Bölüm 11

49 6 0
                                    

Zeynep'in bağırmasıyla gözlerimi araladım. Sabah sabah sinirli bir Zeynep hiç çekilmez iyisi mi sen geri yat Tanem. Tam yeniden gözlerimi kaparken Zeynep sinirle yorganımı çekti.  Sinirle sordum " Allah aşkına  yine ne oldu Zeynep? İnsaf Zeynep insaf daha sabahın körü!"

Gözlerini devirdi. "Bir de sabahın körü diyor daha bavul yapmamışsın." Ne bavulundan bahsediyor bu ya? Tam ayılamadığım için uyku sersemliğiyle sordum "Tatile mi gidiyoruz?" Zeynep ya sabır çekerek odanın diğer ucundaki bavulumu hala kan izleri olan halıya sürükledi. "Ne tatili dün geceyi unuttun mu? Yeni gruplandırmadan sonra sadece haftanın 4 günü bu evde olacaksın. Diğer 3 günü kalacağın eve de bir şeyler götürmek istersin herhalde?"

Dün geceyi tabii ki unutmamıştım ama yeni bir eve geçeceğimin üzerinde hiç durmamıştım. Hem de Kışla.. Ağzıma gelen kan tadından sonra dudağımı ısırdığımı fark ettim. İsteksizce yataktan doğruldum.  "Tamam kalktım ama bavulu yapmama yardım eder misin?" Gülümsedi. "Tabii ki yardım edeceğim, ben yardım etmezsen o bavulun halini Allah bilir." Somurttum.

"Kıyafetlerimin yarısını burada bırakacağım nede olsa 4 gün buradayım. Sütlükahve'yi de burada bırakacağım."  Başıyla onayladı.

Heyecanla beyaz dolaba doğru yürüdü. Dolabı açtığında gözünde ki hınzır parıltıyla bana baktı.  Sırıttım. Yataktan atlayıp koşarak onun yanına geldim.  Tüm kıyafetleri hızla yere saçtık. Yer yürünemeyecek hale geldiğinde dolap tamamen boşalmıştı. Zeynep kıyafetlerin üstüne basmamaya özen göstererek bavulu açtı.

Yarım saat sonra bavul hazırdı. Aniden aklıma gelen bir soruyla Zeynep'e döndüm. "Ne zaman gideceğiz? Kaşlarını çattı "Bilmiyorum Kış'a" soralım.  Başımı öne arkaya salladım.

Pijamalarımızı bir tayt ve sweatle değiştirdikten sonra mutfağa yöneldik. Zeynep "Sen diğerlerini uyandır ben bir şeyler hazırlayayım" dedi. Mutfak konusunda genelde yapmayı değil de yemeyi sevdiğimden "Tamam" dedim. Diğerlerini uyandırmak için diğer odaya yöneldim. Hızla ve söylenerek odaya daldım.

Odaya neredeyse koşarak girdiğim için çarptığım şeyin ne olduğunu başta anlayamadım. Çarpmanın etkisiyle kapadığım gözlerimi açtığımda tam önümde duran çıplak göğsü fark ettim. Yüzümün ilginç bir şekilde utançtan yandığını hissetsem de derin bir nefes alıp kime çarptığıma bakmaya karar verdim. Başımı kaldırdığımda gördüğüm yüzle yerin dibine girmek için dualar etmeye başladım. Kış. Tövbe ya daha fazla kendimi rezil edebilir miyim acaba. Hem neden ben bu çocukla ilgili bir şey olunca utanıyorum normalde çıplak bir erkeğin vücudu ilgimi çekmezdi. Bir çok eğitimin yanında bununla ilgili eğitimler de görmüştük. 

"Şey kapıyı görmedim de.." Ben ne dedim az önce?  Sessizce güldü. "Kapıyı mı görmedin?" Söylediğim şeyin saçmalığının farkına varıp telaşla konuyu değiştirmeye çalıştım. "Yani şey kahvaltı hazırlıyoruz sabah oldu diyecektim."  Sırıttı.  "Tamam, geliyoruz. İstersen sen çık. Yada kaladabilirsin?"

Hiç düşünmeden yüzüne bir tokat attım. Sonra zaten çıkmak için yer aradığımdan hızlıca odadan çıkıp kapıyı kapadım. O imayı bilerek yaptı. Benimle dalga geçiyor. O tokadı kesinlikle hak etmişti. Kızaran yüzümü daha fazla umursamadan Zeynep'in yanına gittim. "Uyandırdım."

Zeynep yüzüme bakmadan domatesleri doğramaya devam etti. "Tamam, krep yaptım bu arada." Gülümsedim. Arkasından ona sarıldım. "Fazla fazla yapsana. Sarar akşamda yerim." Güldü "Akşama taze olmaz ama akşam da yapabilirim." Neşeyle teşekkür ettim.

Masayı hazırlamak için tabakları masaya dizerken Emir'in Ateş'e rüyasını anlattığını duydum. "Seninle ben dondurma almaya gitmiştik. Sen yine zevksiz zevksiz naneli alıyordun. Neyse bence bu dondurma almamız için bir işaret." Güldüm. "İstiyorsan kahvaltıdan sonra dondurma sipariş edebilirim." Emir hemen başıyla onayladı ve Ateş'e döndü gözlerini kısarak "Tanem'in tırnağı bile olamazsın acımasız adam." dedi. Ateş uykusundan yeni kalkmış gibi duruyordu muhtemel Emir onu zorla kaldırmıştı. Somurttu ve masaya oturdu.

Cidden, Ajan mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin