. Yanına gidip selam verdim ve ardından burada yeni işe başlayacağımı söyledim.
"Tek başıma çalışırken epey zorlanıyordum. Gelmen iyi oldu." dedi gülümseyerek.
"Güzel. O zaman işe başlayalım." Gülümseyerek karşılık verdim.
Klüp o kadar kalabalıktı ki içki koymaktan ellerim birbirine girmişti. Yaklaşık birkaç saat sonra yanımda çalışan yakışıklı iş arkadaşımın adının Batuhan olduğunu öğrendim. Ben acemiydim, o ise profesyonelce hareket ediyordu ve onun yardımıyla işi kapmam uzun zamanımı almamıştı. Batuhan'ın da desteğiyle her şeyi yetiştirebilmiştim. Bu sırada biraz muhabbete girmiştik ve buraya üniversite parasına yardımcı olsun diye gelip başvuru yaptığını, ardından çalışmaya başlamış olduğunu anlattı. Biz bunları konuşurken etrafı aniden bir uğultu kapladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK (düzenleniyor..)
Teen FictionKüçük yaşta annesini, kendi gözleri önünde vurularak kaybetmesiyle başladı her şey. Turuncunun en güzel tonuydu Nur Berenoğlu ama annesinin katili olan Hamit Demirtaş'ı bulup intikamını almaya yemin ettiğinde işler tersine dönmüştü ve herkes bilmed...