Sunoo'dan
Önceki gün annem ve kardeşimin önünde yanlışlıkla aşkımı itiraf etmemle beraber gece boyunca konuşmuştuk beraber. Riki'nin kişiliği ve ailesiyle ilgili bir sürü soru sormuştu annem. Jiwon da bu soruların çoğunun cevabını bildiği için benim ona karşı ne hissettiğimle ilgilenmişti daha çok.
Gece boyunca benim anlatacaklarım yaklaşık iki saat sonunda bittiğinde annem şuan ayrı olduğu eşiyle olan anılarını anlatmıştı. Onlar ayrıldıktan sonra ben bu eve geldiğim için tanımıyordum onu.
Jiwon ise üstü kapalı bir şekilde birinden bahsetmişti sürekli. Annem kim olduğunu tahmin edemese bile benim için Rei olduğunu anlamak zor değildi. Jiwon onun küçük yüzünden, kahküllerinden ve çok sevdiği büyük gözlerinden o kadar bahsetmişti ki anlamamak imkansızdı.
Aynı gece makyaj yapmayı da öğretmişlerdi bana. Kendimi o kadar güzel hissetmiştim ki çekinmesem sürekli göz makyajı yapabilirdim. Ama daha yeni yeni kendine gelen özgüvenim izin vermiyordu buna. Kendime güvenim geldiği anda yapmaya kararlıydım ama.
Okula geldiğimdeyse gece boyunca ayakta durmanın acısı çıkıyordu üzerimden. Kantinden kaç tane kahve aldığımı hatırlamıyordum bile. Uykum sonunda açıldığında öğle arasına girmiştik bile. Sonunda uyanabildiğimi gören Jungwon bahçeye çıkmaya zorlamıştı beni. Hepimiz çardakta otururken Riki eksikti. Gelmesini biraz bekledikten sonra gelmeyince grupta benden sonra en yakını olan Jake hyunga bakmıştım soran gözlerle. Riki hepimizle yakındı ama Jake hyungun bir adım önde olduğunu biliyordum. Bana kendini yakın hissetmiyor olabilirdi ama komşusuydum sonuçta.
"Riki'yi sorduğunu çıkarıyorum ben bu gözlerden. Jaehyun ve arkadaşlarıyla biraz basketbol oynayacağını söylemişti en son. Üstüne gitmedim bende. Gidip çağır istersen bitmiştir maçları."
Her ne kadar hâlâ ayağa kalkmak için hâlim olmasa da Riki'yi özlemiştim. Çardaktan kalkıp basketbol potalarının olduğu yere ilerlemeye başlamıştım yavaşça. Jake hyungun söylediği gibi maçları bitmiş olmalıydı ki tellere yaslanmış bir şekilde oturuyorlardı yerde. Bir şey konuştuklarını anladığımda bölmemek için seslenmemiştim Riki'ye. Biraz bekleyip kulak misafiri olabilirdim sonuçta.
"Kazuha da tam benim tipim ya. Hem eğlenceli hem de çok güzel her şekilde. Bizi ayarlasana lan Riki."
"Senle kuzenimi hayatta ayarlamam Jaehyun hyung işine bak."
Dedikten sonra gülüşmüşlerdi birazcık. Daha sonra elindeki dondurmasıyla beraber karşılarında oturan Soobin hyung dondurmanın çöpünü buruşturmuştu elinde. Beni hâlâ nasıl farketmediğini anlamasamda umursamamıştım pek. Riki'ye tam seslenecekken Hyunjin başlamıştı konuşmaya.
"Yalnız Riki sen hiç bahsetmiyorsun böyle şeylerden. Yeji'den isterim sana birilerini bulmasını, senin ideal kız tipin ne?"
Niye kız tipi demişti ki?
"Narin ve çıtı pıtı kızlar herhalde. Bende emin değilim ki."
"Wonyoung geldi gözümün önüne sen böyle diyince."
Narin ve çıtı pıtı kızlar. Wonyoung? Gay olmasam benim bile aşık olabileceğim Wonyoung.
Şuan bunları düşünürsem ağlayacağımı çok iyi biliyordum. Dolan gözlerimi yukarı bakıp kırpmıştım birkaç kez. İyi olduğuma eminken seslenecektim fakat içimde yankılanan düşünceler bana yardımcı olmuyordu.
"Aşkımı kabul ettiğim günün ertesi günü olmak zorunda mıydi bu?"
"Ben narin miyim? Çıtı pıtı derken zayıf mı demek istedi? Ben kız bile değilim ki!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil Town | Sunki
FanfictionAilesi tarafından kuzenlerinin yanına, ufak bir kasabaya gönderilen Riki, yeni kişiler tanıyıp garip olaylar yaşar...