Keyifli okumalar.
-
Elimdeki simidi Baver'e uzatıp kollarımı vapurun demirlerine yasladım. Simidi elimden alır almaz koca bir ısırık alıp denizi izlemeye devam etmişti. Ben ise gözlerimi Baver'den ayıramıyordum. İçindeki duygularını dışarıya o kadar belli ediyordu ki gören evleniyor ya da çok mutlu bir haber aldığını falan düşünürdü.
Onun bu hâline güler yüzümle bakmaya devam ederken bir anne edasıyla, "Çok fazla eğilme." dedim. Bu onu otuzuncu kez uyarışım falandı sanırım. Her defasında uyarsamda iki dakika sonra tekrar demirlerin üstünden hafif eğilmiş vaziyette buluyordum onu.
Vücudunu dikleştirirken simitten bir ısırık daha aldı. Ardından son bir lokma kaldığında onu ağzına atmak yerine başını kaldırıp tepede uçan martılara baktıktan sonra simidi havaya attı. Martılardan biri simidi havada kapınca Baver neşeyle gülüp, "Aileme... Selam söyle." dediğinde yüzümdeki gülümseme donarken bakışlarımı kaçırdım. Alışamamıştım hâlâ. Kalbimdeki acı duygu tekrar belirirken gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım. Baver şuan çok mutluydu ve ağlayarak bu durumu mahvedemezdim.
"Hadi kapıya doğru gidelim. Varmak üzereyiz."
Başını sallayıp yaslandığı demirlerden ayrılarak beni takip etmeye başlayınca beklemeden vapurun kapılarına doğru yürüdüm. İskeleye vardığımızda ise vapurdan inip en yakın taksi duraklarından birine doğru adımlamaya başladık.
Avrupa yakasını adım gibi bilirdim. Çünkü üniversiteye gidene kadar ailemle İstanbul'un bu tarafında yaşamıştım. Üniversite yüzünden Anadolu yakasına geçmek zorunda kalsamda boş vakitlerimde vapura atlayıp sık sık ailemi ziyarete gelirdim.
Şuan ise bildiğim veya görünce tanıdığım yerlerin yanından tekrar geçmek çok güzel hissettiriyordu.
Taksi durağına vardığımızda boş taksilerden birine binip adama adresi verdim. Ardından başımı arkaya çevirip Baver'e bakarken, "Umarım hâlâ açsındır. Annem geleceğimizi bildiği için dayanamayıp çeşit çeşit yemek yapmıştır." dedim. Camdan dışarıda gezdirdiği bakışlarını bana çevirip, "Açım." diye mırıldandıktan sonra gözlerini tekrar cama çevirmişti. Başımı iki yana sallarken tekrar önüme döndüm
Sessiz bir yolculuğun ardından çocukluğumun geçtiği mahalleye girdiğimizde bakışlarımı tanıdık insanlarda gezdirdim. Burayı sevmemin nedenlerinden biri de buydu. Kimse terkedipte gitmemişti mahalleden. Buna benim ailemde dahildi. Daha güzel ve konforlu ev alacak kadar maddi durumları vardı ama buradan gitmeyi hiç istemiyorlardı. Onlara fazlasıyla hak veriyordum. Böyle içten ve samimi bir mahalleyi başka yerde bulamazlardı.
Taksici, işaret ettiğim üç katlı evin önünde arabayı durdurunca beklemeden cüzdanımı çıkarıp parayı uzattıktan sonra Baver'le birlikte indik arabadan. İner inmez bakışlarım bahçede oturanlara kayarken yine tüm mahallenin bizim bahçede toplandığını anlamıştım. Bir pazar geleneği olarak mangal yapıyorlardı. Yaz tatiline girdiğimiz için şuan bahçe her zamankinden daha kalabalıktı. Çocuklar bir yanda oyun oynuyor, kadınların birkaçı etleri ve salataları hallederken geri kalanı kenarda kendi aralarında konuşuyordu. Erkekler ise kendi hallerinde mangalın etrafında toplanmıştı. Bahçedeki kalabalığın yarısının akrabam olduğunu farkettim. Annem geleceğimi herkese duyurmuştu sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Rüzgar - bxb
Fiksi Remaja[Tamamlandı.] Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem. "Deli" diyorlar bana, desinler değişemem.