✦
Dış görünüşü insanı yanıltabilirdi ama özel dikilmiş takımın altında kötülüğün izleri hala duruyordu, önceden olduğu kişinin hikayesini anlatırcasına Hyunjin'in tenine kazınmışlardı.
Ve muhtemelen hala olduğu kişinin hikayesini de anlatıyorlardı.
Yatak odasına doğru ilerlerken kıyafetlerini çıkardıkça Yeosang'ın parmakları yavaşça üzerlerinde geziniyordu, dudakları birbirlerinin tadına bakıyor, dilleri sıcak ağızlarının içini keşfediyordu. İnlemeler havada uçuşurken elleri, tenlerini hissedebilmek için gittikçe daha da deliye dönüyordu.
"Seni çok uzun zamandır istiyorum," diye fısıldadı Hyunjin, gözleri ve sözleri Yeosang'ın ruhuna işliyordu. "Ve seni sevmekten asla vazgeçmedim. Asla."
Hwang Hyunjin aşk kelimesini asla anlamamıştı, ne anlama geldiğini ya da nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Önceden de bilmiyordu, muhtemelen hala da bilmiyordu.
Ya da belki de hiç anlamayan Yeosang'ın kendisiydi?
Hyunjin'in kucağına oturması için çekildiğinde ikisi de çıplak ve arzulu bir halde Yeosang ikinci ihtimalin doğru olduğunu inanmaya başlamıştı. Hyujin, Yeosang'ın ilki olmasına çok yaklaşmıştı ve belki de Yeosang ilki olmasına izin vermeliydi. Sadece istediği gibi ona, vücuduna, zihnine ve ruhuna sahip olmasına izin verecekti. Hiç kimse Yeosang'ı Hyunjin'in anladığı gibi anlamamıştı ve onu kendinden uzaklaştırması tam bir bencillikti.
Yeosang kendisini yalnız kalacağını bilse bile onsuz daha iyi olduğuna inandırmıştı. Fakat tam şu anda, dudakları birbirlerine yapışmış halde onunlayken, beraberlerken çok daha iyi olduğunu fark etmişti. Yalnızlık içinde birliktelerdi.
Hyunjin yavaşça içine girerken Yeosang'ın saçına doğru inledi, Yeosang ise acı vücuduna yayılırken alt dudağını ısırdı. Yumuşak eller teninde gezinirken acıyı hafifletmeye çalışıyor ve yumuşak öpücükler köprücükkemiklerinin üzerine teker teker konuyordu.
"H-Hyunjin... ah..." Yeosang inlerken Hyunjin'in hızına göre vücudunu hareket ettiriyordu.
"İsmimi böyle söylemen için çok bekledim," dedi Hyunjin, Yeosang'ın boynuna doğru nefes nefese ve parmakları saçlarını kavrayıp başını geriye doğru çekti.
Hyunjin içinden her çıkışında saniyesinde tekrar boşluğu dolduruyor ve Yeosang sanki tüm ihtiyacı olan şey buymuş gibi hissediyordu. Artık ulaşılamaz olan sevilme hissinin peşinden koşmak yoktu. Her şey sadece bu andı.
Fakat bir şey eksikti. Her ne kadar Hyunjin'in tırnaklarını Yeosang'ın bacaklarına geçirmesinde bir şeyler olsa da Hyunjin dikkatliydi, neredeyse aşırı dikkatliydi; sabırsızdı.
"Daha sert," dedi Yeosang, kalçasını Hyunjin'e doğru ittirdi.
"Ya canını yakarsam?" Bu sözler endişelenmiş gibi hissettirebilirdi ama Hyunjin'in ses tonu asıl istediği şeyi ele veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When we were | Seongsang ✦ 'Just as we are' devam kitabı (Türkçe Çeviri)
FanfictionYeosang hayatının ne bir masal ne de romantik bir roman olmadığı gerçeğinin farkına varmıştı; hayatı sonsuz bir okyanusun yüzeyinde kalma savaşı verdiği kısa bir hikayeydi. Ve o okyanusta, başka birisini gerçekten sevmeden önce kendisini bulup sevm...