Şemsiye

8 0 0
                                    

Size Mila olarak öneriyorum.Evet şu an bu kısmı ben anlatmayacağım çünkü dilim varmıyor.Siz bence arka planda Bir Derdim Var'ı açıp okumaya başlayın.

Eve geldiklerinde Vera,tüm acısını azaltmak ve duştan akacak olan sıcak su damlalarının göz yaşları ile akıp gidecek olmasının hissettireceği rahatlatıcı his için yavaşça kıyafetlerini çıkarttı.Canı Mila'dan daha çok yanıyordu.Zor olan ise bunu fark ettirmemeye çalışmasıydı.Mila onun her şeyiydi,gerçekten her şeyi.Onun teninden akan küçük bir kan damlası bile canını yakmaya yetiyordu.Ona dokunmak,onun yüzünü incelemek,hareketlerini izlemek Vera için dünyanın en huzur verici aktivitesiydi.

Yavaşça akan suya girdiğinde hiç düşünmeden tüm göz yaşlarını bir anda saldı.Ağlıyordu hem de hıçkırarak.Kimsenin duymadığını bildiği için rahatça ağlayabiliyordu.Aslında herkes duymuyor değildi.

Emir kapıyı yavaşça açarak banyoya girdi.Şu dünyada Vera'yı en iyi tanıyan insandı o.Hep yanındaydı.Ne olursa olsun yanındaydı.Bir çok şeyi paylaşmışlardı.Vera,Emir'in her koşulda yanında olmasından son derece mutluydu ve kesinlikle ona aşıktı.

Emir yavaşça duşa kabini açtı.Bu aşk daha ne kadar ateşli olabilirdi? Göz göze geldikten sonra yavaşça birbirlerine yaklaştılar.Vera'nın göz yaşları durmuyordu ama bunun biraz da olsa acısını hafifleteceğini biliyordu.Daha öncekiler gibi.

Emir bir kaç adım Vera'ya yaklaştı ve yavaşça Vera'yı duvara yasladı.Su damlaları üstlerinden akarken dudakları büyük bir tutku ile buluşmuştu bile.

Peki bu sırada Mila ne yapıyor sizce?
...
Nefes alamıyorum.Gerçekten nefes alamıyorum.Akan suyu kapattım ve hıçkırıklar içinde duştan çıktım.Vücudum üşüyordu.Sanki ölmüşüm ve dirilmişim gibi.Sanki ruhum bedenimden beni gömdüklerinde çıkmış gibi.Üzerimi hiç bu kadar hızlı giymemiştim.

Havluyla kurulanmadan direkt kıyafetlerimi giydiğim için ıslaklık beni aşırı rahatsız ediyordu.Yavaşça yere çömeldim.Kafamı ellerim arasına aldım.Ağladıkça acım geçsin istiyordum.Ağladıkça rahatlamak unutmak istiyordum.Ama olmuyordu.Bu acımı daha da arttırıyor.Göğüs kafesimi daha çok acıtıyordu.Kalbim durmasına rağmen ölmemiştim.Bu benim için bir ödül değildi.En büyük cezaydı.Ben acı çekiyorum ve kimse beni anlamıyor.Titremem artmıştı ama üşüdüğüm için değil.

Bana iyi misin diye soruyorlar.Anlamıyorlar,özellikle de Vera.Beni iyi sanıyorlar.Sırf böyle işlerle uğraştığım için alışkınım sanıyorlar.Alışkın değilim.Aklımı kaybetmekten korkuyorum.Sanırım yavaşça kaybediyorum.

Dengesiz bir şekilde ayağa kalktım ve yatağımın yanındaki sürahiye uzandım.Ağlayarak ve aynı zamanda ileri boyuttaki el titremem ile sürahideki suyu bardağa boşalttım.Suyun çoğu dolabın üstüne dökülmüş,üstünde duran kitap ve bir kaç eşyamı sırılsıklam etmişti.Titreyen elimle gözümden yaşlar süzülerek bardağı kaldırdım.

Bardağı ağzıma götürürken yarısı etrafa sıçrayıp kolumun her yerini ıslatmıştı.Sinirle koluma bakınca izleri gördüm.Kelepçeden morarmış damar izlerimi.Olabildiğince sesli bir şekilde bardağı alıp televizyona fırlattım.Belki de bu olay beni rahatlatır diye düşünürken sürahiyi de alıp başka bir tarafa fırlattım.

Bu hareketin hemen ardından evdeki adamlardan biri silahlı bir şekilde odaya daldı.Göz göze gelince kapıyı yavaşça geri kapattı.

Her yeri kontrolden çıkmış bir şekilde dağıtmaya ve kırıp dökmeye başladım.Kitapları çığlık atarak biblolara fırlatıyordum.Duvardaki çerçeveleri tek tek indirip duvarlara vura vura parçaladım.Perdeleri indirdim ve ne varsa tekme atarak ittirdim.

Ölmek İçin DoğdukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin