2

1.5K 167 154
                                    

Riki'den

Dün tanıştığım Sunoo şuan beni arkadaşlarıyla tanıştırmak için ormanın içine sokmuştu.

Sabah kahvaltıdan sonra orman gibi yerlere gireceğimizi düşünmediğim için şort giyip çıkmayı tercih etmiştim. Şimdi ise şort giydiğime lanet ediyordum çünkü bacaklarıma bir sürü çizik dolmuştu. Sunoo şort giymesine rağmen gayet rahat bir şekilde ilerliyordu çalıların arasında. Ben şikayet ettiğimde ise bana abartmamam gerektiğini söylüyordu. Çalıların ve çeşit çeşit böceklerin içinden geçtikten sonra gördüğüm manzara beni etkilemişti açıkçası. Sık sık ağaçların olduğu geride bıraktığımız yollara kıyasla burada sadece bir tane ağaç vardı. Üstüne ufak bir evin asılı olduğu kocaman bir ağaç.

"Sunoo! Hoş geldinizz!"

Ben etrafı incelerken ağaç evin camından yükselen sesle o tarafa döndüm. Camdan seslenen kişi o kadar ufak gözüküyordu ki benden küçük oldğunu düşünebilirdim. Sunoo'ya ismiyle seslenmeseydi tabii.

"Hoş bulduk Jungwonie!"

Sunoo cevap verdikten sonra eliyle gelmemi işaret edip merdivenleri tırmanmaya başlamıştı. Bende sessizce peşinden gidiyordum sadece. Ağaç evin kapısı açıldığında ise içimi garip bir huzur kaplamıştı. İçerisi çeşitli posterler, kitaplar, puflar ve altında tezgah tarzı ahşap bir eşyanın bulunduğu portatif bir ocak. İçerisi o kadar güzel düzenlenmişti ki gerçekten mükemmel gözüküyordu. Ağaçtan sarkan yapraklar ve birkaç sarmaşık içeriyi oldukça estetik gösteriyordu.

"Evi beğenmişsindir umarım Riki-san! Ay pardon, Riki."

"Riki-san mı? Japon musun?"

İsmini bilmediğim siyah saçlı çocuk sorusunu Japonca sormuştu. Şaşırmıştım ve gülümsemiştim. Japonca bilen birilerini görmek güzeldi sonuçta.

"Evet ama uzun zamandır Kore'de yaşıyorum Korece konuşmamda sıkıntı yok yani"

"Riki benim pufuma sen otur şimdilik. Sanada alırız başka bir puf"

"Onu şimdiden aramıza alıyor muyuz?"

Yine ismini bilmediğim başka bir çocuk Sunoo'ya soru sormuştu. Benim hakkımda olduğu için biraz rahatsız hissetmiştim ama istemezlerse onları suçlamaya hakkım yoktu. Daha ismimi bile bilmiyorlardı sonuçta. Sunoo bana neden bu kadar güveniyor onu bile anlamamıştım ama arkadaş edinmek kötü değildi sanırsam.

"Hadi ama hyung, Riki gerçekten iyi biri"

"Ben katılıyorum Heeseung'a. Daha dün tanıştığın biri hakkında bu kadar emin olmamalısın Sunoo."

"Kendimi tanıtmama izin veremez misiniz? Aranıza dahil olmaya çalışmıyorum sadece hakkımda kötü algılar oluşmasını istemiyorum"

"Madem Sunoo izin verdi, onun pufuna geç o zaman. Pembe olan."

Aynı saçları gibi pembe olan pufa bakıp gülümsedim. Daha sonra onay almak için tekrar Sunoo'ya döndüğümde beni kafa sallayarak tatlı bir şekilde onaylamıştı. Bende pembe pufa doğru yönelip oturmuştum. Üzerimde hissettiğim 12 çift gözle konuşmam gerektiğini anladım ve derin bir nefes aldım.

"Adım Riki, Nishimura Riki. 11. sınıfa gidiyorum artık. Ayrıca Seul'den geldim buraya. Ailem kuzenlerimin yanına gönderdi ki bu da Sunoo'nun evinin yanı oluyor. Dün gece bahçeye çıktığımda karşılaştık onunla da. Bana bir ruhtan bahsetti fak-"

Ruh dediğimde ağaç ev hafifçe sallanmıştı. Fakat bunu umursayan tek kişi benmişim gibi gözüküyordu çünkü diğerlerinde mimik bile oynamamıştı.

Devil Town | SunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin