Bölüm Parçası:
(DÜZENLEME 4 HAZİRAN 2018)
ONUR CAN ÖZCAN🙏🏼 - HIRKAÇÖKÜNTÜ
"Seninle yaptığım hiçbir şey için pişman olmadım. Ucunda sen varsan pişman olacağım en son şey bile olamaz..." diye fısıldadı.
Kalbim duracak gibi hissettim. Elimi yanağında bir süre gezdirdim ve karanlık odada onu tam olarak göremesem de hissetmeye çalıştım. Etrafım yine o kokuyordu ve çok yakınımdaydı. Nefes alışverişlerini duyabiliyor, hatta nefesini yüzümde hissedebiliyordum. İçimde sönmeyen bir ateş vardı ve bu ateşi harlayan adam tam karşımda duruyordu. Karşı konulmaz çekim alanına çoktan girmiştim, o bu sözleri söyledikten sonra artık hiçbir şey umrumda bile değildi.
Dudaklarına fazla, daha fazla yaklaştım. Ilık nefesi artık daha da yakınımdaydı, hatta artık tenime aitti, dudaklarının tadı aynıydı. Karşı koymadan, sanki bunu bekliyormuş gibi elini belime yerleştirip kendisine daha çok sokulmamı sağladı. Dudaklarının yumuşaklığı beni mest ederken, sıcaklığı bir yağ gibi eritiyordu içimi. Eliyle yüzüme gelen birkaç tutam saçı kulağımın arkasına nazikçe ittirdi ve dudaklarını dudaklarımdan hafifçe çekip yüzümü avuç içlerine hapsetti. Her ne kadar karanlıkta olsak da onun mavilerini görmemek imkansızdı ve camdan görünen dışarıdaki ayla yıldızlar artık daha fazla ışıldıyordu. Bu onun kusursuz yüzünü görmemi kolaylaştırdı.
"Öyle güzelsin ki..." parmaklarını sanki bir bebeği okşuyormuşçasına çillerimin üzerinde gezdirdi. İstemsizce gözlerimi kapattım. "Sana dokunmaya kıyamıyorum.."Gülümsedim ve gözlerimi açıp ona baktım. "Eğer bu yüzden dokunmayacaksan, kıy bana."
Elektriklerin gelmesiyle oda birdenbire aydınlandı ve sanki sinema filmi bitmiş gibi şaşkınca birbirimizin aydınlıktaki haline gözlerimizi yeniden alıştırmaya çalıştık. Birkaç dakika öylece kalakaldıktan sonra hazır cesaretim yerindeyken biriktirdiğim şeyleri söylemem gerektiğini düşündüm.
"Yıllarca içimdeki bu duyguları bastırmaya çalıştım. Ama artık çok yoruldum, yapamıyorum Kaan." Derin bir nefes alıp hiç gelmek istemediğim sadede gelmem gerektiğini anladım. Konuşmalı ve bir karara varmalıydık. Şimdi susarsak, sonsuza dek susacağımızı biliyordum. Gücümü toplayıp kelimeleri kafamda net bir şekilde dizdim.
"Şimdi istersen ve kendinden emin değilsen gitmemi söyle. Söz veriyorum bunları olmamış saymaya çalışacağım ve gideceğim. Fakat eğer kal dersen, seni asla bırakamam." Dedim.Yutkundu. Hislerinden emin olmadığını, olamadığını biliyordum. Ki ben de öyleydim fakat en azından içimizdeki bu tanımlandıramadığımız duyguları sıfıra indirebilir veya onları arşa çıkarabilirdik.
Gözlerini yumdu ve kelimeleri beni kırmamak için özenle seçmeye çalıştığını hissettim. Bu beni germiş ve içimi daraltmaya yetmişti bile. Emin değildi ve ben kimseyi beni sevmeye mecbur bırakamazdım. Bunu ona da kendime de yapamazdım.
"Ben... Sanırım ben gitsem iyi olacak." Dedim ve aceleyle koltuktan kalkıp masanın üzerinde kalmış olan arabamın anahtarlarını alarak kapıya doğru yürümeye başladım. Tam kapı kolunu indirecekken sesini duydum.
"Nur.."
Elim kapı kolunda öylece kaldı ve sırtım ona dönük bir şekilde öylece bekledim.
"Kendine dikkat et lütfen." Dedi.Acı bir şekilde gülümsedim, buğulanan gözlerimi görmesin diye yüzümü ona dönemedim bile. Kapı kolunu indirdim ve kapıyı açarak dışarı çıkarken fısıltıyla,
"Ederim" dedim.
Etmeyeceğimi çok iyi bilmesine rağmen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK (düzenleniyor..)
Fiksi RemajaKüçük yaşta annesini, kendi gözleri önünde vurularak kaybetmesiyle başladı her şey. Turuncunun en güzel tonuydu Nur Berenoğlu ama annesinin katili olan Hamit Demirtaş'ı bulup intikamını almaya yemin ettiğinde işler tersine dönmüştü ve herkes bilmed...