Ahu kızına sıkıca sarılırken içimde bir kıpırdanma oldu.Belki de gaza gelip içtiğim iki bardak viskiden dolayı.
İkisinin sarılması beni mutlu etmek yerine içimde bir boşluğun tekrar körüklenmesine sebep oldu.Evet mutluluk veren bir olaydı.Kim mutlu olmaz ki? Bir anne kızına kavuştu.Kendi canına kavuştu.Ama yine de içimde büyüyen kara delik hissini küçültemiyorum.Bu bana belki artık sahip olmadığım bir durumu hatırlatıyor.Belki de bambaşka bir durum için beni uyarıyor.İki türlü de iğrenç bir his.
Lale geldiğinde altın sarısı saçları tepeden ikili ponponlu pembe tokalarla özenle toplanmıştı.Yüzü gözü gayet normal gözüküyordu.Sadece gözleri ağlamaktan olsa gerek kıpkırmızıydı.Altında beyaz renkte üzerinde çiçekler olan kilotlu çorap,altında pembe çok tatlı bir etek,eteğinin üzerinde ise pembe eteği ile uyumlu çiçekli bir kazak vardı.Eğer Ahu yanımda olmasa her yerini sıktırırdım.
Onlar kumarhane salonunda sıkıca sarılırken telefonum tekrar çalmaya başladı.Bu çalış diğer çağrılardan biraz daha farklı geldi kulağıma.Biraz daha korkunç,biraz daha ürpertici.
Biliyordum bir boklar döneceğini.Bu kasveti hissettiğim için içtim zaten.Bir anda çocuk çıkageldi.Kim getirdi? Nasıl geldi? Başından neler geçti? Neden bir anda saldılar? Bir sürü soru var aklımda.Bunların cevabını bulamayacağımı ve öğrenemeyeceğimi bildiğimden dolayı kasvetim daha da arttı.İnsan bilmediğinden korkar...Ne yani çocuğu durduk yere Tolia'ya bırakıp gittiler mi? Ellerine ne geçti? Lale'nin kaçırılması belki de Ahu'yla ilgiliydi ama Lale'nin kaçırılıp Tolia'ya bırakılması direkt beni ilgilendiriyor.
En azından Tolia'dayım demek çok isterdim ama burası artık bana huzursuzluktan başka bir his aşılamıyor.Özellikle aynı dört duvar arasında bulunduğum çürümeye yüz tutmuş iki cesetle ve onlardan da beter bir insan olan Ahu ile.
Vera gelmemiş,izlememiş,cesetleri görmemişti.Bu durum beni fazlasıyla kötü etkiledi.Kendimi gerçekten bu kadar değerli görmeyi bırakmalıyım.Kimse seni,senin düşündüğün kadar önemsemiyor Mila! Sen kendin için onlarla arana mesafe koydun ama bu onlar için senin peşinden koşmaya değecek bir ilişki değil.
Ahu'yla kızına baktım daha sonra telefona döndüm.Bu beni,karşımda Lale'yi görmekten iki misli daha fazla şoka uğrattı.Çetin arıyordu.Çetin aramazdı.Arasa bile açmayacağımı bilirdi.Onu hayal kırıklığına uğratmadım.Telefonu sessize aldım.
Ahu büyük bir mutlulukla kızını öperken telefonum bu sefer ardı arkası kesilmeyen ve sanki "beni aç" der gibi bir titreşim içerisine girdi.
Açmayacağım Çetin uğraşma.
Ahu ile Lale'nin karşısına oturdum.
"Konuşalım mı biraz Lale?"
Lale ağlıyordu.Ahu göz yaşlarını sildi.
"Çok korkuyorum."
"Silahımı sana doğrultmak istemedim.Hem oyuncaktı.Özür dilerim."
Lale gözlerini kapattı.
"Senden korkmuyorum."
Ahu sesi titreyerek sordu.
"Kimden korkuyorsun anneciğim?"
Lale kafa salladı.
"Söylemem."
Gülümsemeye çalıştım.
"Neden?"
O sırada telefonumun ekranı yandı.Çetin'den bir mesaj gelmişti.
"Anneme de aynısını yaparlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek İçin Doğduk
Action"Bunu kendime yapamazdım.Böyle büyük bir günahı artık sırtlanamazdım." Biliyordu.Başka açıklaması olamazdı.Başka türlü bir açıklama yapamazdı.Ne kadar bu iki cümle canını yakmış olsada yanılmadı,yanılmamıştı. Mila Vedat'ın direkt gözleriyle kurduğu...
