(Bu bugünün ikinci bölümü. Okumadan önce diğer bölümleri okuyup okumadığınızı kontrol edin.)
Bölüm şarkısı:
Mabel Matiz - Aşk Yok Olmaktır
Keyifli okumalar.
-
Kollarımı havuzun kenarına yaslayıp alnıma düşen saçı ufak bir baş hareketiyle arkaya atıp çenemi kollarımın üstüne yaslarken bakışlarımı Baver'e çevirdim. Benim gibi yüzmek istememişti. Onun yerine gitarıyla bir şeyler yapması gerektiğinden bahsetmişti. Şuan ise havuzun kenarına bacakları suyun içinde kalacak şekilde oturmuş kucağındaki gitarıyla uğraşıyordu. Bir şarkıyı çalmaya çalışıyordu. Fakat şarkıyı bilmediğim için doğru çalıp çalmadığını kestiremiyordum.
Yazlıkta sadece ikimiz kalmıştık. Yılmaz ve Tugay, Tugay'ın işi yüzünden erkenden ayrılmışlardı. Selim zaten benim gibi öğretmendi ve derslerinin olduğundan bahsedip istemeyerekte olsa gitmesi gerekmişti. Alper ise Yılmaz'ın boş boğazlığı yüzünden Baver'le aramızdaki şeyleri öğrenince mahalle abisi tavırlarını takınıp beni Baver'le yalnız bırakmak amaçlı anahtarı bana teslim edip gitmişti. Aramızda doğru düzgün bir şey olmadığını söylemesemde pek inanmamıştı. Zaten Baver'le benim de bugün burdaki son günümüzdü. Yarın civcivlerimin dersleri başlıyordu çünkü.
Düşüncelerimden sıyrılıp yavaşça Baver'e doğru yaklaştıktan sonra bacaklarının arasına yerleşip kollarımı dizlerine yasladım. Ardından, "Güzel şarkıya benziyor, adı ne?" diye mırıldandım. Parmaklarını gitarın tellerinde hareket ettirmeye devam ederken, "Öğrenirsin... Sonra." dediğinde, "Neden şimdi değil?" diye sordum. Omuz silkip soruma cevap vermeyince bir bildiği var demek ki, diye düşünüp daha fazla üstüne düşmemiştim.
Bir süre daha şarkıyı çaldıktan sonra yüzünde neşeli bir gülümsemeyle gitarı çalmayı bırakıp kenara koyunca merakıma yenik düşüp, "Niye bu kadar mutlu oldun birden?" diye sordum. Omuzlarını yukarı doğru kaldırıp, "Bilmem." dedikten sonra gülmeye devam edince hayretler içinde Baver'e bakmaya devam ettim. Bu hareketleri yüzünden ne planladığını fazlasıyla merak etmeye başlamıştım.
"Hadi söyle ya. Valla merakımdan çatlarım." diye sitem etsemde omuz silkip, "Söylemeyeceğim... Söylemeyeceğim." dediğinde dudaklarımı büzmüştüm. Tamam belki süpriz yapacaktı bana ama o ana kadar merakımdan kudururdum ki. Kendimi çok iyi tanıyordum.
Kollarımı çapraz bir şekilde birbirine dolarken, "Küstüm." diye mırıldanıp havuzun içinde yavaş yavaş geriye gittim. Baver'in kaşları şaşkınlıkla havalanırken, "Hayır... Küsmedin." desede onu görmezden gelip bakışlarımı başka tarafa çevirdim.
"Ya... Küsmedin... Yalan söyleme."
Cevap vermedim. Kısa bir sürenin ardından suyun sıçrama sesini duyduğumda Baver'in havuza girdiğini anlamıştım. Gözlerimi tekrar ona çevirdiğimde üstündeki tişörtün ve şortun ıslanmasını umursamadan bana doğru geldiğini gördüm. Ne kadar geriye kaçmaya devam etsemde havuzun sonuna geldiğimde durmak zorunda kalmıştım. Baver ise hızla aramızdaki mesafeyi kapatıp ellerini iki yanımdan uzatarak havuzun kenarlarına yerleştirirken bedenimi kolları arasına almıştı.
Ardından yüzünü yüzüme yaklaştırırken emin olmak istercesine, "Küsmedin." dediğinde bakışlarımı kaçırdım. Daha fazla dayanamayınca pes edercesine omuzlarımı düşürüp, "Tamam, küsmedim." dedikten sonra, "Ama sen de ne yapmaya çalıştığını söyleyeceksin." diye eklemiştim.
"Sonra söyleyeceğim... Çağan'ım... Söz veriyorum." diyip ellerimi tuttuktan sonra dudaklarına götürüp öpünce yüzümde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu. Hâlâ arada bir ellerimi öpmesi ilk zamanki gibi ruhumu okşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Rüzgar - bxb
Teen Fiction[Tamamlandı.] Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem. "Deli" diyorlar bana, desinler değişemem.