Bölüm 2

102 9 1
                                    

Çalar saatimin keskin sesi tekrar kulaklarıma geldi. "Hay sesin kısılsın inşallah!" Bu sesi duymaktan nefret ediyorum. Birkaç saniye sonra olanlar aklıma geldi ve daha çok nefret duymaya başladım.

Dün patron bizi bugün çok önemli bir şey açıklayacağını söyleyerek bırakmıştı, ne olduğunu düşünmekten bütün gece uyuyamamıştım. Kıyafetlerimi üzerime geçirip evden çıktım.

Vardığımda her yer çok doluydu, patronun ofisi ise şansıma tesisin en ucundaydı. Koşa koşa merdivenlerden ve koridorlardan çıktım. Bugün geç kalmamıştım, Zeynep'ten erken gelmiş bile olabilirdim.

Patronun odasına girdiğimde dün gördüğüm üç çocuk karşımda duruyordu. Ayrıca Zeynep'te çoktan gelmiş, heyecanlı bir surat ile bana bakıyordu. Bir günde şaşırt be Zeynep bir günde hep en son gelen Tanem oluyor daha fazla rezil omasın de be kızım. Ben geldiğim anda patron konuşmaya başladı. "Evet, size güzel haberlerim var. Vereceğim görevi en iyi bu grubun yapacağına karar verdim. Bu ekibi toplamamın da asıl nedeni oydu zaten. Tesisteki en güçlü grupsunuz. Görevinizin adı Özgür Vural. Kendisi çok zengin hem de güçlü olan bir mafya. Sizden ona belli bir süre casusluk yapmanızı istiyorum, önemli bilgileri öğrenip bana getireceksiniz. Yeterli bilgiye sahip olduğunuzu düşündüğünüzde de adamı öldürün. Fakat bunun için de buraya uzak olan bir şehre gitmeniz gerekiyor. Hep beraber."

Patronun söylediği hep beraber lafı içime bir hançer gibi saplanmıştı. Hep beraber derken? Ben sadece gözlem sıralarında bir araya geleceğimizi sanmıştım ve eğer patron abartmamışsa bu görev uzun sürecekti. En az beş ay. Keşke önceden söyleselerdi bunu. Eğer  mezun olmasaydım bu teklifi anında reddederdim fakat artık öyle bir şansım yoktu. Ajanlık, risk ve zorunluluk demekti. Ve ben işimin en iyisiyim. Patronun sözlerine uymak zorundaydım.

Bunlar da yetmezmiş gibi patron tekrar konuşmaya başladı. "Ayrıca böyle bir görev için bir lidere ihtiyacınız olduğunu hepiniz biliyorsunuz sanırım." İçimi büyük bir heyecan kaplamıştı. Lider olacağımdan emindim, sonuçta yıllardır bunu bekliyordum. Patron bana liderliği verdiği anda onu affedebilirdim ve her şey tatlıya bağlanırdı. Küçükken en büyük hayalimdi bu. Patron soluklanıp tekrar konuşmaya başladı. "Lideriniz Kış, sensin." Ne? Nasıl o seçilebilirdi? Benim ondan daha iyi olduğuma şüphe yok. Kış'ın suratında ise tekrar küçümseyici bir tavır belirmişti, bu çok sinirimi bozuyor.

İsyan etmemeye karar vermiştim, fakat içimden bunu asla kabullenmeyeceğimi biliyordum.  Zeynep'te benim kadar şaşırmıştı, aynı sınıftayken her zaman sınıf başkanı, görev sorumlusu vb. seçilirdim, o da bu duruma alışmıştı .Ben hâla şoktayken Kış simsiyah gözlerini bana dikmiş, ne oldu dercesine bakıyordu. Gülümsedim. Gerçekten liderin o olmasına izin vereceğimi mi sanıyor?  Patronun ne söylediğinin bir önemi yoktu. Ben ne istersem o olur. Sertçe gözlerimi ona diktim ve patrona daha zaman olması umuduyla ne zaman gideceğimizi sordum. Yanıtı beni büyük bir şoka sokmuştu. Bana yarın gideceğimizi söyledi. Vicdansız adam azıcık beklesek ne olurdu ne acelesi var sanki. Herkesin suratı benim gibi şoke bir durum aldı.

Kış "Ne?" diye epey şaşırmış bir ses tonu ile konuştu. Patronun tek bakışı ile ise yüzü daha sakin bir hâl aldı. Patron Kış'a kızgın bakışlar atarken konuşuyordu.  "Hızlıca başlamanız gerekiyor, bunu haber vermediğim için üzgünüm. Uçak biletleriniz ve eviniz çoktan hazır merak etmeyin. Görevi nasıl yapacağınız hakkında ayrı bilgilendirme yapılacak. Bu akşam valizlerinizi toplayın, yarın saat altıda herkesin havalimanında olması gerekiyor. Erken olduğunun farkındayım, fakat sizin de bunun ne kadar acil bir görev olduğunu anlayabileceğinizi de biliyorum. Dağılabilirsiniz, yarın görüşmek üzere.

Moralim yerlerdeydi. Bir günde nasıl bu kadar şey yaşayabilirdim, anlayamamıştım. Kış'ın yüz ifadesinin benimki ile benzer olduğunu görünce sevindim. Hem endişeli, hem de şaşkın görünüyordu. 

Zeynep'e baktığımda onun da durumunun benimkinden farklı olmadığını gördüm. Fakat ona baktığında baktığı kişinin Ateş olduğunu fark ettim, onun bana bakması gözlerimi üzerine dikip ve kaşlarımı çattım. Bu kız benim elimde kalıcak ama ya. Herkes dağılmaya başlamıştı, giderken son bir kez Kış ile göz göze geldik, bana öyle garip bakıyordu ki ne düşündüğünü veya yaşadığını anlayamamıştım. Emir ve Ateş ile uzaklaştı. Ben ise düşünceler ve endişeler ile otobüs durağına yürüdüm.

OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER..

OYLAMAYI UNUTMAYIN!

- Beyaz Melek

Cidden, Ajan mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin