Bölüm 13

57 6 0
                                    

Not: İlk bölümleri unutanlar için karakterler ev dışında kod adı kullanmak zorunda. Tanem:Kiraz Kış:Nohut Zeynep:Melek Ateş:Kaan Emir:Rüzgar Ela:Yağmur Yeşim:Meryem Deniz:Karmen

"Lanet olsun böyle kaldırım taşına!" Attığım çığlıkla Kış gözlerini bıkkınlıkla bana çevirdi. "Kadın, kaldırım taşının hiç bir günahı yok, sakar olan sensin. Sinir bozukluğu ve can acısıyla sesimi yükselttim. "Birincisi kaldırım taşı çıkık yani onun günahı. İkincisi ben sakar değilim talihsizim. Üçüncüsü orda dikilip ahkâm keseceğine beni kaldırsana adam!" Kış'ın sırıtarak motoruna ilerlediğini görünce iyice delirdim. Sitemle "Centilmenlik ölmüş, ölmüş. Allah'a şükür kendim kalkabiliyorum." dedim. 

Kış motorun üstündeki ceketinin cebini karıştırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kış motorun üstündeki ceketinin cebini karıştırdı. Eline aldığı şeyi ne kadar merak etsem de göremedim. Söylenerek bana doğru geldiğini fark edince başımı başka bir tarafa çevirdim. "Bacağını uzat." Yine ne diyor bu adam ya? Küçümsemeyle gözlerimi ona çevirdim. "Anlamadım?" Aynı küçümseyici edayla karşılık verdi. "Şaşırmadım. Bacağını uzat çünkü kanıyor." Şaşırmadım derken ne ima ediyorsun adam açık açık konuşsana ben böyle sevmiyorum. "Kanıyorsa kanıyor. Yapacak bir şey yok yanımızda sargı bezi olmadığına göre." Sinirle burnundan bir nefes verdi. 

"Var." 

 "Yok. "

"Var"

"Yok"

"Var"

"Yanıma sargı bezi almadım anlasana adam!" 

Gözlerini devirdi. "Ben aldım. Sürekli kaldırım taşlarına takıldığın için!" iğneleyerek söylediği cümle yüzümü buruşturmama sebep oldu. Ne var yani sürekli takılıyorsam? Talihsizim işte. Dur bir saniye o sargı bezi mi almış? Sürekli düştüğüm için mi?  Şaşkınlıkla bacağımı ona uzattım. Kış elindeki batikon şişesini yavaşça sargı bezinin üzerine döktü. Bacağım normalden biraz ince olduğu için sargı bezini sarmak için epey uğraşmıştı ama ucunu tutturamamıştı. Her ne kadar uğraşmasını izlemek keyifli olsa da artık diğerlerinin yanına gitmemiz gerekiyordu. Diğer bacağımı kendime çektim. Bileğimin biraz üstünde biten çorabın kenarını kıvırdım. Alayla elimde ki çengelli iğneyi Kış'ın avucuna bıraktım. Kış başını kaldırıp sinirle bana baktı. "Madem çengelli iğnen vardı, neden şimdi veriyorsun?" Güldüm. "Uğraştığını görmek her zaman nasip olmuyor." Kış sesli bir şekilde nefes aldı. Etkileyici bir el çabukluğuyla sargı bezini tutturdu ve motoruna bindi. 

Ona küçük bir işaret verip sürmeye başladım. Eve vardığımızda Ateş söylenerek dışarda bizi bekliyordu. "Oğlum bir gelemediniz ya. Patron bekliyor hadi! Hızlı olun." Ateş'in aceleciliğini umursamayarak rahatça motoru park edip eve doğru yürüdüm. Kış çoktan içeriye geçtiğinden Ateş beni çekiştirmeye başladı. "Ne uyuşuksun be kızım!"

 Oflayarak salona girdiğimde gördüğüm sahneyle gülmeye başladım. Küçük bir bilgisayar koltuğun hemen önündeki sehpada duruyordu. Zeynep koltukta oturuyor, Emir bilgisayarı görmek için Kış'ın üstüne çıkmaya çalışıyordu. Kış ise Emir'i başından savmaya çalışıyordu. Güldüğüm için herkesin delici bakışları bana döndüğünde daha fazla gülerek konuştum. "Hiç bana öyle bakmayın. Fotoğrafınızı çekip baklagilin kurduğu aşırı yaratıcı isimli grupta profil fotoğrafı yapasım var. Ama fotoğrafınızı ben çekersem fotoğrafta benim mükemmelliğim eksik olacağı için yapmıyorum." 

Cidden, Ajan mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin