Keyifli okumalar.
-
Son günlerde o kadar garip bir ilişki vardı ki Baver'le aramda. Aklından neler geçiriyordu asla anlayamıyordum. Beni görünce anında bakışlarını başka tarafa çeviriyordu. Benden gittikçe uzaklaştığını düşünüp kendi kendime üzülürken birden yanımda beliriyor ve gün boyu yanımdan ayrılmıyordu. Annesinin peşinden takip eden ördek yavrusu gibi dibimde geziyordu.
Şuan da o garip durumun içindeydik. Bahçedeki sandalyede oturmuş elimdeki çekirdeği çitliyordum. Bakışlarım bir an bile Baver'den ayrılmıyordu. Sırtı bana dönük bir şekilde kütüğün üstünde oturuyordu. Kulağında herzamanki gibi kulaklık takılıydı. Elleri hareket edip durduğu için bir şeyle uğraştığının farkındaydım ama ne yaptığını göremiyordum.
Sıkkınca nefes verirken paketteki son kalan çekirdekleri avcuma doldurup oturduğum yerden kalktıktan sonra Baver'in yanına adımladım. Yanına varır varmaz arkasından yaklaşıp çenemi omzuna yaslarken neyle uğraştığına bakmıştım. O sırada vücudu gerilse de dönüp bana bakmadan yaptığı şeyle uğraşmaya devam etti.
Elindeki muskayı görür görmez, "Senin mi?" diye sordum. Muskayı hiç takarken görmemiştim. Başını hafifçe salladı. Ardından muskanın kalın ipini tutup bağlamaya devam etti. Düğümü attıktan sonra biraz havaya kaldırıp göz hizasına getirdi. Sonrasında kendi kendine homurdanıp düğümü tekrar çözmüştü.
"Ben deneyim mi birde?" Büyük ihtimal bir saattir muskanın kopmuş gibi duran iplerini bağlamakla uğraşıyordu. Ben belki güzel bir şekilde düğüm atabilirdim.
Bakışları bana kayarken iki eliyle tuttuğu ipleri bana uzatınca avcumdaki çekirdeği oturduğu kütükte boş olan kısma koyup uzattığı ipleri tuttum. Toprağın pantolonumu kirletmesini umursamadan Baver'in önünde yere otururken elimdeki ipleri yaklaştırıp uçlarından düğüm atmıştım. Ardından attığım düğümü kaldırıp Baver'e gösterirken, "İyi mi böyle?" diye sordum. Başını hafifçe eğerken, "Güzel... Oldu." dediğinde gülümseyip muskayı ona vermeden önce cebimdeki çakmağı çıkardım. Düğümden dışarı çıkan kısa ipleri çakmak yardımıyla yakıp daha güzel bir görünüm almasını sağladıktan sonra muskayı tekrar ona uzatmıştım. Beklemeden elimdeki muskayı alıp yaktığım kısmı dudaklarına götürdükten sonra soğuması için üflemişti. Ardından muskayı boynuna geçirip uç kısmını kazağının içine soktu.
"Önceden takmıyordun bunu."
Bakışlarını bana çevirirken, "Ninemin... Odasındaydı." dediğinde gözlerim şaşkınlıkla aralanmıştı.
"Odasına mı girdin?" diye sordum. Şaşkınlığımı saklayamamıştım. Ninesi öldüğünden beri odasının kapısı hep kapalı dururdu, hiç girmezdi içeri. Hâliyle bende kapıyı açıpta girmemiştim. Muhteber Teyze ne kadar iyi kalpli biri olsa da ölü dendimi tüyleri ürperen biriydim ve odasının önünden geçerken bile tedirgin oluyordum.
Başını ağır ağır sallarken, "Bunu... Almak için... Girmiştim." diyip ceketinin fermuarını açtıktan sonra göğsüne yasladığı kitaba baktım. Bakışlarım kitapta gezinirken ceketinin içinden çıkarıp dizlerinin üstüne koyunca bunun bir kitap değilde fotoğraf albümü olduğunu farkettim. İçimdeki merak hızla artarken, "Aile albümü mü?" diye sormuştum. Bakışlarım hâlâ albümün kapağında geziniyordu.
"Aile... Albümü." diyip kapağını açınca oturduğum yerden kalkıp yanına yaklaştım. Ardından kütükte yanına otururken bakışlarımı fotoğraflarda gezdirmeye başlamıştım.
Başları siyah beyaz fotoğraflarla doluydu. Sayfaları çevirdikçe fotoğraflar renklenirken Muhteber Teyze'yi görmüştüm. Onun olduğu sayfaları yavaş yavaş geçiyordu. Onu ne kadar sevdiğini bir kez daha anlamıştım. Sayfalar ilerledikçe Baver'in küçüklüğünü gördüm. Emin olmak için elimle fotoğrafı gösterirken, "Bu sen misin?" diye sordum. Gösterdiğim fotoğrafa bakarken, "Benim." demişti.
Fotoğrafa daha dikkatli baktığımda yanında ondan daha küçük duran bir kız vardı. El ele tutuşuyorlardı. Kardeşi olduğunu varsaydım ama sonrasında bir şey demedim. Ailesinden herkesin öldüğünü biliyordum. Bir süre o fotoğrafa bakmıştı. Ardından sayfayı çevirdiğinde Baver'in aile fotoğrafını gördüm.
Baver, bir kadının yanında elinden tutmuş şekilde duruyordu. Bakışlarımı kadına çevirdiğimde Baver'e benzediğini farkedip annesi olduğunu düşündüm. Kadının kucağında ise yine aynı küçük kız vardı. Bakışlarımı yan tarafa çevirdiğimde ise fotoğrafın geri kalan kısmının yırtık olduğunu farkettim. Yan tarafta birisi kolunu uzatıp kadının omzuna koymuştu ama bedeninin olması gereken yer yırtılmıştı.
Yırtık kısmı umursamayıp, "Annene benziyorsun." diye mırıldandım. Ardından bakışlarımı Baver'e çevirdiğimde gözleri kızarmış ve sulu suluydu.
"Annem." diye mırıldanırken sesi çatallaşınca tüylerim diken diken oldu. Yüreğim cız etmişti o an. Elini fotoğrafın üstüne götürüp annesinin olduğu yeri okşamaya başlayınca bakışlarımı kaçırdım. Şuan güçlü durmam gerekiyordu ama en ufak şeyde ağlayacakmışım gibi hissediyordum.
Hem onun hemde kendi dikkatimi dağıtmak amaçlı, "Bu da kardeşin değil mi?" diye sordum. Kucağındaki kızı gösterirken. Parmaklarını annesinin üstünden çekip kızda gezdirmeye başlarken, "Kardeşim." demişti.
Bir süre o fotoğrafta takılı kaldı. Diğer sayfalara bakmak istememişti. Sanırım aile fotoğrafı olarak tek bu vardı. Ben ise öylece oturmuş Baver'i izliyordum. Bunca acıyı ben çeksem ne olurdu, diye düşünmeden edememiştim. Neden bilmiyorum ama Baver kadar güçlü kalamazdım sanırım. Annemin, ablamın ve babamın öldüğünü düşününce bile kalbim duracakmış gibi hissediyordum.
Fotoğrafı albümden çıkarıp boşta kalan elini arka cebine attı. Ardından cüzdan olduğunu düşündüğüm bir şey çıkarıp açtıktan sonra fotoğrafı cüzdanın arasına sokup tekrar arka cebine sokmuştu.
"Bu... Kadar... Yeter." diyip albümü kapatınca bakışlarımı onda gezdirmeye devam ettim. Gözlerini kapatırken derin bir nefes almıştı. Ardından aldığı nefesi verirken sol gözünden bir damla yaş düştü. Uzanıp yaşın ıslattığı yanağını sildim. Elim yanağında temas eder etmez gözlerini hafifçe aralayıp bana bakmıştı.
Gözleri gözlerimde gezinirken, "Çok güçlüsün." diye mırıldandım. Neden böyle bir şey söyledim bilmiyordum ama ona güçlü olduğunu söylemek istemiştim. Kendisi belki de ne kadar iradeli olduğunu bilmiyordu ama çoğu insandan daha güçlü bir ruhu vardı.
"Güçlüyüm." diyip başını omzuma yaslayınca kalbimin atış hızı anında değişmişti. O an bunu umursamamaya çalışıp yanağımı saçlarına yasladım.
Unutmasını istiyordum. Çektiği tüm acıları bir çırpıda unutup ruhundaki yara izlerinin yok olmasını istiyordum. Bir dilek hakkım olsaydı. Onu Baver için seve seve harcardım.
-
Çok kötüyüm. Kalbim hiç iyi değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Rüzgar - bxb
Teen Fiction[Tamamlandı.] Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem. "Deli" diyorlar bana, desinler değişemem.