Cidden mi çalar saat? Çok erken değil mi? Saati kendim kurmuş olmama rağmen söyleniyorum ve söyleneceğim evet. Neden hep sabahın köründe gitmek zorundayız ki?
Tamam bu kadar söylenmek yeter son varan olmak istemiyorum. Yine...
Dün hazırladığım 4 valizi alıp kendimi dışarı attım. Eğer "kısmi olarak taşınıyorsak" 4 valiz hiç de fazla değil.
Hızlı adımlarla tesise doğru yürürken dün yaşadığım şok etkisi yerini içimdeki öfkeye bıraktı. Kendi kendime söylenmeye başladım.
Ne demek lider kış olacak? Çocuk yeni. Yeni! Yıllardır çalışmama rağmen patron nasıl o çaylağı layık gördü ki. Belki de sadece şaka yapıyordu. Daha önce patronun hiç şaka yaptığını görmedim ama. Alındım gücendim beyefendi.
Böylelikle içimde daha fazla kabaran öfkeyle patronun ofisine girdim. Yine herkes orda ve beni bekliyor aslında sürekli geç kalan biri değilim. Neden bunlar sürekli erken gelmek zorundalar ki? Bana gareziniz varsa söyleyin ona göre davranayım yani. Şu çocukların kesin var o belli de, diğerleri ne ayak ya.
Boş olan koltuğa oturdum, patron tam dudaklarını aralıyordu ki sinirle "Lider cidden Kış mı?" deyi verdim. Patron donup kaldı. Herkes bana bakmaya başladı. Hayır, hayır bunu gerçekten söylemiş olamam değil mi? Ama bir yerde de haklıyım. Yok ya boşver Tanem iyi ki söyledin. Niye lider bu baklagil oluyormuş?
Kış önce donup kaldı sonra her zaman ki alaylı gülümsemesiyle sırıtmaya başladı. "Sırıt sırıt sen ben seni göreceğim sahada pişmiş kelle!"
Patron sakince "Evet" dedi. Cidden bu kadar mı tek söyleyeceği evet mi? Valla bu odadaki herkesin elimde kalası var.
Daha fazla rezil olamayacağımı düşünerek "Neden?" dedim. Yanılmışım hem de çok. 10 katı rezil olabilirmişim. Patron duymamış gibi yaptı. Patronum matronum demem döverim ben bunu
Patron hiç bir şey olmamış gibi yarım saate jette buluşalım deyip ayrıldı.
Ben sinirle yerimde otururken Kış Emir ve Ateş'e "Siz jete geçin isterseniz ben birazdan geleceğim." dedi.
Zeynep kulağıma "Bende jete eşyalarımı bırakacağım jette buluşuruz" dedi.
Normalde olsa Zeynep'i Ateşin peşinden gittiğine emin olduğum için ve az önce yaptığımdan sonra Kışla yalnız bıraktığı için dövebilirdim. Ama hala kendime gelemediğim için bu işi ertelemeye karar verdim ve hiç bir şey demeden sadece başımla onayladım.
5 saniye sonra Kış ile yalnız kalmıştım. Artık kalkmak zorundaydım daha fazla o alaycı gülümsemeye maruz kalırsam çıldırabilirdim.
Hızlıca kalktım ve hızlı adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Tam o anda ben ne olduğunu fark edemeden. Kış beni kolumdan tutup "Liderliğim zoruna mı gidiyor? Yoksa lider mi olmak istiyorsun çaylak Bak ne diyeceğim ben olmadığım zaman bu işi en sen yaparsın." dedi. Gülümsedim. Kulağına doğru "Benim iznim olmadan bana dokunma" diye fısıldadım. Tuttuğu kolumu sertçe çektim. Boşta kalan elini ters çevirip dirseğinden yakaladım. "Sen temelli gittiğinde liderin kim olacağı tartışılmayacak bile."
Hızla odadan uzaklaşırken sessizce güldüğünü duymazdan geldim. Lider olmak istemekmiş. Hiçbir zaman lider olmadın olmayacaksın. Hem o bana çaylak mı dedi? Tövbe adama bak içsesimdeki laflarımı bile çalıyor. Açgözlü adam.
Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Sanırım gizli ve özel bir örgüt binasında kendi kendine deli gibi gülmek herkesin bana bakması için geçerli bir neden.
O sırada karşıdan gelen Ela'yı gördüm. Ona veda etmek için çok iyi bir andı. Ela Zeynep ve ben çocukluktan beri arkadaşız. Ela'yla Zeynep'le tanıştıktan 3 yıl sonra tanışmıştım. Aslında Ela patronun kızı. Bu yüzden en iyi gruplardan birinde tabii onun eğitiminin bitmesine 1 yıl daha var. Ama maalesef grubundakiler tamamen yılan.
Yılanlarla nasılsın, umarım zehirlerini sana bulaştırmamışlardır. Kıkırdadı. "O kadar kolay değil. "
"Sen ne yapıyorsun babamın seni ilk görevin için önemli bir işe atadığını duydum." Çabucak ona her şeyi anlattım. "Babamdan duyduğum kadarıyla bizde oraya yakın bir yerde bir göreve başlayacağız" dedi.
Tam o sırada Emir'in bana doğru yürüdüğünü gördüm. Hızlıca yanımdan geçerken bana çarptı. Cebime bir şey koyduğunu hissettim. Geçerken verme: casuslukta öğretilen ilk şey. Hızlıca açıp okudum. Geç kalma. Saatime baktım. 2 dakikaya jette olmam gerekiyordu.
Hızlıca Ela'ya veda ettim ve koşmaya başladım. Neden Emir bana zamanı hatırlattı ki? Tanışmıyoruz bile. 1 dakika kala jetin önündeydim ve şükürler olsun ki geç kalmamıştım.
Tam jete geçecekken bir şey fark ettim. Bavullarım yoktu. Bavullarımı patronun odasında unutmuştum sinir bozukluğuyla gülmeye başladım. Patron "Hadi Tanem, artık gitmeliyiz." dedi.
Tam bavullarımı unuttuğumu söyleyecekken, Emir bavullarını Kış almış dedi. Ne? Şaşkınlıkla Emir'e bakarken Emir yüzünde söylememesi gereken bir şeyi söylemiş bir çocuk ifadesiyle bana bakıyordu. Emir aceleyle "Şaka almamış" dedi. Gülmeye başladım. Sonra o zaman almaya gitmeliyim" dedim. Emir telaşla "Yok yok biri almıştır" dedi. Emir'in saflığına gülerek "İyi o zaman" dedim.
Jete bindim ve Zeynep'in yanına oturdum. Zeynep çoktan kulağına kulaklıklarını takmış dışarıda bir yerlere dalmıştı. Neden benim bavullarımı almıştı ki? Ben onun yerinde olsam bavullarını camdan aşağı falan fırlatırdım muhtemelen.
Tam o sırada kısık bir sesle birinin "Özür dilerim" dediğini duydum. Başımı kaldırdığımda Kış'ı gördüm. "Sen izin vermeden sana dokunmamam gerekirdi". Aslında gerçekten böyle şeylerden etkilenmiyordum sadece etkilenebileceğimi hesaba katmış olması gerekirdi ve bu şekilde dokunmaması gerekirdi. Amma acemice. Cevap vermedim. "Bavulların bagajda." Özür dilemeyi herkes beceremez en başta da ben tabi ben hata yapmam. Hem bavullarım şuan bagajda onu affedebilirim abartmaya ve olayı büyütmeye gerek yok. Gülümseyerek "Teşekkürler" dedim. Biraz dengesiz olduğum doğrudur. Afallamış bir şekilde bana baktı ama hemen kendini toparlayıp gülümsedi ve yerine oturdu.
Jet havalandıktan yarım saat sonra Zeynep'in beni dürtmesiyle uyandım. Hızlıca "Midem bulanıyormuş gibi yapıp Kış ile yer değiştireceğim." dedi. Uyku sersemliğinden pek bir şey anlamasam da "Neden" dedim. Fısıldayarak anlasana Ateş orda dedi. Rüyayla karışık bir şekilde "Tamam" dedim ve uyumaya devam ettim.
OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER :)
BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ OYLAMAYI UNUTMAYINN
Siyah melek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cidden, Ajan mısın?
Teen FictionYıllardır aldığı eğitimlere bir numara Tanem sonunda kendi ekibiyle bir göreve atanacaktır. Ansızın grubuna katılan üç oğlanı hesaba katmayı unutmasaydı tabii.. Tesisin en iyi ajanı Tanem ve patronun gizemli göz bebeği Kış... İlk görevde oluşan beli...