Keyifli okumalar.
-
Elimdeki koladan bir yudum daha alırken beklemeden kafenin kapısını açıp içeri girdim. Bugün okuldaki dersler erken bitmişti. Bu tarz durumlarda okulda kalıp kendime uğraşacak birkaç iş bulurdum ama nedense bu seferlik hiçbir şey yapasım gelmemişti. O yüzden okuldan çıkıp kafeye gelmiştim. Aklımdaki düşüncelerden sıyrılırken bakışlarım -masayı silmekle uğraşan- Baver'e kaydığında yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.
Erken geleceğimi bilmediği için hiçbir şeyden habersiz bir şekilde masayı silmeye devam ediyordu. Önceki günler okuldan çıkış saatime doğru kafeden çıkıp beni dışarıda karşılardı.
Sinsice gülümserken elimdeki kolayı ve çantamı yandaki boş masaya yerleştirip yavaş adımlarla yanına yaklaştıktan sonra arkasında durdum. Ardından ellerimi uzatıp hızla gözlerini kapatırken küçük bir çocuk edasıyla, "Ben kimim?" diye sorup kıkırdamıştım.
İki saniyelik bir duraksamanın ardından, "Çağan'ımsın." dediğinde, "Doğru bildin Baver'im." diye karşılık verip ellerimi gözlerinden çektim. Sevecen bir gülümsemeyle bakmaya devam ederken vücudunu bana çevirince bakışlarımı yüzünde gezdirmeye başladım.
Elindeki bezi önlüğünün cebine gelişigüzel tıkıştırken şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. "Erken... Geldin." dediğinde başımı onaylarcasına sallayıp, "Derslerim erken bitti." dedim. Şaşkınlığından dolayı kalkmış kaşları yavaşça inerken, "Anladım." dediği sırada uzanıp kollarımı beline sarmıştım. Kafenin boşluğundan faydalanıp rahat davranabiliyordum. Eh, dolu olsa da pek umrumda olmazdı zaten. Baver'in yanındayken başka kimseyi görmüyordu gözüm.
Aramızdaki sessizliği bozmak amaçlı, "Bugün nasılsın canımın içi?" diye mırıldanırken ayak uçlarımda yükselip dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum. Annesinin doğum gününden sonra hareketleri ve davranışları bir nebze de olsa duraksamıştı. Dışardan birisi bunu anlamazdı belki ama ben çok net bir şekilde farkedebiliyordum. Gözümün önünde yavaş yavaş kötüleşiyordu ve benim elimden hiçbir şey gelmiyordu.
"İyiyim."
Gözlerini kaçırınca kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Yalan söylediği zamanlar ya burnunu kırıştırırdı ya da şuan yaptığı gibi bakışlarını kaçırırdı. Sıkkınca nefes versemde üstüne gitmemek amaçlı, "İyiysen sıkıntı yok aşkım." diye mırıldandım. Bakışları tekrar gözlerime dönerken dudağının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrılmıştı. Ardından derince yutkunurken, "Aşkım." dediğinde kıkırdadım. Bu tarz şeylere hâlâ alışamadığı için her seferinde şaşırıyordu ve bu şaşırmaları o kadar tatlı oluyordu ki bende alışamadığım için her seferinde kriz geçirecek gibi oluyordum.
"Oo Çağan, hoşgeldin. Erkencisin bugün."
Baver'le beraber bakışlarımız aynı anda sesin geldiği tarafa dönmüştü. Alper'le göz göze gelirken, "Hoşbuldum." diye karşılık verdim. Ardından elimin birini Baver'in belinde tutmaya devam edip yanına geçerken başımı omzuna yaslamıştım. Sevecen bir tavır takınırken, "Sevgilimi bugün erken alacağım." diyip kısa bir süre gözlerine baktıktan sonra, "Sorun olmaz değil mi patron?" dedim.
"Sorun olur." dediğinde bunu beklemediğim için kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken, "Niye olacakmış?" dedim hızla.
"Kafe birazdan dolmaya başlayacak ve Baver'den başka adam akıllı çalışan yok."
Suratım anında asılırken bakışlarımı boş kafede gezdirdim. Akşama doğru buranın tıklım tıklım dolacağını bildiğimden itiraz edememiştim. Oysa okuldan çıkarken Baver'i alıp sahile inmeyi planlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Rüzgar - bxb
Teen Fiction[Tamamlandı.] Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem. "Deli" diyorlar bana, desinler değişemem.