@ilgazulukaya: Küçük... (04:20)
İletilmedi...@ilgazulukaya: Sinirliydim, sana patladım.
İletilmedi...@ilgazulukaya: Günlerdir mesajlarıma bakmıyorsun, beni engelledin, neden?
İletilmedi...@ilgazulukaya:İletilmedini sikeyim
İletilmedi...@ilgazulukaya: Ne kadar kırılmış olursan ol küçük, ben doğruyu söyledim.
İletilmedi...@ilgazulukaya:Hay sokayım! (04:40)
İletilmedi...
~~~
Sabahın ilk ışıkları penceremden dışarı vururken ellerimi uzun saçlarımın arasında gezdiriyordum. Aynada ki yansımama gözlerim dalarken düşündüğüm şey belliydi, kalbimin ne denli kırıldığını hatırlayıp duruyordum. Gözlerim yine dolarken sertçe burnumu çektim.Onu engellemiştim çünkü benimle konuşmaya tahammül edemiyordu. Bu yüzden bana hakaret etmişti. Hstalıklıydım ona göre. Bende hastalıklı halim onu daha fazla rahatsız etmesin diye engelleyip hesabıma bir daha giriş yapmamıştım.
Zaten girseydim o mesajların beni daha da yaralayacağını biliyordum. Sadece sevilmek istemiştim onun tarafından.
Belki yöntemim yanlıştı, belki de hastalıklıydım gerçekten ama yapabileceğim bir şey yoktu. Eğer bu hastalıksa bile ben tedavimi onda bulmak istemiştim. Ama onu istemediği hiçbir şeye zorlayamazdım ve o beni istemiyordu.
Bu aklıma gelenle birlikte gözlerim iyice doldu ancak yaşlar akmasın diye gülümsemeye çalışmıştım. Bunları boş verip okula geç kaldığımı farkettiğimde hızla çantamı alıp evden çıktım.
O okula gitmek istemiyordum. Dört gün geçmişti olayın üzerinden. Dört gündür hiçbir yere çıkmamıştım. Bugün pazartesiydi. Bana kalsa bugün de okula gelmezdim ancak devamsızlığım yüzünden kalacağımı varsayarsak gelmek zorundaydım.
Otobüs durağına vardığımda otobüsün de durağa yanaşması bugün benim şansımdı sanırım. Hızla otobüse binip arkalarda boş olan bir yere oturdum ve kulaklığımı takıp kafamı cama yasladım. Parmaklarım çalma listemi aşağı doğru kaydırırken sevdiğim bir şarkıda durdum ve onu dinleyerek yolun bitmesini bekledim.
Sonunda okula vardığımda bahçe kapısının önünde bekliyordum. Okula girmekten korkuyordum, dayak yemek istemiyordum.
Korkunun ecele faydası olmayacağını anladığımda derin bir nefes aldım, yürümeye başladım. Ellermi montumun cebinden çıkartmadan, kafamı yukarı kaldırmadan hızla sınıfıma doğru ilerlerken birine çarptığım için durmak zorunda kaldım.
Karşımda ki üniformasız -sanırım
benimle yaşıt çünkü genç gözüküyor- çocuğa bakıp kaşlarımı çattım. Sonra gözlerimi kaçırıp başka yöne baktım."Özür dilerim." diyip yanından hızla uzaklaştığımda arkamdan konuştuğu için adımlarım hafif bir sekteye uğraşmıştı.
"Önemli değil."
Kızlardan hiç biriyle karşılaşmadan sınıfa doğru hızlıca girdiğimde bir kaç yüz bana döndü. Bunu umursamadan en arka cam tarafına geçtim, çantamı çıkarıp yan tarafıma koyduktan sonra ellerimi cebimden çıkarıp peteğin üzerinde ısıtmaya başladım. Bacaklarımı da peteğe doğru yaklaştırıp ısınırken içeriye giren müdür yardımcısıyla beraber ayağa kalktım, diğer öğrenciler de yerlerine yerleşti.
"Oturun çocuklar." Eteğimi düzelterek oturduğumda içeriye bugün çarpıştığım çocuk girdi. "Çocuklar arkadaşınız Tunahan yeni öğrencimiz, siz kaynaşın. İyi dersler." umursamadan önüme döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAZEL DADDY ISSUES TEXTİNG (+18)
Teen Fiction@theleza: Ben hasta mıyım? @theleza: Eğer öyleyse bile, @theleza: Ben sevilmek istiyorum. @theleza: Baba sevgisi görmek istiyorum. @theleza: Hayır, hayır... @theleza: Ben senin beni sevmeni istiyorum :) @theleza: Bu eğer bir hastalıksa, ben bunu ka...