11

1K 131 125
                                    

Sunoo'dan

Yaklaşık iki dakikadır ismini sayıkladığım Riki kendine gelebilmiş ve kendi bedenini bana sarmıştı. Ellerimi şaşkınca saçlarına çıkarırken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir anda Riki gözlerini arkama doğru dikip nefesini tutmuştu. Titrediğini ve korktuğunu çok iyi görebiliyordum fakat arkama döndüğümde tek gördüğüm büyük çınar ağacı ve çimenlerdi.

Kendimi biraz zorlayarakta olsa kendimi uzaklaştırmıştım Riki'den. Hiçbir şey söylemeden yüzüne baktığımda ayağa kalkmış ve elimden tutup beni de kaldırmıştı sessizce. Daha sonra bisikletlerimizin olduğu yere gidip hızlıca kendininkine binmişti. Patikadan aşağı inmeye başlayacağını anlatabilmişti gözleriyle bana. Bende beklemeden bisikletime binip onu takip etmeye başlamıştım. Yol boyunca tek bir kelime etmeden evlerimizin önüne gelmiştik. Bahçe kapısından içeriye girmeden önce Riki son bir kez sarılmıştı bana. Saçlarımın kokusunu çekmişti içine. Duygusaldı ama nedenini anlayamıyordum.

Pazartesi sabahı

"Ne yani? Rüyanda bildiğin seni mi çağırdı?"

"Evet diyorum ya hyung! Seni her gece sahilde bekleyeceğim Sunoo, dedi!"

"İşlee tehlikeli bir hâl almaya başlıyor Sunoo, farkındasın değil mi?"

Jake hyungla rüyam üzerine yaptığımız konuşmaya karşılık herkesten bir ses çıkmata başlamıştı.

Riki hariç.

Sadece düşünüyordu. Bir elini dudaklarına götürmüş bir şekilde düşünüyordu. Cuma akşamından beri böyleydi Riki. Hep bir şeyler düşünüyordu.

"Sunoo gelsene kantine gidelim hemen."

Gün içinde kurduğu en uzun cümleye karşı gülümseyerek sıramdan kalkmıştım. Çoktan önden yürümüş olan bedenin arkasından zıplayarak gidiyordum. Arkamdan Jungwon'un gülerek bir şeyler söylediğini duysamda pek ilgilenmemiştim. Riki'nin peşinden gitmek daha cazip geliyordu.

Kantine doğru ilerlemeyi beklerken Riki bahçeye doğru yönelmişti. Bende sorgulamadan peşinden gittiğim için arka bahçenin kör noktasında bulmuştum kendimi. Genelde okulun serseri tipleri burada sigara içer veya kavga ederdi çünkü kameralar çekmezdi burayı. Gördüğüm fiziksel zorbalıkların yarısından fazlası burada yaşanmıştı sürekli.

Riki sonunda durup bana döndüğünde sigara dumanları yüzünden öksürmüştüm birkaç kere. Öksürüklerim kesildiğinde derin nefes almıştı Riki.

"Cuma gecesi olanları anlatmadığım için üzgünüm. Halüsinasyon gördüm sanırım sadece."

"Öyle korkmuş gözüküyordun ki çok endişelenmiştim ama sadece halüsinasyonsa sorun yok."

"Senin gördüğün şu rüyayı iyice öğrenebilir miyim? Tam duyamamıştım az önce."

"Bunun için çağırdıysan diğerlerinin yanında da anlatabilirdim aslında."

"Sadece anlat Sunoo."

Emir vermesine bozulsam bile çok kafaya takmadan anlatmaya karar vermiştim.

"Rüyanın başlarını tam hatırlamıyorum aslında. Sadece sahil gibi bir yerdeydim gece vaktinde. Karşımda da Chris vardı. Beni her gece sahilde bekleyeceğini, bir gün mutlaka ona geleceğimi falan söyledi. Jiwon beni uyandırmasaydı belki rüyanın devamını görebilirdim."

"Anladım. Dikkatli olmalısın ama Sunoo. Kırsal bir bölgede yaşadığımız için çok sorun olmaz ama sahil gibi yerlere gidildiğinde sen gitme."

"Biliyorum ve gitmeyeceğim. Hadi diğerlerinin yanına dönelim şimdi. Fısıldaşmalar iğrençleşmeye başladı Riki."

Söylediğimle beraber ellerimizi birleştirip okul kapısına yönelmişti. Bulunduğumuz alandan çıkarken hakkımda tiksindirici şeyler söyleyen herkese sinirli bir şekilde bakmıştı. Benim gözlerim ise arkasından geldiğim için yan profili ve ellerimiz arasında mekik dokuyordu. Bana göre daha esmer olduğu için ellerimizin ton farkı çok güzel gözüküyordu. Birbirlerine kenetli parmaklarımız o kadar güzel gözüküyordu ki içimde oluşan his yüzünden kalbim çıkmak üzereydi. Ne ara geldiğimizi bilmediğim müzik sınıfına girdiğimizde bırakmıştı elimi. Diğerleriyle hep burada buluştuğumuz için herkes buradaydı.

Devil Town | SunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin