aşk

10K 856 84
                                    

Keyifli okumalar.


-

"Sıcak." diye mırıldanıp ellerini beyaz yakalı tişörtün yakalarına götürüp çekiştirince göz devirdim. Sıcak olduğunu ben de biliyordum.

"Sadece birkaç saat dayanacaksın Baver'im." derken bakışlarımı vücudunda gezdirdim. Altındaki siyah kot pantolon ve üstündeki beyaz yakalı tişörtle gayet şık duruyordu. Uzanıp tişörtün uçlarını pantolonun içine soktuktan sonra birkaç adım geri gidip bir kez daha süzdüm Baver'i. Tişörtün yakalarını çekiştirmeye devam ediyordu.

Sıkkınca nefes verirken ellerinden tutup yakalarını daha fazla çekiştirmemesi için aşağı indirirken, "Salon klimalı olacak. Merak etme sıcak olduğunu hissetmezsin bile." diye salladım bir şeyler. Düğün sahil kenarında yapılacaktı ve fazlasıyla terleyecektik ama Baver'e bunu söylersem onu evden dışarı asla çıkaramazdım.

Kuzenimin düğününe gidiyorduk ve haliyle Baver'i evde tek bırakamayacağım için onu da götürüyordum yanımda. Evde sadece şortuyla gezmeye alıştığı için şuanki giydikleri onu fazlasıyla daraltmıştı ama yapacak bir şey yoktu. İdare edecekti üç beş saat.

"Hadi git ayakkabılarını giy. Ben de geliyorum beş dakikaya." diyip onu kapıya doğru çekiştirdim. Ardından çıkışa yönelip ayakkabılarını giymeye başlayınca hızlı davranıp odadaki oluşan ufak çaplı dağınıklığı topladıktan sonra üstümü giyinip aynanın karşısına geçtim. Baver gibi altıma siyah kot pantolon giymiştim. Üstümde ise salaş beyaz bir tişört vardı. Odadan çıkmadan önce tişörtün salaşlığını bozmayacak şekilde uçlarını pantolonumun içine sokup saçlarıma da parmaklarımla hafifçe şekil verip Baver'in yanında gittim.

Elleri ceplerinde kapıya yaslanmış bir şekilde beklerken beni farkedince bakışları bana kaymıştı. "Ben nasıl olmuşum?" diye mırıldanırken eğilip ayakkabılarımı giymeye başladım.

"Güzel... Olmuşsun."

Yüzümde oluşan gülümsemeyle Baver'e bakıp yanaklarını hafifçe sıkarken, "Sende çok yakışıklısın Baver'im." diye mırıldandım. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Ellerimi çekerken bakışlarını bende tutmaya devam etti. Aramızdaki ilişki çok garipti. Uzaktan birisi görse bizi çok iyi arkadaş veya daha ötesi sanabilirdi. Kısa zamanda çok fazla yakınlaşmıştım Baver'le. Sanki ondan önceki hayatım tamamen boşlukmuş gibi hissediyordum. Baver ise tamamıyla o boşluğu dolduruyordu.

Bakışlarımı kaçırırken, "Gidelim mi artık?" diye mırıldandım.

"Gidelim." dediğinde gözlerinin hâlâ üzerimde gezindiğini hissetsemde görmezden gelmiştim. Aşağı indiğimizde çağırdığım taksinin çoktan gelmiş olduğunu farkettim. Normalde olsa kendi arabamla giderdim ama arabam hâlâ Siirt'teydi. Umarım anlaştığım firma arabama hasar vermeden bana ulaştırırdı. Başka hiçbir şey istemiyordum.

Takside öne geçip otururken beklemeden düğünün yapılacağı yeri taksiciye söylemiştim. O sırada Baver arkaya geçip otururken, "Klimayı... Açın." dediğinde taksiciyle beraber bakışlarımız ona dönmüştü. Baver ise bizi umursamadan camdan dışarı bakmaya başlayınca tekrar önümüze döndük.

"Klimayı açsanız sorun olur mu?" dedim. Baver'in istediği şeyi daha nazik söylemeye çalışarak.

"Açarım tabikide." diyince, "Teşekkür ederim." diye mırıldanıp önüme döndüm. O sırada takcisi klimayı açıp arabayı sürmeye başlayınca cebimdeki telefonu çıkarıp saate bakmıştım. Davetiyede düğün akşam yedide başlayacak yazıyordu ama biz dört saat önceden gidiyorduk. Yakın akrabanın evlenmesi kadar kötü bir şey yoktu. Sanki benim düğünümmüş gibi erkenden orda olmamı tembihlemişti annem. Sıkkınca nefes verirken acaba Baver'i bahane edip gitmesemiydim, diye düşünmüştüm. Sonrasında artık çok geç olduğunu farkedip bundan vazgeçtim. Hazırlanmıştık o kadar.

Bir Deli Rüzgar - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin