Kar tanelerini izlemeyi sever misin? Onların güzel ve zarif olan düşüşlerini izlemek, hepsinin yavaşça rüzgarla birleşmesini ve diline değdiğinde gelen mükemmel hissi hissetmek. Mükemmel bir keyif. Ancak bunlardan çok daha değer verdiğim bir şey var. Kar tanelerinin en sevdiğim yönü bir araya geldiklerinde karı oluşturmaları. Çünkü ben karı her elime aldığımda ellerimin donmasına rağmen "kardan adam yapalım mı?" diyen biriyim.
Bugün ilk defa çalar saatin ilk çalışında ayaklandım. Aynanın karşısına geçtim ve dünden hazırladığım siyah kazağımla kotumu hızlıca üzerime geçirdim. Önce kahvaltı masasına sonra saatime bir göz attım. "Kahretsin yine gecikeceğim! Ama suç benim değil ki! Her toplantıyı, görevi illaki sabahın körüne koyun zaten!" Apar topar kapıdan çıktım. Hava bacaklarımı titretecek kadar soğuktu. Olsun. Buna zaten alışıksın değil mi Tanem?
Yaklaşık yarım saat sonra alışık olduğum büyük, gri binaya varmıştım. "Of ne sevimsiz bina kaç yıldır boyamadılar burayı. Yemin ederim bir gün elimde fosforlu pembe boyayla buraya gelicem."
Patronun ofisine doğru ilerledim. Zeynep çoktan gelmişti. Zaten o çocukluğumuzdan beri böyleydi hep tam zamanında orda olurdu.
Sessizce Zeynep'in yanına geçtim. Başımı kaldırdım, daha önce hiç görmediğim 3 adam karşımda duruyordu. Hoşnutsuzlukla yüzümü buruşturdum. Patronun hemen sağında duran adam sol elini kıvırcık kahverengi saçlarında gezdiriyordu. Ortada ki adam kemikli yüz hatları yeni tıraş olduğu belli olan sakalları ve simsiyah saçlarıyla oldukça etkileyici gözüküyordu ama gözleri bir o kadar sert ve duygusuz bakıyordu. En sağdaki adam ise saçları kısacık olmasına rağmen açık saç tonunu belli ediyordu. Açıkçası hepsi birbirinden yakışıklıydı. Bunlar yeni mi ki acaba? Kesin bunlardan bana da ekmek çıkar. Yenileri kandırmak hep daha kolaydı sonuçta. Zeynep'e eğilip fısıldayarak "Kim bu çaylaklar?" dedim. Evet, biraz önyargı ama tesiste tanımadığım kimse yok. Muhtemelen sandığım kadar sessiz söylemediğim için herkes dik dik bana bakmaya başladı. "Ne var be! Benim doğamda gürültücülük var yapacak bir şey yok."
Oda da yaklaşık 2 dakikadır sessizlik vardı. Sonunda patron konuşmaya başladı: "Evet kızlar bugün ikinizin ilk görevini verecektim. Ancak bir değişiklik oldu. Ne demek bu? Yıllardır bugünü bekliyordum. Hayır bugün benim günüm ve bunu kimse bozamaz.
"Karşınızda gördüğünüz Kış, Emir ve Ateş. Gözlerimi tekrar karşımdaki üç adam da gezdirdim. Üçü de bana göre çok uzundu. Gerçi sanırım insanların çoğu benden uzun. Ekipteki en az üye sayısı sizin takımınızın sadece 2 kişi o yüzden sizin grubunuza dahil olacaklar." Ne? Bizimle dalga mı geçiyor bu! Daha fazla dayanamadım.
Sinirle "Peki kim bunlar?" dedim. İsimlerini bilmem hiç bir şey ifade etmezdi. Patron özel dersten çok başarılı 3 öğrencim dedi. Ne? Özel dersi sadece Zeynep ben ve Ela'nın aldığını sanıyordum.
Peki madem öyle, bu çaylaklara bir kaç numara gösteririm. Zaten 1 haftadan fazla dayanamazlar. Dayansalar bile ben onları şutlamanın yolunu bulurum. En azından bir hafta biraz eğleniriz. Keyifle gülümsedim.
Patron "Ajanlarımızın asıl kimliklerinin korunması amacıyla herkese saçmada olsa kod adları veriyoruz." dedi. Basit bir kurayla bu iş çözümlendi. Bana uzatılan kağıtlardan birini seçtim.
Kiraz. Ne Kiraz mı, daha saçma bir isim olamazdı herhalde bir kod isim için bile saçma! Aniden herkesin bana baktığını fark ettim. Ne diye bakıyorlar ki? Az önce adının Kış olduğunu öğrendiğim çocuk yüzünde alaycı bir sırıtışla "Kiraz mı?" dedi. Sinirle önce donup kaldım sonra olabilecek en saçma şekilde Evet, Kiraz beğenemedin mi? Hem seninki ne? dedim. Vay be Tanem, 4 yıllık ajanlık eğitimin olmasına rağmen vereceğin yanıt trip olsun aferin sana.
Kış'ın suratındaki pis sırıtış daha da büyüdü. Daha sonra kod adına baktı. Gülümsemesi yüzünde donup kaldı. O kağıtla mı bakışıyor bana mı öyle geliyor ? Sonunda sessizce Nohut dedi. Emir denilen çocukla aynı anda kahkayı bastık. "Nohut mu?"
" Evet Nohut beğenemedin mi?" Dur biraz benimle dalga mı geçmişti o çocuk? Bak evladım ayağını denk al benim laflarım seninkilerin içinden geçer. Öfkeyle başımı Zeynep'e çevirdim.
"Senin kod adın ne?" "Melek." Dakikalardır susan Ateş çekinerek "Çok yakışmış tam senlik duruyor" dedi. "Aa beyefendi hızınız 100'ü aştı yavaşlayın lütfen yoksa kestiğim trafik cezasını kuruşuna kadar ödersiniz. Daha ilk günden arkadaşıma asılmalar falan? Zeynep bu çocuğa etkilenmiş gibi mi bakıyor hayal mi görüyorum? Tamam çocuk yakışıklı ama Zeynep biraz daha böyle bakarsa çocuğun egosu tavan yapacak."
"Teşekkürler senin kod adın ne?"
"Kaan."
"Seninki de hoşmuş."
Zeynep ne oluyor? Hafifçe Zeynep'i çimdikledim. Hiç bir şey yokmuş gibi omuz silkti. Bu kız beni delirtecek ama eğer delirme sebebim böyle bir şey olursa hakkımı helal etmiyorum.
Sonunda Kış sakince Emir'e senin kod adın ne dedi. Rüzgar. Kış aynı ciddiyeti koruyarak başıyla onayladı. Biraz gülümsese ölür mü sanki. Dümdüz robot mübarek.
Tüm bunları duymamış gibi yapan patron: Gerçek isminizi veya kimliğinizi kimse ile paylaşmamalısınız. Anlamsız olmaları önemli değil sadece nadiren görevlerde kullanacaksınız." dedi.
Dilimle dudağımı ıslattım. Tanem, kötü olan bir şey yok görevin gözlem aşamasından sonra bunları kovarız. Ama Kiraz ismi nedir be?
BÖLÜMÜ OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
OYLAMAYI UNUTMAYIN :)))
Siyah Melek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cidden, Ajan mısın?
Teen FictionYıllardır aldığı eğitimlere bir numara Tanem sonunda kendi ekibiyle bir göreve atanacaktır. Ansızın grubuna katılan üç oğlanı hesaba katmayı unutmasaydı tabii.. Tesisin en iyi ajanı Tanem ve patronun gizemli göz bebeği Kış... İlk görevde oluşan beli...