Bu sabah tekrar uzun bir toplantı yaptıktan sonra odalarımıza dağıldık. Özgür Vural'ı izlemek bizim için artık iki kat daha zordu. Sonuçta bizi tanıdığı için çok daha dikkatli olacak, adamlarını her yere koyup bizi aramalarını sağlayacaktı. Patron, onu abartmakta haklı çıkmaya başlamıştı. Sonuçta daha ilk görevimizde başarısız olmuş sayılırdık. Onu izlemek için farklı bir bölge seçmemiz lazımdı, yarım saat sonra çıkmaya karar kıldık. Uzak bir bölge olması, fakat onu iyice izleyebilmemiz gerekliydi.
Yarım saat sonra hızlıca bölge aramaya koyulduk. İlk bulduğumuz bölgede dev malikaneyi oldukça iyi izleyebilirdik, fakat Özgür'ün birkaç adamını görünce vazgeçtik. İkinci bölge ise uzaklık açısından yeterliydi, ancak malikanenin içi doğru düzgün gözükmüyordu.
Üçüncü bölge ise oldukça iyiydi, uzaklık açısından ve görünebilirlik açısından. Gayet iyi olduğunu söylemek için konuşmaya başladım. "Bence burası gayet iyi, hiç kimse görünmüyor." Kış ise itirazlı bir ifade ile konuşuyordu. "Yine de güvenli bir bölgeye benzemiyor, ayrıca malikanenin içi gözükse de detayları da fark etmemiz lazım." Ya bu baklagil bana muhalefet doğmadıysa ben de bir şey bilmiyorum. Bir dediğime de itiraz etme be adam!
Zeynep bana bu konuda destek verdi. "Ben Kiraz'a katılıyorum, sabahtan beri arıyoruz ve bulabileceğimiz en güzel bölgeye benziyor burası. Daha fazla aramak yerine hızlıca izlemeye geçsek daha iyi olur. "Ateş ise ilk kez Zeynep'e karşı çıktı. "Bence başka bir yer arayalım, bu bölge biraz açık geldi bana da."
Kış, Ateş, Zeynep ve ben birbirimize bakışlar atarken bu konu için Emir'in fikrinin bunu değiştireceğini fark etmiştik. Bakışlarımızı Emir'e çevirdik. Bunu fark eden Emir, fikrini belirtti. "Kiraz ve Melek haklı bence. Hepimiz yorulduk ve vaktimizi izlemeye harcamalıyız."
Her ne kadar Emir'in yorulduğu için bizi desteklediğini bilsem de Kış'a haklı olmanın verdiği mutlulukla baktığımda Kış gözlerini devirip Emir'e arkadaşlığını sorgular bir tavırla baktı. Bir kaç saat boyunca izledik. Düzeltiyorum diğerleri izlediler. Ben o sırada Zeynep'e sabah gördüğüm rüyayı anlatıyordum. Ama görevlerin izleme kısımlarının çok sıkıcı olması benim suçum değil ki! Cidden bu izleme işi iyice sıkmaya başladı. Benim ruhum aksiyon istiyor kaos istiyor. Saatler boyu malikane de farklı bir şey gözlemleyemediklerinde eve dönmeye karar verdiler. Gece olmuştu, hepimiz yorgunduk.
Eve döndüğümüzde herkes uyumak için odalarına geçti. Zeynep günün yorgunluğuyla uykuya dalarken ben dün akşam yaptığımız uzun planı düşünüyordum. Gözümü uyku tutmamıştı, ben de salona geçip kitap okumak istedim. Zeynep'in uykusu çok hafif olduğundan en küçük seste uyanıyordu. Odadaki küçük lambayı açtım ve kitabıma gömüldüm.
On dakika sonra sessiz adımlar duymaya başladım. Geçen gece aklıma geldiği için elime mutfaktan bıçağı aldım ve ben de yavaşça seslere doğru ilerlemeye başladım. Sonra adım sesleri artmaya başladı. Ve o silueti önümde gördüm. Bu kadar yakınımda olduğunu tahmin edememiştim ancak bu onu öldürmeme engel değildi. Bıçağı sıkıca kavradım tam saldıracakken gülen bir ses duydum. Bana bak bu psikopat benimle dalgamı geçiyor bilmem farkın da mı ama elimde bıçak var!
Basbayağı gülüyordu. O sırada siluetin yüzüne bakmadığımı fark ettim. Yüzüne baktığımda tanıdık bir yüz gördüm. Kış'tı bu. Kahkahalara boğulan ve gözünden yaşlar gelen Kış. Sinirle konuşmaya başladım." Bu kadar komik olan ne? Her an saldırabilirdim. "
"O anki suratını görecektin" Ben ise hâlâ bu olayın neden bu kadar komik olduğunu çözemiyordum." Gülerek konuşmaya devam etti "Ayrıca, her sesini duyduğun insana bıçakla dalma bence."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cidden, Ajan mısın?
Teen FictionYıllardır aldığı eğitimlere bir numara Tanem sonunda kendi ekibiyle bir göreve atanacaktır. Ansızın grubuna katılan üç oğlanı hesaba katmayı unutmasaydı tabii.. Tesisin en iyi ajanı Tanem ve patronun gizemli göz bebeği Kış... İlk görevde oluşan beli...