Multimedia: Kaan
KARMAKARIŞIK
Dudağımı onunkinden çektiğimde şu anki durumumuzun garipliğinde boğulmaktan kendimi alamadım. Ne yapıyordum, ne yapıyorduk? Aniden ayağa kalktığımda suratına bakmak istemedim. Ama bakmak zorunda kaldım.
Neden böyle bir şey yapmıştı ki? Asıl ben neden ona karşı koyma girişiminde bulunmamıştım? Heyecan mıydı kalbimi ısıtan, yoksa dudaklarının tenimi yakıp kavurması mıydı anlam veremiyordum. Poyraz gözlerimin içine anlam dolu bakmaya çalışırken, ben o anlamın içinde kaybolmamak için aniden ayağa kalktım ve daha fazla düşünmeden arabasına doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Öyle bir gariplik vardı ki üstümde, elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim. Utanmış ufak çocuklar gibiydim adeta.
Poyraz'ın bu hareketimle yüzü çökse de üstünde durmaması gerektiğini çok iyi biliyordu çünkü ateş ve barut gibi hissettiğimizden emindim.
Beni eve bırakana kadar ne o bir şey söyledi ne de ben tek kelime edebildim.
Ne diyebilirdik ki?Hakiki sorun neden bu kadar düşünüyordum ya da neden nefes alış verişlerimi kontrol edip heyecanımı yenemiyordum? Elimi yumruk yaptım. Kendime sinirliydim, çok sinirli. İçimdeki aptal kız Kaan'a karşı beslediğim o farklı, saf sevgiye ihanet ettiğimi söyleyip dururken, diğeri bu hisleri yenmem için Poyraz'ın önüme sunulmuş bir fırsat olduğunu haykırıp duruyordu. İçimde Kaan'a karşı tam olarak nitelendiremediğim bu duyguları sıfırlamamın tek çaresi Poyraz olabilir miydi?
Uzun düşüncelerimi bölen şey, araba lastiklerinin fren dolayısıyla cırlaması oldu. İnmem gerektiğini anladım ve Poyraz'a teşekkür edip hızlı bir şekilde inip eve girdim. Beni, babamla oturduğumuz malikaneye bırakmasını istemiştim. Bu gece diğer evde yalnız kalsaydım düşünceler kafamı kemirirdi.
Kapıyı açtığımda babamla karşılaşmayı tabiki planlamamıştım.
"Nur? Nereden böyle gece gece?" Tehlike süzücü bakışlarıyla babam adeta dikkat kesilmişti bana.
"Arkadaşlarla dışarıda biraz gezdik sadece. Sen ne yapıyorsun?" Konuşmamın gerçekçi olmasına son derece özen göstermiştim.
"Ben de biraz hava almak için dışarı çıkacaktım. Uyku tutmadı." Dedi. Gözlerinin altında uykusuzluktan oluşan halkalar vardı ve bunlar canımı iki kat daha sıkmaya yetmişti.
"Baba, aslında seninle bu evde zorunlu olarak kalmam konusunda konuşmak istiyorum. Fikrin benim için önemli ama bildiğin gibi artık fakülteye yakın bir ev tutmak istiyorum ve bu yüzden onay vermemeni aklımdan geçirmek istemem."
"Neden böyle düşünüyorsun ki? Burası bizim evimiz Nur. Senin doğup büyüdüğün yer. Sen yoksan benim burada olmamın ne anlamı var ki?" Dedi bir şeyleri anlamışçasına.
"Bunaldım. Sadece değişiklik istiyorum baba. Hem zaten dediğim gibi fakülteye daha yakın bir ev tutsam hiç fena olmaz." Diyebildim. Hamit'in adamlarının, benim evime kadar girdiğini söyleyemezdim tabiki.
"Pakala kızım. Ne söylesem dinlemeyeceksin ki zaten. Bu huyun en çok annene benziyor, inatçının tekisin." Dedi gülümseyerek. Kalbimdeki sızı yerini hafifçe belli etse de ben de samimi bir şekilde gülümsedim ona.
"Beraber ev bakmak için bir zaman ayarlarız ne dersin? Ya da istersen Kaan'la beraber tanıdık bir emlakçıya danışabilirsin. Onun çevresi geniştir."
Adını duyduğum anda boğazıma oturan yumrunun nedeni buraya gelmeden önce yaptıklarımın hesabını ödüyor olmamdı. Canımı sıkmıştı bu his. Boğuluyor ve içimdeki O'na ihanet ediyormuşum gibi geliyordu."Hı-hım" diye onayladım sadece babamı. Başka cümle ağzımdan çıkamamıştı.
"Yarın sabah ben bir geceliğine İzmir'e gideceğim. Satın aldığım otel'in hisseleriyle alakalı, ortaklarla imzalamam gereken şeyler var. Şimdi sen git ve dinlen kelebeğim. Yarın gece görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK (düzenleniyor..)
Ficção AdolescenteKüçük yaşta annesini, kendi gözleri önünde vurularak kaybetmesiyle başladı her şey. Turuncunun en güzel tonuydu Nur Berenoğlu ama annesinin katili olan Hamit Demirtaş'ı bulup intikamını almaya yemin ettiğinde işler tersine dönmüştü ve herkes bilmed...