sesinde kuşlar yaşıyor

8.8K 889 82
                                    

Bölüm şarkısı:

İkiye On Kala - Bütün İstanbul Biliyor

Keyifli okumalar.

-

Elimdeki bardaktan bir yudum daha su içtim. Ardından doymuşluğun verdiği rahatlıkla oturduğum sandalyede hafifçe yayıldım. Sabahtan beri Baver'le İstanbul'u gezmiştik. Bu fikri ortaya ne kadar ben atsamda günün sonunda en çok yorulan ben olmuştum.

"Tatlılarda geldi. Afiyet olsun yakışıklılar."

Bakışlarım masamıza gelen Leyla'ya kaymıştı. Hafifçe gülümserken, "Tatlı söylememiştik." diye mırıldandım. "Biliyorum, ben size söyledim." diyip yanağımdan makas aldıktan sonra yanımızdan ayrılınca arkasından gülümsemeye devam ettim. Leyla, Alper'in kardeşiydi. Benden bir yaş büyüktü. Abisi ne kadar bana abilik taslıyorsa kendiside bir o kadar ablalık taslamayı severdi. Normalde kafede çalışmazdı ama tatillerde yardımcı olmayı da ihmal etmiyordu.

"O kız... Sevgilin mi?"

Tatlı boğazımda kalırken öksürüklerimin arasında önümdeki bardağa uzanıp hızla birkaç yudum su içtim. Bu da nereden çıkmıştı şimdi?

"O nerden çıktı Baver'im." diye mırıldanırken boğazımda kalan tatlıdan dolayı gözlerim hafif hafif sulanmıştı. Elimin tersiyle yaşları silerken biraz daha su içtim.

Omzunu yukarı kaldırıp dudaklarını büzerken, "Sordum... Öyle." diyip omuzlarını indirdikten sonra önündeki tatlıyı yemeye başladı. Kıskanmış mıydı acaba? Beni seviyor olabilme ihtimali var mıydı? Başımı iki yana sallarken bu düşünceleri aklımdan defettim. Böyle şeyler düşünerek sadece kendimi üzerdim. Umutlanmak her zaman kötü bir şeydi benim için. Çünkü umut ettiğim şeylerin olmaması fazlasıyla üzerdi beni.

"Valla sikicem bu yavşak Yılmaz'ı ya."

Yanıma oturan Alper'e bakarken sinirle soluyup elimdeki çatalı kaptıktan sonra tatlımdan büyük bir parça alıp ağzına atmıştı. Ağzındaki lokmayı çiğnerken bakışları Baver'e kaydığında, "Çok ayıp, sen sakın söyleme." dediğinde dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı. Baver'i nasıl biri sanıyordu acaba. Oysa o kadar normal davranın ona karşı diye uyarmıştım.

"Şaşırmıyorum artık. Naptı yine?" diye mırıldandım. Yılmaz yüzünden Alper ve Selim'in başı çok şişerdi. Arada benimde sinirlerimle oynasada onu görmezden gelmeyi başarabiliyordum.

"Dün tanıştığı çocukla sevgili olmuş. Yiyişiyorlar şimdi köşede baksana."

Bakışlarım Alper'in gözüyle işaret ettiği yere kaydı. Yılmaz, yanındaki sevgilisiyle köşedeki masadaydılar ve Alper'in dediği gibi cidden yiyişiyorlardı. Akşam olmasından dolayı onların olduğu yer hafif bir ışıkla aydınlatıldığı için çoğu kişinin dikkatini çekmese de şuan bizim tüm odağımız onlar olmuştu.

"Birazdan bütünleşecekler amınakoyim az kaldı. Valla sikicem bu çocuğu ya."

"Mekan senin değil mi? Atsana dışarı."

Onları görmezden gelip tekrar önüme döndüm. Başkası yanımda sevişse yine de umursamazdım. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda takılırdım hep.

"İki dakika durmuyorlar ki. Şuan onlar bu haldeyken çıkamam karşılarına. Çok utanç verici."

"Oğlum sen niye utanıyorsun? Asıl onların utanması gerekiyor."

"Neyse siktir et." diyip önümdeki tatlıyı tamamen kendi önüne çektikten sonra yemeye devam edince göz devirdim. Beleş olmasa yemesine izin vermezdim de neyse.

Bir Deli Rüzgar - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin