"Tuna, boğuluyorum!" Sıkıca sardığı kollarını bir milim gevşetmemişti. "Tuna, cidden boğuluyorum!" dediğimde de beni duymazdan gelmişti.
Ilgaz o an ki durumdan sonra gelen telefonla apar topar gitmek zorunda kalmıştı. Sorduğumda da iş ile ilgili bir durum olduğunu, çok değil kısa bir süreye geleceğini söylemiş alnımı öpmüştü.
O, odadan çıktıktan sonra bir süre sadece salak salak sırıtmıştım. Hemşire gelip serumumu yenilediğindeyse, ilaç uyku yapmaya başlamıştı ve ben de biraz uyumaya karar vermiştim.
Huzurlu huzurlu uyuyordum ki Tunahan büyük bir gürültüyle kapıyı açıp, koşa koşa gelerek bana sıkıca sarılarak uykumun içine etmişti.
Kollarını vücuduma dolanasıyla acıyla inlediğim için bu defa sadece boynuma sarılmış, beni boğmaya çalışıyordu. Yani o sarılmak olarak düşünüyordu bunu ama bence boğuyordu.
"Ellerini çek artık!" diye çığırdığımda nihayet geri çekilmişti. Bir anda kafamı geriye doğru ittirdi.
"Ne kadar merak ettim, biliyor musun?" dedi.
"Ama iyiyim, Tuna. Abartıyorsun sanki biraz." dediğimde ters ters suratıma baktı.
"Merdivenlerden düştüğüne asla inanmıyorum. Bizim ev üç katlı, en üst kattan en alt kata kadar yuvarlandığımda bile senin kadar ağır hasar almamıştım, Gazel." dedi ciddiyetle.
"Sen en üst kattan en alt kata kadar yuvarlandın mı?" diyip, güldüm. Derdim konuyu değiştirmekti.
"Konuyu değiştirme, yalan söylüyorsun. Hem nerenin merdiveniymiş bu?"
"Ya bizim evin önünde ki merdiven işte. Ekmek almaya çıkarken ayağım kaydı ve ben de-"
"Gazel sizin evin önünde ki merdiven iki basamak ve senin evin tek katlı. Palavranı sıkıyorsan daha elle tutulur yalanlarla destekle." dediğinde ne diyeceğimi düşünüyordum ki kapıdan giren Ilgaz'ın sesiyle ikimiz de oraya döndük.
"Evet yalan söylüyor. Evinin merdiveninden düştüğü falan yok." Gittikçe geriliyordum. Tunahan, Ilgaz'ı tanımıyordu ve bakışları da sen kimsin der gibiydi? "Çünkü motor kazası yaptı." Şaşkınlıkla Ilgaz'a baktım.
Yalan söylüyor diyip, bir tur da o mu yalan söyledi? Beni daha da beter bir duruma sokmuştu çünkü Tunahan'ın bakışları pek iyi değildi.
"Gazel, söyledikleri doğru mu?" Mecburen onaylamıştım. Ilgaz bu palavrayı sıktıysa içini dolduracak sebeplere de sahiptir diye düşünüyordum ve bu yüzden ona uydum.
"Evet, Tunahan. Sen endişelenmiştin zaten ve daha fazla korkutmaya gerek duymadım." Anlarmış gibi kafasını salladı ama suratı bozulmuştu.
Şu surattan anladığım üzere uzun süren bir trip sürecine girmiş bulunmaktaydık. Aniden ayağa kalktı ve Ilgaz'ın karşısında durdu.
Tunahan, Ilgaza göre çok küçük kalmıştı ve üstelik oldukça kalıplı bir çocuktu. Spor yaptığı için kalıplı bir vücudu, uzun bir boyu vardı ancak Ilgaz öylesine uzun, öylesine kocamandı ki Tuna bile küçük kalmıştı yanında.
"Sen kimsin? Daha önce Gazel'in yanında seni gördüğümü hatırlamıyorum." diye Ilgaz'a diklendi.
"Uzun bir süredir görüşmüyorduk da ondan." diye sakince cevap verdi, Ilgaz.
Tunahan bir adım daha yaklaşıp Ilgaz'ın dibinde durdu.
"Senin yüzünden bu halde değil mi?" İşte şimdi Ilgaz'ın da yüzü sertleşmişti. "Gazel motor sürmeyi bilmez, kazayı sen mi yaptın?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAZEL DADDY ISSUES TEXTİNG (+18)
Roman pour Adolescents@theleza: Ben hasta mıyım? @theleza: Eğer öyleyse bile, @theleza: Ben sevilmek istiyorum. @theleza: Baba sevgisi görmek istiyorum. @theleza: Hayır, hayır... @theleza: Ben senin beni sevmeni istiyorum :) @theleza: Bu eğer bir hastalıksa, ben bunu ka...